Bugün kimse benden iyi bir şey beklemesin

Uğur Özteke

Yeter artık iyimser olmak da istemiyorum, hayal kurmak da istemiyorum, sizi kandırmak da istemiyorum, kendimi kandırmaktan da artık nefret ediyorum.

Bugün şehrin büyükleri, okurlarımız, dostlarımız, dost bildiklerimiz sakın ola bizden o klasik kıvırma yazılarımızı beklemesinler. Yeter artık, bu ne ya?

Sabah “bismillah” gözümüzü açıp haberlere bakıyoruz hafta sonu 21 şehidin eşine ablasına evladına bakarken ağlamaktan gözlerimiz kıpkırmızı olmuş televizyonu kapatıp kendimizi dışarıya atıyoruz. Niye çünkü boğuluyoruz.

Hadi Adana’daki Tekirdağ’dakine üzülmüyoruz da Konya’ya, Seydişehir’e Ilgın’a dibimize evlat acısı geliyor bu millette yine tık yok. Herkes başka şeylerin peşinde, vallahi de billahi de Cenab-ı Allah’ın bize büyük bir ders vermesinden korkuyorum. Yanacağız ya. Hem de bu dünyada yanacağız.

Dün Marmara depremini yaşadık akıllanmadık.

40 yıldır PKK ile mücadele ediyoruz artık şehit haberlerini kanıksadık, PKK’ya yönelik operasyonları okuma zahmetinde bile bulunmuyoruz. PKK gencecik yürekleri kahpece vuruyor, onlarca insanı bir anda yok ediyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor…

Bugün FETÖ’yü yaşıyoruz; buna da alışmaya başladık.

Bu nedir ya?

Allah aşkına sizin çevrenizdekilerin hep bir eli yağda bir eli balda mı?

Şehitler yüreğimi yaktı evden kendimi dışarıya atıyorum sabah 8, bir dostum Selçuklu Tıp Fakültesi’nden yazıyor. Kalın bağırsak kanseri nedeni ile ameliyata alınıyormuş dua et diyor.

Bir başka tanıdık arıyor Numune’de imiş. Perişan inliyor yardım istiyor.

Bir anda dünyam kararıyor sanki birileri sağlı sollu beni feci şekilde dövüyor.

Nasıl gazeteye geldiğimi hatırlamıyorum tam arabayı park edeceğim bir minibüs dolusu insan birileri ellerinden tutmadan araçtan inemiyorlar. Çünkü hepsi fizik tedavisine geliyor. Kiminin ayağı tutmuyor, kiminin elleri, kimi annesinin kucağında ama hiç biri elini kolunu sallayarak araçtan inemiyor.

Yoksa bu millet çok iyi de ben mi çok günahkârım onun için mi Cenab-ı Allah’ım bana bunları gösteriyor. Düşünüyorum bakıyorum cenazeler, bakıyorum hastalar, bakıyorum cezaevlerine girenler çıkanlar…

Tamam anladım bu milletin hiçbir derdi sıkıntısı yok.

Ben kusurluyum kabahatliyim ve de günahkarım. Allah bana akıllı ol, iyi ol, az günah işle, haline şükret diye bunları gösterdi siz benim kusura bakmayın.

…………

Yine de sizlerden gelenleri hem de kötü ve sıkıntılı şeyleri yazacağım bugün.

HATIP’I CUMARTESİ GÜNDÜZ YAZDIK

GECE GELENLER BELKİ SİZİ UTANDIRIR

Hatıp yolundaki trafik terörünü cumartesi günkü yazımızda fotoğraflarla yazıp ilgililere bilmem kaçıncı kez uyarıda bulunmuştuk. Tabii vatandaş yanıyordu biz de yazıyorduk. Yoksa kimin umurunda? Olsa bir Allah’ın kulu çıkar da “Haksızsın kardeşim yalan” der, ya da “Tamam haklısın zaten bizim programımızda var” der değil mi?

Ne gezer?

O zaman buyurun yazdığımız günün akşamında o Hatıp yolundan sadece bize ulaşan kaza görüntüleri;

OKUL ÇIKIŞI, HASTANE ÇIKIŞI,

OTOPARK ÇIKIŞI OLSA NE YAZAR?

“ÖNCE BENİM İŞİM”…

Bizim milletin gailesizliği, benciliği, vurdumduymazlığı sadece ben odaklı oluşu artık tavan yapmış durumda. Buna fazla özgüven mi denir, yoksa aşırı güç mü denir adını koyamıyorum.

Pazar günü saat 8 sularında belki 8’i biraz geçmiş idi Öğretmenevleri bölgesinde normal dışı bir yoğunluk vardı.  Lüzumsuzluktan bu neymiş diye öğrenmek isteyince gördüm ki Muhacir pazarı müşterisi tahminimin üstünde idi. Nedendir ki derken mevsimin turşuluk mevsimi olduğunu da öğrendim.

Sonra salak salak insanların domateslere biberlere saldırmasına baktım. Sanki pazarcı malını bedava veriyordu yaa. Trafik desen kepazelik, Allah’tan gözünü açamadan pazara koşanlar korna basmayı Allah’tan akıl edemiyorlardı.

Bu arada bir okulun bahçe girişindeki tartışma dikkatimi çekti. Son model kocaman jeepten inan kelli felli eşofmanlı bir abimiz aracını okulun çıkış kapısının kenarına park etmiş gidecek.  Yanında da genç yakışıklı bir evladı var. O da izliyor. Kapının yanından okulun kulübesinden gelen bir bayan görevli aracın oraya konamayacağını söylüyor olmalı. Tartışıyorlar.

Abim bağırıyor “Burası babanızın malı sanki” ve sonra yine bağıra bağıra yürüyerek çekip gidiyor.

Böyle bir postaya “Helal olsun mu?” denir ne denir bilmiyorum. Tek bildiğim abim çekip gitti kadıncağızda arkasından baka kaldı.

Buyurun bu karede pazar günü can gibi koca yürekli bir eğitimcimizden gelen fotoğraf ve küçük notu;

Foto 5

 

“Abicim burası okul İsmet Paşa’nın giriş kapısı önü. Adamlar içeride araba olduğunu görmelerine rağmen yine ful kapatmışlar ve gitmişler”…

İYİKİ BU SAF TEMİZ İNSANLAR VAR

Dün bir yazı yazdık. Hafta sonu bazı şeylere yine çok içerlemiştim. Hadi benim içerlememi geçelim de Ak partinin kuruluşunda hele hele bu şehirdeki AK Parti’nin oluşumunda parası ile çimentosu ile yüreği ile olan insanların feryadını görünce dayanamamış dahası gaza gelip yazmıştım. Akıllı bir insanın yazacağı şeyler değildi bunlar. Ama yazdık.

Allah bin kere razı olsun Konya tamam da, İstanbul’dan Almanya’ya yazıyı okuyan farklı kanallardan teşekkür ediyordu. Bu arada bir müdür aradı “Uğur abi iyi yazmışsın hislerime tercüman olmuşsun. Ama bak bu yazıya Ahmet Bey çok bozulur ha” diyordu.

Allah beni ve bizi affetsin hakkımızda hayırlısını versin.

Yatalım kalkalım dua edelim “Cenab-ı Allah’ım bizleri mahcup olacağımız, başımızı öne eğeceğimiz hatalardan iftiralardan ve belalardan korusun”…

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Etrafınızda gördüğünüz tüm gerçeklik, bir zamanlar kurulan hayallerin eseridir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Elektrikli bisiklet kullanan bayan sürücüler yolun solundan gitmedikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.