BUNDAN SONRA DARBE OLMAZ ! OLURSA…

Muzaffer Kırmacı

   
Çevremizdeki “ateş çemberi” bize her şeyi anlatıyor aslında. Bu olup bitenleri görebilmek için siyaset gözlüğünü çıkarmamız gerekiyor. 
    Küresel boyuttaki tehlikeyi gördükleri halde iç siyasi hesaplaşmaları körükleyenler, dünya durdukça “Lanetli” olarak anılacaklardır. 
    Konunun uzmanları ikinci bir darbeden bahsediyorlar ısrarla. Bu ısrar her daim teyakkuzda olmamız için değilse, bunun adı darbe değil, “İşgal girişimi” olacaktır. Feto’cular eliyle darbe girişiminde bulunanlar güreşçilerin birbirini sınaması gibi biri birlerini tarttılar. Ne olup biteceğini değerlendirdiler. Bunu gördüler. Bundan sonra eğer -cesaret  ederlerse- darbe için değil, işgal için hareket edeceklerdir.
    Türkiye’nin stratejik ve jeopolitik konumu, dünyada ve özellikle İslam ülkelerinin rol model gördüğü ülke olması iştahları kabatmaktadır. Erdoğan’a gelene kadar işbaşında bulunanlar emir komuta içinde hareket ettiklerinden problem olmuyordu. Ama Erdoğan oyunu bozdu. ABD Başkanlarının karşısında öncekiler gibi elpençe divan durmuyor. Kendi ülkesinin menfaatlerini iktidar uğruna peşkeş çekmiyor. Ülkenin idaresini İMF’ye teslim etmiyor. Bir de büyük laflar ediyor, “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek efeleniyor.
    Dışarıda bunlar olurken, içerideki işbirlikçileri de boş durmuyor. Kıçlarına nişadır değmiş gibi durup dururken eften, püften konularla ülke gündemini meşgul ediyorlar.  Yukarıda da dedim ya. Zaman, iç hesaplaşma zamanı değildir. Kim ki bu kritik zamanda meseleyi siyasi hesaplaşmaya götürürse,  bu dünyada olmazsa da öteki alemde Allah hesabını mutlaka soracaktır. 
    Irak’ta oynanan oyun deşifre oldu. Şimdi Iraklılar Saddam’ı mumla arıyorlar. Suriye’de de zaten taş üstünde taş kalmadı. Yeniden ayağa kalkması neredeyse imkansız. Sırada Türkiye var. Bütün bunlar bilinirken ve kabak gibi ortadayken kim ki meseleyi siyasi mecraya çekmek isterse bileceğiz ki onlar da dış güçlerin işbirlikçileridir.
    Dünya, Türkiye’deki gelişmelerden rahatsız. Haksız da sayılmazlar. Her ne kadar muhalefet, özellikle de CHP, muhalefet olsun diye olumlu gelişmeleri ters yüz etmek istese de işin aslı hiç de öyle değil. Korkuları, Türkiye’nin ortadoğuda söz sahibi olmasındandır. Raconu Türkiye kesmeye başlarsa, dünyayı dizayn etmeye soyunan “Beşler” itibar kaybedeceklerdir. Ondan dolayıdır ki, Cumhurbaşkanı  Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda “Dünya beşten büyüktür” dediği zaman “Dut yemiş bülbüle” döndüler.
    Birileri Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki konuşmasından utansa da, biz millet olarak gurur duyduk. Sadece biz mi? Tüm mazlum milletler gurur duydu. Zalimin yüzüne zalimliğini haykırabilmek herkesin harcı değildir. 
    Kasetle Genel Başkan olanlar bunu nereden bilsin…
    

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.