BUNLARI BEN YAPSAYDIM

Ali Dutal

        1-Cumhuriyet kurulduktan beş ay gibi kısa bir süre sonra 3 Mart 1924 tarihinde, İslam Âlemi için olağanüstü öneme sahip; bugün bile yokluğundan kaynaklı İslam dünyasının ağır faturalar ödediği “HALİFELİK” kurumunu kaldırsaydım,

            2-Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra camiye çevirip vakıf haline dönüştürdüğü Ayasofya ile ilgili; “….vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylerse… Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun;….kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun” içerikli ağır vasiyetine rağmen Ayasofya Camisini Bakanlar Kurulu Kararıyla müzeye dönüştürdüysem, 

            3-Peygamber Efendimiz(sav) döneminden 1932 yılına kadar dünyanın her tarafında aslı olan Arapça lisan ile okunan ezanın Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle Türkçe okunmasını sağlasaydım,

            4- 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan sonraki süreçte din eğitimini yasaklasaydım; 1 Kasım 1928 tarihine kadar asırlarca kullandığımız Arap Alfabesini kaldırarak yerine Latin Alfabesini yerine koydursaydım,

            5- Şapka ve Kıyafet Devrimi ile İslami giyimi yasaklasaydım; Şapka Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle İskilipli Atıf Hoca gibi bir çok Âlimin idam edilmelerine sebep olsaydım,

            6- İslami yaşama aykırı olan, çağdaşlık adına dans gibi kadın ve erkeğin birlikte icra ettiği yaşam biçimlerinin yaygınlaştırılması için çalışıp mahremiyeti ortadan kaldırsaydım,

            7-İslami hükümlere bağlı kalınarak hazırlanan Şer’i Mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılan “Mecelle-i Ahkam-ı Adliye Kanunu’nu” kaldırılarak “İsviçre Medeni Kanunu” esas alan “Türk Medeni Kanunu” 17 Şubat 1926 tarihinde yürürlüğe koyduysam,

            9-Sadece Medeni Kanunu değil; her alanda İslami Hukuk kurallarının yerine Batılı Hukuk Sistemlerini ikame ettiysem;  

            Kısaca, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan hemen sonra gerek insan yaşamında ve gerekse toplum düzeninde İslami olan her şey Müslüman Türk Milletinin hayatından çıkarılmaya çalışılmıştır. 

İlahi takdir, sebepleri her ne olursa olsun tarihin en büyük imparatorluğu yıkılarak parçalara bölünmüştür. 

Yıkılan İmparatorluğun yerine, Müslüman milletimizin verdiği büyük bir istiklal mücadelesinden sonra 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Kurucu irade tarafından yeni kurulan devletin işleyişinde ihtiyaca binaen veya başka sebeplerle köklü değişiklikler yapılmıştır.

Kişisel olarak yapılan bu değişikliler hoşumuza gidebileceği gibi gitmeye de bilir. Her kişinin dünyaya bakışına göre farklı tercihleri olabilir. Hiçbir kimsenin tercihlerinden kaynaklı kimseyi suçlamaya, aşağılamaya hakkı da yoktur.

Mesela; kaldırılan Halifeliğin yeniden tesis edilip edilmemesi ile ilgili olarak beş ay önce yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılanların yüzde 52’si yeniden Halifeliği isterken geriye kalanların büyük bir kısmı istemediklerini beyan etmişlerdir.  Halifeliği istemeyenlerin, Halifeliğin kaldırılmasını takdirle karşılamaları normal karşılanmalıdır.

Yukarıda sıraladığımız işleri yapanları, yaptıkları işten dolayı takdir etsem veya etmesem de kendilerine aşağılayıcı veya yüceltici hiç bir şey demiyor ve dememin bir faydasının olmadığını da biliyorum. Çünkü, o icraatları yapanların tamamı bu fani dünyadan göçüp gittiler.

Yaşayan insanlar, göçüp giden insanları yüceltip göklere çıkarsalar da yerin dibine batırsalar da oradaki durumları değişmeyecek; herkes kendi hesabını verecektir. Onun için ben bugüne bakıyor, değerlendirmelerimi de bugünün insanı üzerinden yapmaya çalışıyorum.   

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında yapılan değişikliklerin günümüz insanının yaşamına yansımaları yoğun olarak görülmekle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2013 yılında geniş katılımlı yaptırdığı bir araştırma sonucuna göre; ülkemiz insanının yüzde 99’u kendisini Müslüman olarak tanımlamaktadır. Yüzde 99’unun kendisini Müslüman olarak tanımladığı ülke insanımıza bütün samimiyetimle soruyorum:

Hiçbir şahsı veya kurumu işin içine katmadan, yukarıda sıraladığım işleri BEN YAPSAYDIM; yapılmasına sebep olsaydım; engelleyebilecek güce sahip olduğum halde engellemeseydim; beni taktir eder, alkışlar mıydınız?

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.