Büyük Patlama – Esir Maddesi ve Higgs Alanı (1)

Sami Kurt

Bu yazımızda kainatın oluşumu ile ilgili bilim çevrelerince kabul gören kuram ve yaklaşımları, Kuran-ı Kerim’de yer alan mucizevi işaretlerle ortaya konulan hakikatleri okuyucularımızla paylaşmak istedim.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki asırlar değişiyor, insanlar toplumlar değişiyor, bilimsel yaklaşımlar değişiyor, Kuran ise her asırda tazeliğini koruyor, her asrın insanını, ilim ehlini, bilim adamlarını aydınlatmaya devam ediyor.

Önceki yüzyıllarda sabit durum teorisini benimseyen, zaten kainatın ezelden beri var olduğu ve sabit olduğu düşüncesine inanan dini ve felsefi görüşlerin olduğu dönemlerden çok daha önce Kuran-ı  Kerim kainatın yaratılmış olduğundan hatta yaratılış sürecinden, evrelerinden bahseder. Kainatı tanımlar. Birkaç yüzyıl önce insanlığın büyük çoğunluğunun kainatın sadece Güneş sisteminden ibaret olduğuna inandıkları dönemlerden çok önce, yıldızlardan, onların bir felekte (yörüngede) yüzdüklerinden bahseder.

İnsanların hayatın kaynağı olarak gördükleri Güneş’in, güneş tutulması vb. gök olaylarının hakikatini bilmediklerinden yok olmasından korktukları ve kaygılandıkları bir zamanda (1400 yıl önce) Güneş’in Ay’a erişemeyeceğini, Güneş’in yörüngesinin ayrı olduğunu beliğ bir üslupla insanlara söyler ve insanların kaygılarını izale eder. 

1900’lü yılların başından itibaren fizik bilimi büyük gelişme göstermiş, kainatın oluşumunu ve oluşumdan sonraki evrelerini tanımlayan bazı modeller, kuramlar ortaya koymuştur.  Bu kuramlardan biri, bilim çevrelerince kabul görmüş olan “büyük patlama (big bang)” teorisidir.

1929 yılında Edwin Hubble, teleskopuyla uzak galaksileri gözlemi sırasında onlardan gelen ışığın dalga boylarında kırmızıya kayma tespit etti. Kırmızıya kayma, galaksilerin tamamının giderek uzaklaştığı anlamına geliyordu ki bu da kainatın genişlemekte olduğuna işaret ediyordu. Kainatın zaten genişlemesi gerektiği önceleri Einstein tarafından da belirtilmişti. Bu keşif kainatın genişlemekte olduğunu, bir başlangıcının olduğunu ve başlangıçta çok büyük bir kütlenin, sıfır hacim denilebilecek bir noktada açığa çıktığını ortaya koymaktadır. Yani yoktan var olma.

Eğer büyük patlama gerçekleşmişse patlamanın ilk anlarında kainatın her tarafına gama ışınımı yayılmalı ve bunun belirtileri uzayda hala bulunmalıydı. Bu amaçla 1989’da fırlatılan COBE uydusu ve 2006’da fırlatılan Wmap uydusu ile mikrodalga fon ışınımları gerçektenden de tespit edildi.

Bugün kainatın yaşı Hubble sabitiyle ya da yaşlı yıldız kümelerinden yararlanılarak hesaplanabiliyor. Her iki hesaplamada da yaklaşık 13.7 milyar yıl tespit edilmiştir.

Yine teoriye göre patlamanın hemen sonrası uzay dalgalanan bir enerji deniziydi. Mikro dalgalanmalardaki yoğun, az yoğun bölgelerde madde ve anti-madde doğdu. Bir bakıma enerji; madde ve anti-maddeyi meydana getiriyor, sonra madde ve anti-madde birleşerek yok olup tekrar enerjiye dönüşüyordu. Günümüzde bu olay laboratuar ortamlarında oluşturulabilmektedir. Örneğin, Elektron ve pozitron çarpıştırıldığında ikisi de yok olur ve enerjiye dönüşürler. Aynı şekilde iki yüksek enerjili fotonun çarpıştırıldığında maddeye dönüşebildiğini görebiliyoruz. Zaten Einstein’ın ünlü E=MC2 formülü de madde ve enerjinin birbirine dönüşebileceğini ortaya koymaktadır.

Bu evrede elektronlar, kuarklar ve kuarklardan da protonlar ve nötronlar oluşarak atomun çekirdeği oluşmuş sonrasında elektronlar bu çekirdeklere bağlanarak hidrojen atomu, sonra helyum ve lityum atomları oluşmuştur.

Sonuç; Kainat kesinlikle genişlemekte hem de giderek artan hızla genişlemekte ve yayılmaktadır.

“Göğü biz çok sağlam bir şekilde bina ettik. Şüphesiz onu elbette genişleticileriz”  (Zariyat/47)


                “Semâ emvacı karardide olmuş bir denizdir” (hadis)

“Sema, dalgaları kararlı hale gelmiş (sakinleşmiş) bir denizdir”


                Peygamberimiz (AS), 1400 yıl önce kainat semasını, dalgaları sakinleşmiş bir deniz teşbihi ile açıklarken, Kuran-ı Kerim kainat semasının sürekli genişletilmekte olduğunu insana haber veriyor.

Gelecek yazımızda esir maddesi ile ilgili görüşleri paylaşma ümidiyle Cuma’nız mübarek olsun.

 

Günün Duası : Allah’ım, bize sevgini ve bizi sana yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasip eyle.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.