Buzdağının Görünmeyen Kısmı

Hatice Filiz Çelik

Belâgat kelime anlamı olarak; sözün etkili, güzel ve hitap edilen kimseye, içinde bulunulan duruma uygun düşecek şekilde söylenmesi olarak geçer sözlüklerde. Terim olarak “retorik” ifadesini de anlam olarak içerir. Ve bu şekilde güzel, etkili hitap edebilen kişiye de belâgatli, beliğ denir…

Belagat iyi konuşma yeteneğinin yanı sıra sözle inandırmayı da içine alır. Dolayısıyla sanatta, edebiyatta ya da herhangi başka ilmi bir alanda kişinin bilgilerini yanlış anlaşılmaya yer bırakmayacak şekilde karşısındakine aktarabilmesidir.

Eskiler belâgati “sözün efradının camî, ağyarını mânî olması” yani “sözün anlatılmak isteneni tam olarak anlatabilmesi için gereksiz ayrıntıları içermemesi, ince manalar ile söylenmesi” olarak ifade eder.

Bir insanın mesleki bilgilerini, deneyimlerini en güzel şekilde aktarabilmesinin yoludur. Elbette soyut ve manevi anlamda belâgat doğruyu da içermeli.

Günümüzde sosyal ağ ortamına bakıldığında ise belâgat sanatının nasıl farklı ve amaç dışı kullanıldığına şahit oluyoruz. Söz sanatları yeteneği ile ‘amacı kendinde saklı olarak’ bir fikri ortaya atıp insanları yanıltmaya çalışanların varlığı ne yazık ki oldukça fazla. Bu kişiler öyle bir konuşur ya da yazar ki karşısındakini sanki işin en ince ayrıntılarına hâkim olduğuna ikna eder.

Ve aynı şekilde öyle güzel ve açık bir dille anlatır ki konuyu bu kişiler, anlattığının doğruluğu konusunda en ufak bir şüphe bile duyulmaz. Zaten konuyu anlamak için, derinlemesine araştırma gibi bir derdimizin olmaması sebebiyle, bu kişileri hemen uzman olarak kabul eder ve o fikrin zihnimize yerleşmesine izin veririz.

Algıyı kendi istekleri doğrultusunda yönetenlerin başvurduğu en etkili yollardan biridir uzman görünüşlü belâgatli kişiler.  Asıl amaçlarını asla açığa vurmaz bu kişiler. Bu amaç genelde bir değeri, örfü, âdeti ve toplumsal bir inancı yıkmaya yönelik olabilir. Ama tüm bunların da ötesinde aslında en gerçek amaç maddi kazanımlarını arttırmaktır.

Çok büyük komplo teorileri örneklerine bakmaya gerek yoktur bu tür operasyonları anlatmak için. Genelde her gün karşımıza çıkan reklamlar, sözde uzmanların paylaşımları, resimler, videolar bu amaca hizmet eder. Yani birilerinin daha çok kazanmasına…

Bu konuda reklamcılık ve halkla ilişkiler uzmanlarının sık sık dile getirdiği bir örnek olay vardır ki zaten bu örnek fazla da söze yer bırakmaz:

Edward Bernays halkla ilişkiler ve pazarlama tarihinin anılan öncü isimlerindendir. Kendisi aynı zamanda Sigmund Freud’un yeğenidir.  ABD’ de 1929 yılında bir sigara fabrikası Bernays’a sigara satışlarının daha fazla arttırılmasını sağlamak için başvurur. O yıllarda ABD’de kadınların sigara içmesi doğru bulunmamakta ve toplumsal olarak ayıp kabul edilmektedir. Bu nedenle kadınların sigara içmesi %5 gibi oldukça düşük bir oranda seyreder. Ve firma ile birlikte Bernays kadınların sigaraya başlaması halinde satışların büyük bir artış göstereceğini hesaplarlar. Sonrasında Bernays bir proje hazırlar. Buna göre bir grup feminist kadınla anlaşarak bir yürüyüş örgütler. Bu kadınlar New York sokaklarında katılacakları yürüyüş sırasında hep birlikte sigara içeceklerdir. Ve bu kadınlar kendilerine dayatılan toplumsal yasaklara karşı çıkarak özgürlüklerini ilan edeceklerdir. Kadınların ellerindeki bu sigaralar da özgürlüğün ifadesi olacaktır. Yürüyüş istenildiği şekilde gerçekleşir. Ve kampanya o kadar başarılı olur ki aynı yıl kadınların sigara içme oranı %12 ye ve takip eden birkaç yıl içinde ise %35 çıkar.

Topluma ve bu örnekte kadınlara yansıtılan amaç; “Kadınların özgürlüğünü elde etmesi” gibi görünürken aslında asıl amaç, dev sigara firmasının tarihte yaşanan en büyük ciro artışını sağlamasıdır.

Özellikle günümüz dijital çağında her yönden algı yönetimine maruz kaldığımızı düşünürsek işin tehlikeli yanı oldukça yüksek görünüyor.

 Ama bu algı operasyonlarının hedefi olmamak da yine bizim buna izin verip vermemize bağlı. Aslında çözüm bu kadar basit.

Sağlığınız ve huzurunuz daim olsun.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.