CHP Nereye Koşuyor?

Çağlar Baştoklu

            CHP’de uzun yıllar genel başkanlık görevini yürüten Deniz BAYKAL’ın bugün artık bir operasyon olduğu aşikar olarak ortaya çıkan kaset skandalının ardından genel başkanlık koltuğuna Kemal KILIÇDAROĞLU getirildi.

 

            CHP kurultayında genel başkan olarak kürsüye çıkan KILIÇDAROĞLU, şair Ahmed ARİF’in dizeleriyle sözlerine başladı. Sol değerleri içerisinde barındıran konuşması CHP seçmeninde ve Ülke genelinde yeni, güçlü bir heyecan oluşturdu. Konuşmasında parti içi demokrasiyi esas olarak kabul edeceğini ve bütün seçimlerde adayların ön seçim ile belirleneceğini üzerine basa basa ifade etti.

 

            2011 genel seçimlerine yoğun reklam kampanyası ve projelerle giren yeni CHP beklenen oy oranını yakalayamadı. Genel Başkan KILIÇDAROĞLU’nun Kurultay’da vaat etmiş olduğu ön seçim şartı ise göstermelik olarak sadece üç, dört yerde uygulandı.Yeni CHP’den milletvekili seçilerek, yönetici kadrosunda da yer bulan bazı isimler oldukça renkli simalardan oluşmaktaydı.Ömrünü CHP’ye ve sol düşünceye karşı mücadele ile geçirmiş , yok olan merkez sağın umudu olarak görülen simge isimler, CHP politikalarında belirleyici olarak artık boy gösteriyorlardı.Değişen Türkiye ile CHP’de hızla değişime adapte oluyor, yeni CHP bu kadrolarıyla karşımıza  ve seçmenlerin karşısına çıkıyordu. Partiyi Sol’a, Alevi ve Kürt vatandaşlarımıza yakınlaştırarak geniş halk kitleleriyle buluşturacağı düşünülen Genel Başkan KILIÇDAROĞLU bu beklentileri boşa çıkararak, CHP’yi yok olan merkez Sağ’ın yerine oturtmaya çalışıyordu.

 

            17 Aralık sürecinin oluşturmuş olduğu kaos ortamında girilen 30 Mart yerel seçimleri ise CHP adına tam bir fiyasko ile neticelendi.

 

            CHP yönetiminin büyük arzusu üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen Mustafa SARIGÜL, mevcut belediye başkanı Kadir TOPBAŞ’a rakip bile olamamış, Ankara’nın çatı adayı konumundaki ismi Mansur YAVAŞ seçimi tekrar Melik GÖKÇEK’e kaybetmiş, Antalya ve Mersin gibi belediyeler kaybedilerek, iktidar partisi seçimden yeni bir zaferle ayrılmıştı.

 

            Yerel seçimler öncesinde adaylar belirlenirken yapılan büyük hatalar ise bu yenilgiye çanak tutmuştur.

 

            Ardından geldik Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine. Aylar öncesinden gerilimi devam eden süreç medyada ve toplumumuzda dikkatle takip edilirken, kamuoyu çatı adayının kim olacağı noktasına kilitlendi.

 

            CHP yöneticileri sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle görüş alışverişinde bulundular. Milletvekillerinin de dahil olduğu anketler yaptırıldı. Ve neticesinde kamuoyunda bildiğimiz, seçmen tarafından kabul edilebilirliği olan, siyaset yapabilme becerisi yüksek, üç dört tane tecrübeli isim ön plana çıkmış iken, CHP ve MHP Genel Başkanları hiç beklenmedik bir isim üzerinde uzlaştıklarını ilan ettiler.

 

            Hiçbir parti organına danışmadan, parti içerisinde görüş alışverişinde bulunulmadan açıklanan Sayın Ekmeleddin İHSANOĞLU’nun şahsına, kimliğine ve temsil yeteneğine büyük bir saygı duymakla birlikte, yaşanılan bu süreçte CHP adına yapılan yanlışların en büyüğü ile karşı karşıya kaldığımızı belirtmek istiyorum.

 

            Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran CHP, siyasi tarihimizin hiçbir döneminde bu kadar çaresiz, bu kadar eli kolu bağlı bir durumda bırakılmamıştır.

 

             Ekmeleddin İHSANOĞLU ismi CHP örgütlerinde ve seçmenlerinde büyük bir şaşkınlık yarattı. Ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından, CHP’de çok daha büyük tartışmaların gündeme gelmesi kaçınılmaz bir gerçektir.       

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.