DÜNYA GIDA GÜNÜNDE YİNE İSRAF, YİNE AÇLIK ve DÜNYANIN HALİ

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Geçen haftalarda Sudan’dan, akademisyen, bürokrat ve gazetecilerden oluşan bir grup Konya’ya resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Tüm gün beraber olduğum heyet en son Rektörümüz Mustafa Şahin’le görüştü. Şahin Hoca, yapıcı, yerinde ve olumlu işbirliği tekliflerinde bulundu. Ardından da yemek daveti gerçekleşti.

Tamamı Müslüman olan heyetten bir kısım şahsiyetlerle daha önceden birlikteliğim oldu ve yemek adaplarını da biliyordum. Maalesef israf hassasiyetleri çoğu ülkede olduğu gibi bunlarda da yok.

Yemeğe başlamadan önce “Müslümanların israf hassasiyetsizliği” üzerinde duran bir konuşma yaptım. Sonuçta yerli ve yabancı misafirler tabaklarını tertemiz göstererek bana jest yaptılar. Tabii ki gülüştük ve sıkıca sarıldık. Bu hassasiyetimden dolayı da bana teşekkür ettiler.

Buraya nereden geldik bakalım. 16 Ekim Dünya Gıda Günü olarak gündem alır. Tabii ki konu ile ilgili teşkilatlar bildiriler yayınlar, farklı oturumlarda görüşmeler yapar, basın bildirileri verirler.

Okuyucularıma sorarım “kaç kişi 16 Ekim hakkında bilgi sahibidir”? Aksine falan artistin yaşı, boyu, filan sanatçının nereli olduğu, kaç evlilik yaptığı; ya da cep telefonlarının hangisinin ne özeliklerde olduğu, fiyatı vs. vs. hakkında bir sürü bilgilere sahiptirler.

Kendini doyuran, ayakta tutan, enerji veren, canlılık ve sağlıklı olmasını sağlayan gıdalar ve gıda günü hakkında insanımız hangi bilgilerle donanımlıdır; bilinmez. Bu bir haksızlıktır. Gıda, gıdacılar, üreticilere ve onu ikram eden yaratıcıya hürmet, her şeyin üzerinde olmalıdır, öyle değil mi?   

Araştırmalarda "1 yıl boyunca çöpe giden gıdaların 20 yıldan fazla süre açlığı önleyebileceği" ortaya konmuştur. Dünya genelinde 800 milyondan fazla insanın açlık çekmekte, her 4 saniyede bir insanın açlıktan ölmektedir. Bir taraftan da 600 milyon insan obezite ile mücadele etmekte, 1 milyardan fazla insan günde 1 Dolar’dan daha az para ile geçinmek zorunda kalmaktadır.

Tarımsal üretim ve gıdaya erişimde zengin ülkeler arasında olan Türkiye dünyanın çöpünü üretenler arasında görülerek sadece tarladan sofraya kadar geçen dönemde yüzde 20-30 düzeyinde ürünlerde zayiat ve fire vermektedir. Yine günlük olarak ürettiğimiz ekmeğin yüzde 5'ini israf edilmektedir.  

Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü'nün bu yıl "iklim değişiyor, o halde gıda ve tarım da değişmeli" ana temasıyla hareket etmektedir. Bu meyanda tarımın iklim değişikliğine uyumlu hale gelmesini, gıdanın sürdürülebilir olarak üretilmesini ve daha az tüketilmesi gerektiğini vurguluyor.

Konuyu, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın güzel bir şiiri ile bağlayalım;

Artık “dişiniz çıktı” der,
Süt vermez cici annemiz.
Alır kucağına sever,
Toprak, ikinci annemiz.

Besler bizi bin bir öğün,
Yemişler, sebzeler her gün,
Beni yanına götürün,
Toprak ikinci annemiz.

Hepsinde bir türkü, bir ses,
Buğday, dut, kiraz, patates.
Hadi bana bir kavun kes,
Toprak ikinci annemiz.

İsrafsız tüketim, gıdaya ve üretene saygı için kalın sağlıcakla. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.