Dur Artık Fırsatçı! Deprem Var!

Erol Sunat

Deprem var! Ölenler var! Mağdurlar var! Perişan olanlar var! Deprem sonrası her şeyini kaybedip bir lokma ekmeğe muhtaç olanlar var!

Dur artık fırsatçı! Deprem var!

Bu fırsatçılara neden dur diyemiyoruz, bunların eli neden hep çaresizlerin, mağdur olmuş insanların yakasında! Kim bu kendini bilmezler? Çek elini insanımızın yakasından neden diyemiyoruz?

Bunların mağdurlara uzanan elini kıracak, bir daha bu işe kalkışmayacaklarına tövbe ettirecek gücümüz yok mu?

İzmir depremi sonrasında yine meydandaydılar!

Bunlara laf tesir etmiyor! Ne deprem biliyorlar, ne felaket, ne insanların perişan hali…

Varsa yoksa, kazanacakları para…

Her felaketi, paraya ve kazanca dönüştüren bu insanları bu toplumun içinden ayıklamak lazım!

Ve bu ayrık otlarından, zehirli sarmaşıklardan bir an önce kurtulmak lazım!

İzmir depremi sonrasında ev kiraları bir anda patladı. Nakliye ücretleri katlandı. Daire fiyatları kendine yükseklerde konacak dal arıyor!

Ne oldu?

Depremle birlikte yeni fırsatçılar ve fırsatçılığa meyledenler ortaya çıktı!

Yıllardan beri, her deprem olan yerde, ortaya çıkıyorlardı.

Depremin vurduğu, oturulması imkansız olan, mühürlenen binalarda oturanlar, kendilerine kalacak bir ev aramaya başlamışlardı ki…

Ev sahipleri ve nakliyeciler fırsatçılığa soyundular...

Depremdi, felaketti, yürekler yanmıştı, insanlar mağdurdu, bu konuları dikkate almadılar. Kısa yoldan ne kazanırız diye deprem felaketini kendilerince fırsata çevirdiler.  İplikleri pazara çıktı…Gerçek yüzlerini, gerçek niyetlerini görmeyen, bilmeyen kalmadı!

 

*****

Sızlaması gereken vicdanları sızlamadı.

Kalpleri yumuşamadı!

Deprem onlar için, ayaklarına kadar gelmiş bir fırsatı kaçırmamaktı.

Yaptıkları fırsatçılığın daniskasıydı!

Depremzedelerin yaşadıkları felaket üzerinden çıkar sağlamaya çalışmaktı!

Ne utandılar, ne sıkıldılar, ne yüzleri kızardı, ne de istedikleri fahiş fiyatlardan geri adım attılar!

Adeta söz birliği etmişçesine davrandılar.

Belli ki, enkaz altında kalanları kurtarmak için çalışan kurtarma ekiplerinin beş-altı gündür süren cansiperane fedakarlıklarından hiç ders almamışlardı!

Kiralık evleri olanlar, biz geçerli kira fiyatlarının yarısına evlerimizi kiraya vermek istiyoruz. Bizimde depremzedelere bir katkımız olsun diyemediler!

Nakliyecilerde, yakın yerlere nakliye parası almayacağız,   mesafe uzaksa sadece yakıt parasına depremzedelerin eşyalarını taşımaya hazırız diye yetkililere başvuramadılar.

Gönülleri fethetmek ellerindeydi, lakin, insanlıkları, deprem gibi bir felakete yaklaşımları onları bu sınanmada sınıfta bıraktı. İnsanlık, bu insanlarda ölmüş dedirttiler.

 

*****

Elinden tutmamız gereken depremzedelere “paran varsa ver elini, yoksa çek başına geleni” demeye gelen davranışlardan hiç mi utanmıyoruz?

Bu nasıl bir insafsızlık?

Bu nasıl bir vicdansızlık?

Hani o yere göğe sığdıramadığımız insanlığımız?

Kara gün dostu olma hasletimizi nerelerde kaybettik?

Alacağınız o paranın hayrını göreceğinizi mi sanıyorsunuz?

Fırsatçılığın bir başka versiyonu olan deprem vurgunculuğu affedilecek, hoş görülecek bir davranış mı?

Türkiye, İzmir depremi sonrası, fırsatçıların kabak tadı veren, çizmeden yukarı çıkan, yeter artık dedirten ve bardağı taşıran davranışlarını kabullenemedi.

Şımarık, ne yaptığını bilmeyen, haddini hududunu aşan bu insanların felaketlerle dalga geçer gibi davranışlar sergilemeleri, Türk milleti olarak zorumuza gitti!

Bunların önüne geçilmeli.

Her felaket sonrasında fırsatçılığa yeltenen bu insanların fırsatçılık yapmasına artık izin verilmemeli.

Bunlarla ilgili yaptırımlar, yasal düzenlemeler yapılmadıkça, bunların önüne geçilmesi zor görünüyor.

En azından, bu kendini bilmezlere haddini bildirecek caydırıcı yaptırımlar, kararlar alınabilir diye düşünüyorum.

 

*****

İnanın, deprem gibi, sel gibi doğal afetler sonrasında evsiz-barksız kalan insanlardan, üç ay gibi, altı ay gibi hiç kira alınmaması, kira giderlerin devletimizce karşılanması, daha sonra ise kira bedelinin makul seviyelerde alınması fırsatçıların önüne geçecektir.

Mesela, ev kiraları şu kadardan fazla olmayacak gibi…

Nakliye ücretleri şu kadar liradan fazla olamaz gibi…

Aksi davrananlara cezai müeyyidelerin anında uygulanması gibi kararlarda fırsatçıların çanına ot tıkayacaktır.

Her doğal afet sonrası, ortaya çıkan bu seviyesiz, gözünü para hırsı bürümüş, insanlığını kaybetmiş, engel tanımayan bu insanlara başka türlü dur demek mümkün gözükmüyor.

Şimdi diyeceksiniz ki, felaketin vurduğu, evsiz-barksız kalan insanların o halinden istifade etmeye çalışan, ev sahipleri, nakliyecileri o şehrin insanları değil mi?

Aynı yaradılışa sahip olan insanlar 2020 yılı başında Elazığ ve Malatya’da evsiz kalan insanlara aynı şekilde davranmadılar mı?

Mağdur olan insanların mağduriyetlerinden istifade etmeye kalkmadılar mı?

Marmara depremi sonrasında anlatılan benzer hikayeleri ne çabuk unuttuk!  

Her depremde zengin olan, zenginleşen, deprem simsarları yok mu?

Tedbir alınmadıkça, yasaklar sert bir şekilde getirilmedikçe, bu insanlar, vazgeçmeyecekler!

Bizlerde her zaman olduğu gibi, bu kadar ruhsuzluk, bu kadar vicdansızlık, bu kadar acımasızlık olabilir mi derken, onlarda bildiklerini okumaya devam edecekler!

 

*****

Hatırlarsanız, geçmiş depremlerde, hiçte hoş olmayan hadiseler yaşanmıştı. Gönderilen yardım malzemeleri deprem fırsatçılarının doymak bilmeyen iştahını kabartmıştı.

Battaniyeler çalındı.

Gönderilen gıda maddeleri depolandığı yerden çalındı.

Bir yerlere satıldı.

Çalanda, satanda, çalıntı malı satın almak için bekleyenlerde, çalanlardan alanlarda ahlaki zaaflarını

ortaya koydular.

İzmir depreminde de, böyle insanlar dikkat çekti, yakalananlar oldu.

Ancak içimizi en fazla acıtan konu, fırsatçığın hangi boyutlara eriştiği idi.

2020 yılı fırsatçıların her alanda, deprem dahil cirit attığı, sınır tanımadığı, kimseden çekinmediği, korkmadığı bir yıl oldu.

Pandemi süreci dahil her konuyu kendi lehlerine çevirdiler.

Maalesef, bu yıl fırsatçılara dur denilemeyen,

Vatandaşımızın sürekli mağdur olduğu,

Mağdur edildiği bir yıl olmaktan kurtulamadı.

 

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.