ESKİ ZAMANIN İNCELİKLERİNİ ÖZLÜYORUM

Muzaffer Kırmacı

      Çocukluk ve delikanlılık yıllarımı hatırlıyorum da, o günün insanları daha kibar, daha nazik ve daha ince idi.

      Kelimeleri seçerek kullanırlardı.

      Gençler komşularına, mahallesindeki yaşlılara saygıda kusur etmezdi.

      Babam bakkaldı.

      Dükkanın önünden geçerken selam veren kim olursa olsun, “Aleykümselam” derken mutlaka (oturuyorsa) ayağa kalkardı.

      Ben sigara içmeye, 25-26 yaşımdayken üniversite yıllarında başladım. (Keşke hiç başlamasaydım. O ayrı bir konu.)

      Memlekete gittiğimde, evimizin yakınlarında sigara içmeye utanırdım. Elimde sigara varken bir yaşlı tanıdıkla karşılaştığımda ya sigaramı atar, ya da avucumun içinde iyice gizlerdim.

      Büyüklerin yanında sigara içmek ayıptı.

      Ayak-ayak üstüne atmaya da utanırdık.

      Yani demem o ki; bir kabahat işlesek bile onu ifşa etmezdik.

      “Kabahat de gizli, ibadet de gizli” derler ya.

      Yani yaptığımız kabahatlerle övünmez, aksine kendi iç dünyamızda pişmanlık yaşardık.

      Neticede insanız.

      Hepimiz de hata yapabiliriz. Ama biliriz ki Allah’ın tövbe kapısı her zaman açıktır.

      Büyüklerimiz derlerdi ki; “Günahlarınızı dillendirmeyin. Bilmeyenleri de şahit tutmuş olursunuz.”

       Şimdi öyle sapkın bir güruh var ki karşımızda, Allah'ın koyduğu kurallara baş kaldırmaları yetmezmiş gibi, bir de yaptıkları ile övünüyorlar.

      Bu insanlar hatalarının farkında değiller. Bir boşlukta yaşıyorlar. Sürü psikolojisi ile, bir diğerini olumsuz etkiliyor.

      Bunlar hasta. Hatta ileri derecede kronik hasta. Bunların manevi boşlukları tedaviye muhtaç.  

      Bunları kendi hallerine bırakmak, hastalığı tetikleyecektir.

      Eşcinsellik ve fuhşiyat gibi, toplumumuzun çok büyük bir bölümünün çirkin ve tiksindirici bulduğu bu fiile destek verenlere ne demeli?

      Bir siyasi partinin 3-5 oy hesabı yaparak eşcinsellerin protestolarında yer alması nasıl izah edilebilir?

      Her boyayı boyamış da fıstıki yeşil kalmış gibi, böyle bir konuda Baro’nun, sapkınların yanında bulunması akıllara durgunluk veriyor.

      Bu ve benzeri fiillerin, koronadan bir farkı yoktur. Acilen bu belanın da tedavi edilmesi gerekmez mi?

      Bu konuda iplerini üzerlerine atmak, kendi hallerine bırakmak, bir problem yokmuş gibi davranmak, meseleyi daha da çıkmaza götürecektir.

      Bu insanlar, bir şekilde manevi boşluğa düşmüş olabilirler. Ellerinden tutan, yol gösteren de olmayınca debelendikçe daha da batıyorlar. Bir kişinin bile o bataklıktan çıkarılması kârdır.

      Daha fazla insan bu bataklığa saplanmadan, bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyorum.

      Allah'tan umut kesilmez dostlar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.