FUTBOL, BİLİME Mİ DÖNÜŞÜYOR?

Meral Arslan

Futbol dünyada birçok toplumda deyim yerindeyse alışkanlık haline gelmiş aktivitelerden biridir. Ülkemiz açısından bakıldığında da futbolun hayatımızdaki yeri yadsınamaz. Lig başlar, tatil olur ama futboldaki heyecan hiç dinmez. Sürekli maçlar, hakem kararları, futbolcu performansları ve transferler konuşulur.

Peki, futbol günlük hayatımızda bu kadar yer işgal ediyorken başka alanlarda, özellikle bilim dünyasında nasıl bir yer ediniyor? Aykut Hoca yaptığı bir konuşmada “Futbol bir bilim değildir ancak bilimden faydalanır.” demişti. Futbolun bilimi olur mu hala tartışıladursun, futbolun bilimden faydalanması gerektiğini artık herkes kabul ediyor.

Öncelikle futbolda oyun ve oyuncu kalitesini ölçmeye yönelik faaliyetlerin önemi giderek arttı. Artık, istatistikler futbolun bir parçası. Sadece teknik direktörler değil, yayıncı kuruluşlar da birçok istatistiğe ulaşıyor, hatta izleyiciler ile paylaşıyor. Bir karşılamada kim ne kadar koştu, kaç doğru, kaç hatalı pas yaptı gibi temel bilgiler kadar, oyunun ağırlığını gösteren ısı haritaları gibi gelişmiş veriler de artık elimizin altında. Bilim insanları, özellikle yazılımcılar da, oyunda ve antrenmanda birçok ölçüm yapılmasını sağlayacak, karşı takımı analiz edebilecek çözümleri futbol dünyasının kullanımına sunuyor. Sunulan cihaz ve teknolojilerin anlık veriler de sağlayabiliyor olması teknik direktörlere maç esnasında taktik değişikliklerin yapılması için avantaj sağlıyor.

Teknoloji çağının önemli bir parçası veri analizi iken diğer parçası ise yapay zekâdır. Yapay zekâ, bir bilgisayarın ya da yazılım yüklü bir robotun çeşitli faaliyetleri zekâ sahibi bir insan gibi yerine getirme yeteneği olarak tanımlanabilir. Bu bilgisayar ya da yazılım, kararlarına dışarıdan müdahale etmenize gerek kalmayacak şekilde gelişmiştir. Günümüzde yapay zekâyla robotlara belirli işleri yaptırmanın yaygınlaştığını söylemek mümkündür.

Teknoloji futbolun içine bu kadar girmişken, yapay zekânın da sektöre el atmamış olması beklenemezdi tabi ki. Futbol alanında çalışan bilim insanları ve firmalar, yapay zekâ teknolojileri ile futbolcuların sahip oldukları özellikleri ortaya çıkarabildiklerini, bu sayede transferlerde çok büyük başarılar elde ettiklerini iddia ediyorlar. Şöyle ki yapay zekâ teknolojisiyle sahadaki tüm hareketlerin 3D modelini çıkarılabiliyor. Böylece yetenekleri keşfetmek, futbolcunun yeteneklerini geliştirmek ve takımların gerçek ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak mümkün oluyor. Büyük analiz firmaları kulüplere ve futbolculara bu teknolojiyi kullanarak transfer konusunda tavsiyelerde bulunabiliyor.

Diğer yandan, geçtiğimiz yıl Pisa Üniversitesi’nden bir bilim adamı Alessio Rossi, bir İtalyan kulübü için geliştirdiği yapay zekâ destekli algoritma ile sakatlıkları gerçekleşmeden önce tespit etmeye çalıştı. Geliştirilen yapay zeka ile oyuncuların üzerine yerleştirilen GPS dahil birçok sensör sayesinde futbolcuların hızları, koşu süreleri, hızlanmaları, yavaşlamaları, pas ve şut sayıları, aldıkları darbeler gibi birçok veri takip edilip kayıt altına alındı. Bu veriler oyuncunun yaşı, boyu, kilosu, son sakatlığı, maç süresi gibi oyuncuya özel bilgilerle harmanlanarak algoritma tarafından sakatlıklar önceden tahmin edilmeye çalışıldı. Sistemin başarı oranı yüzde 60 olarak açıklandı. Yapay zekâ yerine sadece basit verileri değerlendiren benzer teknikler daha önceleri de futbol dünyasında denenmiş, ancak hiçbirinin başarı oranı yüzde 5i geçmemişti. (Kaynak : https://www.newscientist.com/article/2175900-football-teams-secretly-using-ai-to-predict-injuries-before-they-occur/)

Buraya kadar her şey güzel görünüyor. Çünkü her alanda olduğu gibi futbolda da çok sayıda bilinmeyenin aza indirgenmesi çok önemlidir. Peki, bir adım ilerisi düşünüldüğünde, bu veriler ve yapay zekâ destekli algoritmalar ile yapılan tahminler için öngörüden öte kesinlikten bahsedilebilir mi? Bilimsel olarak, ilerdeki gelişmeleri de göz önünde bulundurursak, imkânsız değil. Hatta geçtiğimiz yıl bir firma yapay zekâ kullanarak Dünya Kupası’nı kimin kazanacağını tahmin etmeye çalıştı. Her ne kadar başarılı öngörülerde bulunamamış olsa da önemli bir deneme yapmış oldu. Hayal gücünü zorlayan bilim insanları, biz hala VAR’ı tartışırken, maçları robot hakemlerin yönetebileceğini hatta futbolcuların bile robot olabileceğini söylüyorlar.  Bu konularda hem yurt dışında hem ülkemizde somut çalışmalar da mevcut.

Futbol bilimden faydalanmasına bir itirazımız yok elbette. Hatta çok önemli buluyor, futbola değer kattığını düşünüyorum. Ancak, yapay zekâ uygulamalarının futbolu ele geçirmesini (robot hakem ve robot futbolcu vb.) isteyip istemediğimizi tartışmak lazım aslında. Ben, kendi adıma, bir futbolsever, bir taraftar olarak yapay zekânın futbolu bu denli ele geçirmesini kesinlikle istemem. Peki, gerçekleşmesini bekliyor muyum? Net olarak hayır. Nedeni ise, futbolun sayılarla ve algoritmalarla açıklanamayacak kadar sosyolojik bir olgu olması.

İşin özü, taraftarlar ya da futbolseverler ihtimalleri seviyor.  Maçın sonucunu kesin olarak bilsek bu kadar heyecanla izler miyiz hiç? Ya da, taraftar olduğumuz takımın ailemiz gibi olan oyuncularının robot olduğunu hayal edebilir misiniz? Kısaca, bu gelişmelerin toplum tarafından kabul göreceğini zannetmiyorum. Ayrıca, endüstriyel futbol diye bir kavram da artık hayatımızda olduğuna göre, futbolu pazarlayan aktörler de böyle bir durumdan hoşnut olmayacaklardır. Bilim dünyasından iyi haber ise, araştırmacıların insan ile yapay zekâ faaliyetlerini birbirinden ayırt etmeyi sağlayacak şeyler bulmaya çalışmaları. Ayrıca, bilim insanları, henüz insan zekâsının üzerinde bir yapay zekâ geliştirilemediği konusunda da fikir birliği içerisindeler.

İleri teknolojinin kullanıldığı, ama heyecanın hiç dinmediği bir futbol dünyası olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.