Gerçeklerin ışığında...(1)

İsmet Karababa

 Yaşadıklarım ve yaşanılanlarla esinlenerek bir kitap yazmaya karar verip yazmaya başlayınca araştırma yapmam gerekiyordu. Araştırdıkça insanın geçmişe gidesi geliyor; samimiyeti, birlikteliği, dayanışmayı, paylaşımı özlüyor insan. Futbola başladığım 1975 yılından bu güne yaşanılanlar, iz bırakanlar, anılar, başarı ve başarısızlıkları gerçek veriler ışığında kitabımı yazmaya çalışacağım inşaallah başarılı olurum da geçmişten geleceğe ışık tutacak bir kaynak oluşturabilirim.

            Burada; Hz.Mevlana'nın “Farzet ki, yazdıklarımı anlayabildin. Ya anlayamadıkların? Ya yazıp da sildiklerim? Ya yazamadıklarım?” sözü ile giriş yaparak Konya futbolu ile ilgili araştırma, görüş ve düşüncelerimi sizler için buradan zaman içinde paylaşmaya devam edeceğimi öncelikle belirteyim.

            Futbolumuz ile ilgili yaptığım çalışmaları kitabımda değerlendireceğim için burada yazıp, yazmama konusunda çok düşündüm, kararsızlık yaşadım, topluma mâl olmuş kişiler düşüncelerini, fikirlerini zamanı içinde  paylaşır ise toplumun barışı, huzuru ve gelecek başarıları adına bir şeyler üretmiş olurlar düşüncesi ile PUSULA Gazetesi’ndeki köşemde dönem içinde gerekli gördüklerimi yazmaya devam ederek beni ben yapan camiama sorumluluğumu yerine getirmeye çalışacağım.

            Futbolun dışında Konya sporu adına hiç bir şey yazamam, bugüne kadar bilmediğim ilgi alanıma girmeyen konularla ilgili yorum yapmamaya çalıştım. Diğer branşların başarı ve başarısızlıkları o alandaki arkadaşlarımızın ilgi alanında, en iyi değerlendirmeyi kendi branşları ile ilgili yaparlar, yapıyorlardır. Ben futbolun dünü, bugünü ve geleceği adına düşüncelerimi buradan sizlerle paylaşacağım.

            Konya futbolu dün mü, bu gün mü daha başarılı onun yorumunu sizlerle birlikte yapmak için bazı verilere bakmamız, geçmişi hatırlamamız gerekiyor. Konya futbolu kimleri değer yapmış, kimler Konya futboluna değer katmış gerçekler ışığında bakacağız hep birlikte değerlendireceğiz.

            Dönem dönem Konya nüfusu paralelinde Profesyonel ve Amatör takım sayılarımız, buna göre antrenör ve futbolcu mevcudiyeti neymiş, ne olmuş, dönemler içindeki tarihi başarılarımız, millilerimiz, profesyonel olan futbolcularımız, Konya dışında görev yapan teknik adamlarımız, üretenler ile üretmeden üreten olarak yansıtılan futbol adamlarımız, futbolumuzun yaşanılan zorlukları, belediyelerimizin futbola bakışları gibi konuları hiç bir art düşünce olmaksızın buradan camiam adına yansıtmaya çalışacağım.

            Araştırmanın ana temelini oluşturmak için Konya nüfusunun dünü bugünü, bunun paralelinde tesis durumunu, profesyonel ve amatör takım sayılarımız ile antrenör, hakem ve futbolcu varlıklarımızın durumuna baktığımızda, Atatürk Spor Kompleksi’nin yıkılacak olmasını da düşündüğümüzde gelecek adına endişe duymamak mümkün değil.

            Nüfusumuz bugünkünün yarısı hatta daha azı iken takım sayımız bugünün iki katından fazla iken antrenör sayımız ile futbolcu sayılarımız bu günkünden çok ama çok daha az olduğu gerçeğini görüyoruz. Akşehir, Ereğli, Karaman (il olmadan önce), Seydişehir, Ladik'te profesyonel takımlarımızın varlığını hatta merkezde zaman zaman profesyonel lige çıkıp düşen takımlarımızın olduğunu fark ediyor burukluk yaşıyor ve üzülüyorsunuz.

            Tesis yönünden incelediğimizde; bu günkünden daha kötü durumda olduğumuz merkezde sadece 2 ve 3 Nolu sahalarımızın varlığını sahası olan ilçelerimizin sahalarının toprak olduğu gerçeği ile yüzleşiyorsunuz.

            Dönem içinde önce Sanayi sahamız ardından Dumlupınar ve Cumhuriyet sahalarını takip eden Selçuklu Belediyesi, Şeker Sahası, Karatay Belediyesi, Saraçoğlu sahaları derken merkezde çim sahalarımız artıyor, eski G.Spor İl Müdürümüz Necati Yeğenoğlu döneminde tüm ilçe sahalarımız çimlendirilerek futbolumuzun hizmetine sunmuş olduğunun tanıklığını yapıyorsunuz.

            Şimdilerde merkezde ve bazı ilçelerimizde sentetik sahalar yapıldı, yapılmaya devam edenler de var. Tesis yönünden mükemmel değilsek bile önemli bir eksiğimiz yok gibi, bazı ilçelerde doğal çim olan sahalar sentetik zemine dönüştürüldüğünü duydum. Üzüldüm hangi düşünce ile bunu yaptılar anlamış değilim bunu da araştırıp nedenlerini sizlerle paylaşırım.

 Nüfusumuz hızla artarken bu doğrultuda sayısal yeterliliği sadece antrenörlerimiz ile dönem dönem hakemlerimizde görüyoruz, futbolcu sayısı yeterli olmasa da eskiye göre önemli artış gözlenirken takım sayımızda ciddi bir düşüş olduğu, amatör maçların paralı izlendiği tribünlerin dolduğu dönemden, parasız bile seyirciyi çekemediğimiz gerçeği ile karşılaşıyoruz. Bu verileri dönem dönem sizlere tespitler yaptıkça bilgilerinize sunacağım. 10 yıl içinde 7 takımı profesyonel lige taşıyan bu futbol ailesi son 7 yılda profesyonel lige takım çıkaramıyor, çıkardıklarımızı bir bir kaybetmiş olmanın gerçeğini yaşarken, amatör takım sayılarımız gün gün azalırken, futbolumuzun gün be gün kötüye gitmekte olduğu gerçeğini “Futbol Ailesi”ni oluşturan kesimler görmeli, ciddi olarak düşünmeli ve bir öz eleştiri yapmalıdırlar.

Futbol ailesi denilince; yönetici, antrenör, hakem, gazeteci, masör, futbolcu ve saha görevlileri gibi kesimler aklımıza geliyor. Peki burada işler nasıl yürüyor ve yürütülüyor, dayanışmaları, birliktelikleri, üretkenlikleri nasıl olmalı gibi konulara da zaman içinde yer vereceğim.

Hz.Mevlana'nın, “İyi ki demedim keşke de demedim; çünkü biliyorum ki bunlar şeytanın sözü... Yaralarım açıldı, dertlerim çoğaldı. Açılan yarama çoğalan derdime, ZAMAN ve DUÂ sürdüm. Sabırla bekliyorum...” sözü ile yazıma şimdilik noktayı koyuyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.