GİTTİ SEÇİM, GELDİ SEÇİM, NERDE GEÇİM?

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Çocukluğumuzda yaş kategorisine göre değişik oyunlar oynardık. Yaş grubunun belirlenmesinde oyuncuların dayanma gücü, oyunu kavraması ve çevikliği etkindi.

Çocuk oyunlarında nakaratlar vardı ve her defasında bu nakaratlar tekrar edilirdi. Genelde oyun bitmez, birileri kaybedeceğini sezinlediği an zıllır (mızıkçılık), yani oyunu bozardı. Böylece de oyun yarıda kalırdı. Kalırdı ama ertesi gün yeniden oyun kurmalar, mızıkçılar, bozmalar, devam eder giderdi.

Mızıkçılar bir süre oyun dışında bırakılır, aklı başına gelir, pişman olur ve yeniden oyuna alınırdı. 

Hani, oynamasını bilmeyen gelin “yerim dar”, yerini genişletince de “yenim dar” demiş ya.  

Ülke siyaseti çocuk oyunu, siyasetçisi de çocuk; ya da oynamasını bilmeyen gelinin hilesi haline geldi.

Beyler ve bayanlar, merdivenden kayanlar, yerinde sayanlar, ülkesine kıyanlar; kendinize geliniz.

Bu ülke sizin anlamsız, mesnetsiz, sonuçsuz, istendiği zaman zıllıdığınız oyun sahanız değil.

Bu bir gerçek oyundur. Bu oyunun adı demokrasi, oyuncuları da siyasetçilerdir. Doğru oynamıyorsanız lütfen sahayı terk ediniz ve yeni oyunculara fırsat veriniz.

Çocuklar oyunda zıllasa da bir müddet sonra barışır ve oyuna devam eder, buna da “çocuk işte” derler. 

Sizler çocuklardan daha mı çocuksunuz, aklınız onlarınkinden daha mı kıt ki oyunbozanlık edersiniz? Bu da yetmez siyaseti “kindarlar kulübü” haline çevirirsiniz. Biliyoruz ki erken seçimde kavgaya, kin kusmaya yani kuralsızlığı oynamaya mazeretiniz şimdiden hazır. Partiler bazında konuyu ele alalım.

AK Parti, “Ben birinci parti oldum, görev aldım ve bütün enerjimi hükümeti kurmaya harcadım ama görüldüğü gibi hiç kimse buna yanaşmadı, tek başına iktidar, istikrar için yeniden sizden onay istiyorum” diyecek.

CHP, “Hükümet kuracak potansiyelim olduğu halde bana hükümet kurma görev verilmedi. Hatta MHP ye Başbakanlık bile teklif ettim. Ancak Aksaray beni ciddiye dahi almadı, haksızlık etti” diyecek

MHP, “Ben öyle bir tavır aldım ki, kimseyi yanıma yanaştırmadım. Ben ilke partisiyim, dava adamıyım. Hele de HDP ile bir araya gelmeme ilkemi sonuna kadar kullandım, CHP nin başbakanlık teklifine dahi makam için kabul etmedik, bizim ulvi davamıza başbakanlık bile az gelir. Şimdiden söylüyorum AKP ve HDP aynı kuşun kuyruğu, işbirlikçi ve bölücüdür, sakın ola ki bu iki partiye oy vermeyiniz, gördüğünüz gibi ben kilit partiyim ve kilidi istediğim gibi ve zamanda aç-kapa yaparım” diyecek.

HDP için zaten mazeret çok. Genelde “Ben halkların özgürlüğünü savunduğum için her zaman olduğu gibi dışlandım, MHP faşisttir, kan dökücüdür, biz PKK ve PYD’yi arkamıza barış için aldık hatta silahlar sussun dedik ama bizi dinlemiyorlar” diyecek.

Efendiler, her ne derseniz deyin kötü bir sınav verdiniz, sınıfta kaldınız. Özellikle muhalefet “Erdoğan hükümeti kurdurmadı, kendi çıkarı, başkanlık hedefi için ülkeyi erken seçime götürdü” demeyin. Sizler bir araya geldiniz de Reis-i Cumhur kuyruğunuzdan mı çekti. Hatta 7 Haziran sonrası % 60’lık cephe olduğunuzu ilan ettiğiniz halde neden devam ettirmediniz. Bunlara bakarak arak iktidar olmanız için her şey sizlerin lehineydi, değil mi?

Demişler ya; “Keser döner sap döner, bir gün de gelir hesap döner”.

Uzuneşek oynuyoruz, AKP başını tutuyor. Milletin sırtına atladınız: 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10. bitti son

Bir gün de bu millet sizin sırtınıza binecek ve sayacak: 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10. Osman’ın çütüne kon.

Mutlu sonlar için Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.

   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.