“Hakkınız Ödenmez!”

Erol Sunat

Sağlık çalışanlarımız, hemşirelerimiz, doktorlarımız aylardan beri hem çok yoğun, hem de cansiperane bir tempo içerisinde çalışıyorlar.

Pandemi Hastaneleri, özellikle kurban bayramı sonrasında aşırı bir yoğunlukla karşı karşıya kaldı.

Bu yoğunluk, rakamlara yansımasa da, sokaklara yansıdı, mezarlıklara yansıdı, taziye ve başsağlığı haberlerine yansıdı.

Durumun ne denli ağır olduğu rakamları aştı, rakamların dışına taştı.

Virüse yakalananlar, hastası olanlar hastanelerin durumunu en son haliyle anlatmaya başladılar.

Bu anlatım, sağlıkçılarımızın ne denli büyük bir hasta yoğunluğuyla karşı karşıya kaldığını gözler önüne serdi.

Özellikle, 65 yaş ve üstü hastalar, virüsün pençesinden büyük oranda sağ kurtulamadılar.

Şehirlerin sağlık kurulları, daha caydırıcı kararlar almaya başladılar.

Olumlu sonuç elde edilemezse, daha da kısıtlayıcı tedbirlerin gelmesi eli kulağında denilebilir.

Sağlık ordusunun yükü ise çok daha fazla arttı.

Koronaya karşı hazırlıksız yakalanmadık yakalanmasına ama, Haziran sonrasında ki serbestlik, insanımızın yasaklara aldırmayışı,

O güne kadar açıklanan rakamların Korona’nın iyice hafiflediği yönünde kanaat oluşturması,

Tatildi, bayramdı, düğündü-dernekti derken kantarın topuzu öylesine bir kaçırıldı ki,

Bütün hastaneler Pandemi hastanesi oldu, yine de yetmedi.

Bu durum karşısında Sağlıkçıların hali ahvalini bir düşünün.

Düşünmüşler, taşınmışlar,  çok çalışıyorsunuz, çırpınıyorsunuz, hayatınızı kaybediyorsunuz, bunun farkındayız, kesinlikle “Hakkınız ödenmez” demişler.

 

NE VERİRSEN ELİNLE O GELİR SENİNLE!

Sağlıkçılarımız zaten çok yorgundular, birçok şehrimizde tabiri caizse ayakta duracak halleri kalmadı.

Entübe durumda olanların, yoğun bakımda olanların, test sonucu pozitif çıkanların, evlerinde karantina sürecini tamamlayacak olanların sayıları da artıkça arttı…

Sağlık ordusu, dinlenemedi, adeta nefeslenemedi bile…

Göreve canla, başla devam ediyorlar.

Onları rahatlatacak, onlara nefes aldıracak ne yaptık?

“Hakkınız ödenmez” dedik!

En azından sizin hakkınız ödenmez ama, sizlere şu kadar bir ücret uygun gördük de denemiyor mu? Demişlerdi, onu da alamadılar!

Yunus Emre dilimize, “Ne verirsen elinle, o gelir seninle” diye yerleşen, şiirinde bakın ne diyor;

“Eğriliğin koyasın, doğru yola gelesin / Kibr ü kini çıkargil, erden nasip alasın”

“Ne verir isen elin ile, şol varır senin ile / Ben disem inanmazsın, varıcağaz bulasın”

Bir şeyler verdinizde, verme diye elinizden, kolunuzdan tutan mı oldu?

Bir dönem, maaşlara zam yapılacağında yöneticiler, gönlümüzden geçeni vermek isterdik amma, şartlar ne yazık ki müsait değil, öyle olunca da gönlümüzden geçeni veremiyoruz diyorlardı.

Bizim memur nesli, gönlünden geçeni bir türlü veremeyen insanlarla birlikte o dönemi kapattı.

Ne onların gönüllerinden ne geçtiğini öğrenebildik, ne de onlar bize alın şu bizim gönlümüzden geçen dediler.

Şimdi de sağlıkçı kardeşlerimiz için gönlümüzden geçeni veremiyoruz, sizin için elimizde bir “Hakkınız ödenmez” lafı kaldı.

O da bizden size, gösterdiğiniz gayret ve fedakarlığın karşılığı armağan olsun deniyor herhalde!

 

VERİN ARTIK SAĞLIKÇILARIMIZIN MADDİ HAKLARINI!

Onları manen ve madden destekleme sözleri Pandemi başlangıcında verilmişti. Bu fedakar ve cefakar insanlar hayat kurtarırken, Koronanın elinden insanları çekip alırken, Korona onlardan bir kısmını bu hayattan çekip aldı.

Birçoğu Korona yüzünden ölümle pençeleşiyor.

Caydırıcı tedbirler almadığımız sürece, Koronaya karşı alınan tedbirlere uymadığımız müddetçe, hem kendimiz, hem de bizi kurtarmak için çalışan sağlıkçılarımızı riske attığımızı ne zaman göreceğiz?

Sağlıkçılarımıza kuru kuruya “hakkınız ödenmez” deyip geçmek nereye kadar sürecek!

Sağ olun, var olun, çok teşekkür ederiz! Allah sizlerden, hepinizden razı olsun, gibi lafların çok daha anlamlısını, içtenini, göz yaşartanını Koronanın elinden çekip aldıkları insanlar ve yakınları dualarla birlikte her Allah’ın günü söylüyorlar sağlıkçılarımıza.

Hakkınız ödenmez ve benzeri, bir çuval boş laftan çok daha fazlasını hak etmedi mi bu insanlar?

Verin arık sağlıkçılarımızın maddi haklarını fazlasıyla…

Bu insanlar çocuklarını unuttular, sevdiklerini unuttular. Aylarca onların yüzünü göremediler.

Onların mücadelesi, Bodrum Yalıkavak’ta denize giren magazin yıldızları kadar ekranlarda kendine yer bulamadı.

Antalya’ya yabancı tatilci yağdı, turizmcilerin yüzü güldü haberleri, onların Korona karşısında, hayat kurtarırken bu dünyadan kopmalarından çok daha mı önemliydi?

Ondan sonra, “Hakkınız ödenmez” değil mi?

Haklarını ne bu dünyada , ne öbür dünyada ödeyemeyeceksiniz zaten!

 

BENZETMEK GİBİ OLMASIN…

Alınan tedbirler, en fazla can kaybı yaşayan 65 yaş ve üstü insanımızla ilgili. Kurallara en fazla uyan, maskesini takan, sosyal mesafesini ayarlayan, hijyene dikkat eden bu kesim olmasına rağmen bu böyle…

Gençler kurallarla dalga geçer hallerine devam ettikleri müddetçe, cezalar anında, görüldüğü an  uygulanmadıkça, hastaneler ve sağlıkçılarımızın yükünün ne kadar artacağını tahmin etmek imkansız.

Artık Filyasyon ekiplerinin mahallelere , sokaklara inmesi gerekiyor.

Sokaklarda evlerin önünde, sitelerin kamelyalarında, parklarda adeta gün yapar gibi bir araya gelen ve toplanan ablalar, teyzeler, kadınlar bu işten acilen vazgeçmeli ve geçirilmelidir diye düşünüyorum.

İnsanımızın bu anlaşılmaz tutumu benzetmek gibi olmasın, aylar öncesi ekranlara gelen İtalya ve İspanya’ya benzemeye başladı. Onlar da ikaz ve uyarılara aldırmamışlardı. On binlerce insan kaybettiler. Hem kendimize hem de sağlık görevlilerimize yapacağımız en büyük iyilik, maske, sosyal mesafe ve hijyene kesinlikle uymak olacak.

 

SAĞLIK SİSTEMİMİZ DİLERİZ ÇÖKMEZ!

Sağlıkçılarımız bir yandan yoruldular, yıprandılar, 7/24 çalışanları oldu. Takatlerinin üzerinde gayret gösterdiler.

Ne oldu? “Hakkınız ödenmez” dedik geçtik! Yeter mi? Yetmez! Yetmemeli!

Sağlık Bakanının çaresiz çırpınışları ortada…

Devletimiz, sağlıkçılardan maddi desteğini esirgememeli diye düşünüyorum.

Haziran 2020 sonrasında Korona ile ilgili alınan kararların gecikmesi, caydırıcılığının olmaması, sağlıkçıların yükünü birkaç kat daha artırdı.

Bakmak zorundalar, onun için para alıyorlar, işleri bu denecekse, bu yaklaşım Türk Milletine yakışan bir yaklaşım şekli değil. Avrupa hemen yanı başımızda, şaka filan değil, kaç ülkede sağlık sistemi çöktü.

Avrupa kendini toparlamaya çalışırken, bazı ülkeler ikinci dalga tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.

Biz ise kural tanımazlar gibi davranarak, tedbirleri hiçe sayarak hem Koronanın bulaşmasını ve yayılmasını sağladık, hem de sağlık sistemimizi zorlamaya başladık.

Eğer çok daha ciddi önlemler alamazsak, o çok güvendiğimiz, o çok övündüğümüz sağlık sistemimiz çökmekle karşı karşıya kalacak. Sağlık sistemimiz dileriz çökmez!

Sağlıkçılarımızın acilen morallerinin manen ve madden düzeltilmesi gerekiyor.

Tehlike sinyalleri, açıklamaların satır aralarında verilmeye çoktan başladı.

Sağlıkçılarımızın da bizler gibi birer insan olduğunu unutuyoruz galiba…İnsanların bir dayanma sınırı,  bir tahammül gücü var.

“Hakkınız ödenmez” deyip geçmek, onlara haksızlık yapmakla eşdeğer bir cümle olarak, gitgide tatsızlaşıyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.