HAYATINIZDA “VE PERDE” DEMEDEN

Çevreci Çetin

Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü. Tiyatrolar bugün ücretsiz sahnelerini açıyor.

Tiyatro hayatın aynasıdır. Hepimiz orada kendimizden bir şeyler buluruz. Bazen güler bazen ağlarız. Bazen korkar bazen heyecanlanırız. Bazen sevinir bazen üzülürüz. Hayatta böyle değil mi ya?

Dünya sahnesinde herkes rolünü oynuyor. Doğumdan ölüme bize biçilen rolümüzü oynuyoruz. Ve vakti saati dolduğunda bizim içinde tıpkı tiyatro sahnesinde olduğu gibi “Ve Perde” denecek ve sahne kapanacak.

İşte şimdi o an olabilir. Ve o an gelmeden yapmanız geleni yapın. Hayatı ertelemeyin.

Hani deniyor ya: Yalan dünya her şey boşmuş. Dünya handır, bizler yolcu. Her gün birileri geliyor, birileri gidiyor. Bu bir imtihan sahnesi ve bu imtihanın neticesini gittiğimizde öğreneceğiz. İnşaAllah.

Gitmeden, o an gelmeden “Ve Perde” demeden hayatı yaşayın, ertelemeyin.

İçinizden geçeni, unuttuğunuzu, arzuladığınızı, ötelediğinizi yapın. Keşke demeden yapın. Belki de keşke demeye zamanınız olmayabilir.

Aile fertlerine, annenize, babanıza, eşinize, çocuğunuza bir kez daha “sizi seviyorum” deyin.

Bir defter edinin. Borcunuzu, alacağınızı, banka hesaplarınızı, şifrelerinizi, hatta vasiyetinizi yazın.

Gitmek istediğiniz, görmek istediğiniz bir yer, bir kişi varsa çıkın gidin görün, görüşün.

Kimseyi üzmeyin, incitmeyin, incinmeyin. Kırgınlıkları, dargınlıkları bırakın. Herkesle helalleşin.

Sadakayı cariye yapın. Yapmadıysanız hiç olmazsa bir fidan dikin. Birine bir iyilik yapın.

Bu hayatta en büyük zenginlik kanaat etmektir. Hırs en büyük kötülüktür. Sakın ola hırslanmayın.

Elimizdekilerin değerini bilin ve şükredin. Hastalık gelmeden sağlığın, ihtiyarlık gelmeden gençliğin, fakirlik gelmeden zenginliğin kıymetini bilin.

Sağlığınız yerindeyse, kendiniz yemeğinizi yiyebiliyor, tuvalete gidebiliyorsanız. Görebiliyor, duyabiliyor ve yürüyebiliyorsanız, şükredin.

Eğer inanıyorsanız. İbadetlerinizi ertelemeyin. Her an kelimeyi şahadeti ve kelimeyi tevhidi dilinizden düşürmeyin. Namazınızı kılın. Durumunuz müsaitse zekatınızı verin, hacca ya da umreye gidin.

Unutmayınız ki kefenin cebi yok. “Ve Perde” demeden çeyiz sandığınızı, iyilikle, güzelliklerle ve hayırla doldurun. Çünkü imtihan günü bu sandığınız önünüze konacak.

Şairin dediği gibi: “Dün geçti, yarın var mı? Bugünü yaşa. Gençliğine güvenme ölenler hep ihtiyar mı?”

Patronda olsan işçide. Genel müdürde olsan müdürde. Amirde olsan memurda. Bakanda, Başbakanda, Generalde paşada, Musalla taşında ya “er kişisin” ya da “hatun kişi” fark etmez. “Ruhuna El Fatiha” deyiverirler.

Yani dünyadakilere sarılma. Hepsi geçici. Hepsi birer rol ve birer imtihan vesilesi. Ardından amel defterin kapanmasın, iyi şeyler söylensin, dualar edilsin istiyorsan, önce Allah’ın rızasını iste. Hep onun rızasına uygun hizmet et, rolünü ona göre yap. En büyük kazanç odur, edinebilirsen ne mutlu.

Tiyatronun bir yazanı bir yönetmeni vardır ve oyuncular o ne derse orada ne yazıyorsa onu yapar.

Bizim hayatımızı yazan da yöneten de Yüce Yaratanımız. Rabbimiz tarafından kaza ve kaderimiz önceden yazılmış. Ve biz bize biçilen rolümüzü en iyi şekilde ve Yaratana layık olmak için oynamalıyız. “Ve Perde” demeden.

 İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raci'un. (Şüphesiz Biz ALLAH’tan Geldik ve Şüphesiz Dönüşümüz O’nadır)

ÇETİNCE: Rolünün hakkını verenler: “Dünya Tiyatrolar Gününüz Kutlu Olsun

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.