Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay'ın son dönemdeki görüntüleri, alışık olduğumuz siyasetçi profilinden oldukça farklı bir tablo çiziyor. Bunu CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İmamoğlu’nun jammer ve koruma ekibi olayları ardından Başkan Altay’ın halktan biri gibi olması dikkatleri Konya’ya çekti.
Başkan Altay’a toplantılarda ne bir koruma ordusu ne de teknolojik güvenlik önlemi olan jammer eşlik ediyor kendisine. Dahası, Konya sokaklarında çoğu zaman başkan yardımcıları dışında kimse yok. Bu durum, akıllara tek bir soruyu getiriyor: Bu denli bir "korkusuzluk" nasıl mümkün olabilir?
KONYA HALKINA DUYULAN SARSILMAZ GÜVEN
Cevap belki de Konya halkına duyulan sarsılmaz güvende ve onlarla kurulan samimi bağda yatıyor. Başkan Altay'ın bu "yalnız" yürüyüşleri, makamın getirdiği mesafeyi ortadan kaldırarak, vatandaşlarıyla aynı seviyede durma arzusunun bir göstergesi olabilir. Korumasız katıldığı toplantılarda jammer olmaması ise, şeffaflık ilkesinin ve açık iletişime verilen değerin bir yansıması olarak yorumlanabilir. Zira sinyal kesicilerin olmadığı bir ortam, katılımcıların özgürce iletişim kurabilmesine olanak tanır.
"HALKA RAĞMEN DEĞİL, HALKLA BİRLİKTE”
Bu durum, bazı samimi olmayan zihniyetler için güvenlik endişesi oluştursa da, büyük bir kesim tarafından takdirle karşılanıyor. Uğur İbrahim Altay'ın bu tavrı, "halka rağmen değil, halkla birlikte" düsturunu benimsemiş bir liderin duruşunu sergiliyor. Etrafında güvenlik duvarları örmek yerine, enerjisini ve zamanını Konya için çalışmaya odakladığı açıkça görülüyor. Bu samimi ve mütevazı yaklaşım, onu sadece bir belediye başkanı değil, aynı zamanda şehrin bir parçası haline getirmiş durumda. Konya'nın kalbinde yalnız yürüyen bu lider, belki de en büyük gücü halkının sevgisi ve güveninden alıyor.