İMANSIZ ÖLMEKTEN KORKMAK

Ali Dutal

Gerek yazılarımda gerek sosyal medya paylaşımlarımda ve gerekse bulunduğum ortamlarda en fazla üzerinde durduğum konu “İMAN” konusudur.

İman sahibi olmak ne kadar önemli ise son nefes de dahil imanı muhafaza etmek çok daha önemlidir. Bir insanın ebedi kurtuluşu imanlı ölmekle olur. Bir insanın başına gelebilecek en büyük felaket imansız olarak ölmektir.  Çünkü, imansız olarak ölmenin sonucu ebedi cehennemde yanmaktır.

Bir Müslüman hiçbir insanın cehennemde yanmasını istemez ve insanların hidayeti için çaba sarfeder. Hiçbirimizin her türlü dirence ve karşı koymaya rağmen “bana deme” hakkı yoktur. Çünkü, “emri bil ma’ruf nehyi anil münker” yani iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırmak Müslümanın birinci vazifesidir. Bu vazifeyi yerine getirmek Müslümanın kurtuluşuna vesiledir.

Yüce Rabb’imiz İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.(Ali İmran/104) buyurmaktadır.

Emir kesindir. Her Müslüman insanların hidayeti, güzel işler yapması ve kötülüklerden kaçındırmasına vesile olmak için çalışmalıdır. Elbette ki, Hz. Allah(cc)’tan başka hiçbir güç insanı hidayete erdiremez, imana getiremez, buna inancımız tamdır. Müslüman merhamet sahibidir; insanların felaketine zarar görmesine sevinemez!

Hz. Ebubekir(ra) Efendimiz; “ Ya Rabbi benim vücudumu öyle büyüt öyle büyüt ki cehennemi ben doldurayım da kimse yanmasın diye” dua etmektedir. Elbette ki, kafirler, şefaate, affa nail olamayanlar cehennemde yanacak. Böyle bir söz söylenmemiş diyebilirsiniz; söylenmiş veya söylenmemiş esas olan sözün içindeki mesajını anlayabilmektir.

İmansız ölmekten korkulmalı, imansız ölmemek için azami gayret edilmelidir. Bu konuda yapılan ikazlar dikkate alınmalı. Yapılan bu ikazlar birilerinin imanına karışmak olarak algılanmamalı.

Geçenlerde sosyal medyada “İmansız ölme korkusunun acısını içinizde hissedemiyorsanız mutlaka imanınızda bir sıkıntı var, demektir” diye bir paylaşımda bulundum. Bu dikkat çekme amaçlı paylaşıma bile karşı çıkanlar olabiliyor. Elbette ki, olacak! Bunun yanında kendisini kontrol edip hayatına küçücükte olsa çeki düzen verenlerde olacaktır.

İnsan, sadece kendini değil, ailesini, etrafını, bulunduğu toplumu, arkadaşlarını düşünmeli ve kurtuluşlarına vesile olmaya çalışmalıdır.

Bu konuları sık sık gündeme getirmemin amacı; nokta kadar da olsa bir insana faydalı olabilmektir. Bu durum bana “emri bil ma’ruf…” vazifemi yerine getirmenin manevi huzurunu yaşatmaktadır. Yeterli olmadığını biliyorum; ancak, hiçbir şey yapmamaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Yüce Rabb’im cümlemize Ümmeti Muhammed(sav)’in evladına hizmet etmeyi nasip etsin.

Hz.Allah(cc) “Ey iman edenler! Allah’tan, O’na lâyık bir takva ile korkun ve ancak Müslüman olarak can verin!” (Âl-i İmran, 102) buyurarak son nefese kadar imanlı kalmak için korkmak ve sakınmak gerektiğine işaret etmiştir.

Hz. Yusuf(as);  "Rabbim, bana hükümranlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, dünya ve ahirette koruyucum Sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve iyilere kat!" (Yusuf, 101) diye dua etmektedir.  

Peygamber Efendimiz(sav); "Kimin cehennemden kurtarılıp Cennet'e konulmak hoşuna giderse, ölümünü, Allah'a ve ahirete inanmış olarak karşılasın..." (Ahmed b. Hanbel, 11, 192) buyurmaktadır.

Endişe etmek, korkmak gerek; şu anda iman sahibiyiz ama son nefesimizde iman üzere ölecek miyiz, diye.

Peygamber Efendimiz(sav); “Ey kalpleri halden hale (imandan küfre, küfürden imana, çeşitli duygu hallerine) çeviren Allahım, benim kalbimi dinin üzere sabit kıl!” (Tirmizi, kader, 7; İbn Mace, mukaddime 13) diye dua etmektedir.

Peygamber Efendimiz(sav);  "Üç özellik vardır ki; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, herkesten fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin (ve tehlikeli) görmek." (Buhârî, Îmân 9, 14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67) buyurmaktadır.

Müslümanı imansızlığa düşüren o kadar çok çevresel etken var ki, bu tuzaklara karşı dikkatli olmak zorundayız. Hikmet ehli zatların buyurduğu gibi “insan inandığı gibi yaşamazsa zamanla yaşadığı gibi inanmaya başlar.”

         



          

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.