İsmet İnönü’ye Yapılan Haksızlıklar

Bahri Kılınçel

Uzun yıllardan beri Türk toplumuna belli odakların tarihçileri hep aynı görüşleri sundular, bunların çoğunluğu Osmanlıcayı bile bilmeyen, Osmanlı arşivlerinde, cumhuriyet arşivlerine bile girmemiş tarihçilerdi. Şunları söylediler tek parti döneminde camiler kapatılmıştır, camiler, depo, ahır olarak kullanılmıştır hatta bu cumhuriyet tarihi yalancıları camiler ahır yapıldı gibi mesnetsiz yalanlarını sürdürmüşlerdir. Bu söylemleri geçmişte şu anki siyasal iktidarın milletvekilleri, “CHP döneminde camiler yıkılmış, depo yapılmış, kiraya verilmiş, ahır yapılmış, kışla yapılmış” sözleriyle tek parti dönemini özellikle istiklal savaşı kahramanı rahmetli İnönü’yü kötülemeye, itibarsızlaştırma propagandalarına alet etmişlerdir.

Peki bu yalanlarına gerçeği neydi, bu söylentilerin çıkmasına neden neydi. 1928 yılında Türkiye’nin nüfusu 14 milyon olmasına rağmen 28.705 cami vardı. Okul sayısı ise 14.425 adettir. Evet gerçekten 1939-1946 yılları arasında İnönü bazı camileri depo yapmış, kapısına kilit vurmuş, kapısına askerden nöbetçi koymuş, ibadete kapatmıştır. 1942 yılında Hitler’in Türkiye’ye saldıracağı konusunda sınıra dayanan Alman ordusunun tavrı belli değildi. Türkiye buna hazırlık yapmak için Trakya’da “çakmak hattı” denilen savunma hattı kurulmuş İstanbul’un bombalanma ihtimaline karşı saraylar ve müzelerdeki kutsal emanetleri Hazreti Muhammed’in sancağını, kılıcını, hırkai saadeti,  Hazreti Osman’ın kanlı kuranı kerimini, padişah tahtlarını, eşyalarını, mücevherlerini, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tahta iskemleyi 48 vagona yükleyerek Alman uçaklarının menzili dışındaki Niğde’ye gönderdi. Topkapı Sarayı ikinci müdürü Lütfi Tunabek başkanlığında 30 görevli aileleriyle Niğde’de 3 camiye bu kutsal emanetler yerleştirildi. Kapısına askerler dikildi, kutsal emanetler koruma altına alındı.

28 Ocak 1943 günü İnönü Adana’ya, Churçhil ile görüşmeye giderken treni durdurup Niğde’de bu camileri denetlemiş güvenlikten memnunluk duymuştur. Saruhan camisinde Tunabek’e, “Asker görevini yapıyor mu, camiye kimseyi sokmuyor değil mi? Gözüm arkada kalmasın demiştir. Cumhuriyet tarihini mesnetsizce kötüleyen bu cumhuriyet tarihi yalancıları ve onların yalanlarıyla oy avcılığına soyunan tarih cahili siyasetçiler yukarıdaki olaydan dolayı, “Kafir İnönü camilere kilit vurdu, camilerin kapısına asker dikti, camilere kimseyi ibadet için sokmadı, camileri teftiş etti” gibi yalanlara başvurmuşlardır.

İsmet İnönü’nün ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü cami ve din düşmanlığıyla suçlamak insafsız, izansız koca bir tarihi yalandır. İnönü vatanın savunması için gerektiğinde camilerin amacı dışında kullanılabileceğini ispatlamış bir kurtuluş savaşı kahramanıdır. Batı cephesi komutanı olduğu dönemde 1. ve 2. Ordu’nun karargah ve görevlilerinin barınması için o dönemde Akşehir ve Konya’da kışlaların yetişmediğinden dolayı Akşehir ve Konya’daki camiler ordunun hizmetinde kullanılmıştır. Bu olay bile cami istismarcısı, din istismarcısı bazı gruplar tarafından İnönü, camileri otel yaptı yalanlarına sebep olmuştur.

Atatürk ve İnönü dinimize saygılı ve değer veren kurtuluş savaşının kahramanlarıdırlar. Allah’tan rahmet dilerim.     

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.