İSTİSMAR VE HURAFELER

Ahmet Çapanoğlu

Yaşı orta çağa gelenler hatırlar, bir dönem fotokopi yapılıp kapılara konurdu, Bu yazıyı çoğaltıp on kapıya koy. Eğer yaparsan, en kısa sürede büyük bir zenginliğe kavuşacaksın. Bunu yapan falan kişi on kapıya bırakmış ummadığı şekilde zenginliğe kavuşmuş. Bırakmayansa sürünmüş! gibi yazılar konurdu. Bu sistem taş devrinde olsaydı, adamlar hapı yutmuştu. Düşünsenize, adamlar ellerinde çekiçlerle küfrede küfrede on tane tablete bu yazıyı kaç zamanda kazıyacak. Umud ediyorum Allah’tan, o dönemde, bunlar yoktur. Yazık insanlara. Belki de vardı da yazamadıkları için helak olup gittiler. 

Bir dönem Şu Çılgın Türkler diye bir kitap vardı. Bilmem kaç baskı yaptı. Benim de aptal insanlar diye bir kitap yazasım geldi. Kızdınız değil mi aptal deyince? Neden kızıyorsunuz ki, hurafelere kananlar aptal değil midir?

Maalesef hayatımız hurafelerle dolu. Herkes bir telden çalıp gidiyor. Çalıya çırpıya ip bağladık. Şimdi de sosyal medya ve telefonlarda bu hurafelerin peşinden gidiyoruz. Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, o taş dünyayı dolaşıyor, binlerce deli o taşın peşinden koşuyor. Adam bir ayet yazmış veya bir dua, etrafını abuk subuk renklerle şekillerle ve güllerle donatmış, ortasına da bir Allah, Muhammed yazdı mı, al sana kandırmanın en güzel yanı. Sonra da bakalım kimler Allah’ı, Peygamberi seviyor, görelim bakalım âmin diyenleri yazıyor. Sosyal medyada binlerce âmin, telefonlarda binlerce birbirini kovalayan mesajlar.

Yollayan yollayana, âmin diyen âmin diyene. Aman Allah’ım bu ne büyük cehalet. Cahilinden profesörüne âminlerle yollanan mesajlarla dolu. Şaşırdığım da bu ya.

A be kardeşim, o yazan değerlendirmeyecek senin âminini, Allah değerlendirecek. İnansan da inanmasan da yürekten veya dilden söyle sen. Yapılan istismarın farkında değil misiniz? Putperest mi oldunuz diyeceğim, kızacaksınız. Ne olur birazcık akıllı olun. Sen ona âmin demezsen çarpılacak mısın? Bak ben hiç birine âmin demedim, çarpıldım mı, helak mi oldum?

İşte her şey din istismarı iğrençliğiyle başlıyor. Mesela, bir de eli kolu bacağı kopmuş ama yaşamını devam ettiren insanların fotoğraflarının üzerine 'beğen ve paylaş herkes görsün' gibi geri zekâlı cümlelerle paylaşılması. Senin içinde de vicdan var ya bu da vicdan sömürüsü.”

Her paylaşım bir sömürü. Kardeşim dua zinciri başlatıyoruz. 10 kişiye yolla. Bu gece melekler avucuna gül koyacak ve daha niceleri. Kâbe resmi koy, beğenene nasip olsun, beğenen gitsin” ne yani senin mesajın Allah katında makbulse senin dedirtmenle mi olacak? O Allah’ın takdiri, o dilerse olur, sana yazanın dilemesiyle değil. Sana ne be kardeşim, sen beğeni toplayacaksın diye dualarımızı linç etmeye ne hakkın var? Peki, siz, bunlar bir fazla beğeni kazanacağım derken, aptal yerine konduğunuzun farkında değil misiniz?

Sosyal medya ve mesajlaşma konusunda akıl tutulmamız var. Maalesef akıllar da otomatikleşmiş mesajlar gibi. İstismarın ve cahilliğin diğer göstergesi, insanların ellerinde ki son model teknolojik aletler var ama onu kullanacak beynin olmaması. Biz bu teknolojiyi böyle abuk sabuk hurafelerle kullanırken, millet o teknolojiyle uzaya çıkıyor. Sonra da çıkıyoruz, Yahudi şunu yapmış, falan yabancı bunu yapmış, bizimle top oynar gibi oynuyorlar diyoruz.  Sen böyle salaklıklarla, hurafelerle uğraşırsan, sabah erken kalkıp teknolojiyle sana her şeyi yaparlar. Çünkü sen zaten hazırsın bu yapılacak olanlara. Hazır olma kardeşim, hazır olma böyle hurafelerle kendini miskinleştirme! Yaa, millet sizinle alay ediyor, sizi aptal yerine koyuyor da farkında değilsiniz.

Maalesef topu taca atıyoruz. Millet okumayınca hep oyun dışı. Yozlaşmışız demekten daha öte mahvolmuşuz.

Boşuna demez büyüklerimiz, Allah akıl, irfan ve iz'an versin diye ama az da biz birbirimize akıl, irfan ve iz'an verelim. Her işi Allah’a havale ettiğimiz gibi bu işi de Allah'a havale etmeyelim.

Eflatun diyor ki, "cahillerin hükümran olduğu beldeden, bilgi kaçar. Çünkü bilgi cehalet tarafından esaret altına alınırsa ölür." Biz dini ve sahibi olan Allah’ı tanımıyoruz. O'da bizden ilmi ve bilgiyi alıyor sadece yaşama hakkımızı teslim ediyor. Böylece başıboş sürüler halinde çiçeğe, böceğe ve hurafelere sarılıyoruz.

 (Bu yazıyı kimseye göndermezseniz, Allah iyiliğinizi verecek )

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.