İSVEÇ’TE ANAOKULUNDA SÜRDÜRÜLEBİLİR EĞİTİM-2

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Makalenin birinci bülümünde İsveç’te eğitim ana okulunda başladığını, önceliğin çevre ve doğa sevgisi olduğunu ve gelişimin hayat boyu devam ettiğini ele almıştım. Çevreyi korumanın sadece doğayı temiz tutmak değil, işin sosyal ve ekonomik boyutunun da olduğu kabul edilirdi. Devamı şöyle:  

Çevre ve çevre koruma faktörlerine geniş bir yer verilerek çocuklara ekolojik yaşamın önemi anlatılır, böylece geleceğe dair pozitif  inanca sahip bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olunur. Bunun da doğa ve çevreyi korumadan geçtiği, doğanın döngüsündeki pozitif ve negatif etkileri anlatılarak bugün ve gelecekte günlük yaşantılarını nasıl şekillendirecekleri, böylece daha temiz, huzurlu vede daha sağlıklı çevre şartlarına sahip olunacağı, demokrasi çerçevesinde topluma uyumu, aynı zamanda sosyal hakları ve sorumlulukları konusunda bilgilendirilir. Bunun için sürdürülebilir gelişim projeleri ile çalışılır ve yaşanabilir bir geleceğe inadırılır. Bu konu yapılan bazı çalışmalar şöyledir.

Anaokulu ve okularda çevre konusundaki çalışmalar HSR (İsveç’i Temiz Tut) ile birlikte yürütülür. Önce anaokulları HSR ile çalışmak istediklerine dair başvuruda bulunur, onların direktifleri doğrultusunda bir yıllık bir çalışma planı hazırlanır. Çalışmaları sonucunda şartları yerine getirdikleri takdirde HSR tarafından sertifikalarılır ve yeşil bir bayrakla ödülendirilirler. Bu konu bir örnekle ele alınacak olursa.

Çalıştığımız anaokulu konumu itibari ile orman içinde doğa ile iç içe etkileşim imkanı sunmakta, bu da doğanın tüm zenginliklerden en güzel şekilde faydalanılma sağlamaktadır. Her türlü hava şartında haftada en az iki sefer yürüyüşlerle çocuklar doğayı keşfetmektedir. Bu keşif sırasında öğretmenler,  gerek hayvan gerekse bitki gibi her tür canlıya saygıyı ve şefkati bizzat örnek olarak öğretmektedirler.

Öğretmenlere göre çocuklar öğretmen ya da ebeveynlerin söylediklerini değil yaptıklarını örnek alırlar. Buradan yola çıkılarak öğretmenler çocukların iyi gözlemciler olduğunun farkındadır, onlara farkında olmadan çevre dostluğunu aşılar. Bu sayede çocuklar ormanı sahiplenir, ilk ormandan başlanarak tüm çöpler ve yabancı maddeler toplanır. Her yıl mart-nisan aylarında tüm okullarda geniş kapsamlı çöp toplama kampanyası düzenlenir, en çok çöp toplayan okullar ödül alır, katılan herkese suya dikkat çekmek adına su şişesi dağıtılır. Geri dönüşüm için toplanan tüm atıkları ayrı istasyonlarda toplanır, yakılabilir çöpler, yemek atıkları biyoyakıt ve gübrelere dönüşür. Sınıfta geri dönüşüm yerleri vardır. İsveç çöp ithal eden tek ülkedir ve su kaynakları bakımından çok zengin olmasına rağmen tüm insanlık düşünülerek hayatın kaynağı su teması iyi işlenir, tasaruf etmek adına çalışmalar titizlikle yürütülür.

Çevre temasının diğer parolalarından biri de tüm kimyasallara savaştır. Bunun için plastik oyuncaklar mümkün olduğunca dışlanır, ahşap ve tabii materyallerle çalışma yapılır. Ev ve okuldan çıkan atıklar, paket, karton, gıda ambalajları ve daha bir çok ürünü atmadan önce sanatsal aktivitelerde kullanılarak ön dönüşüme, sonra tekrar ayrıştırılarak geri dönüşüme sunulur. Böylece düşünen ve hayal dünyasını kullanan çocuk aşırı tüketimden sakınır. Bu çalışmaya farklı meslek gruplarından aileler de katılır.

En basit deney doğada yüzlardır parçalanmayan pet şişelerle değişik oyuncaklar veya içine farklı maddeler koyarak farklı sesler elde edilir veya farklı sıvılar konarak akışkanlığını gözlemlenir ya da kum vb gibi maddelerle kum saatleri üretilir. Okul kübüne asılan farklı renklerde ve yoğunlukta sıvılarla doldurulan pet şişelerle farklı refleks oyunları oynanır. Bu faaliyetler sayesinde çocuklar okul hayatında karşılaşacakları müzik, kimya, matematik, fizik, biyoloji, beden eğitimi gibi kavramlarla ilk kez anaokulunda bu şekilde karşılaşarak onları erken yaşlarda geleceğe hazırlamanın yolları aranır.

Bu makale, Uluslararsı Yeşil Başkentler Kongresinden, kendi yorumumu katmadan özetlenerek alınmıştır. Makalenin yazarları ve yaşayanları İşveç’te öğretmenlik yapan Türk anneleridir.

Her ne kadar eserlerinin üzerine imza atamayan yegane sanatkarlar olsakda, dünya geleceğinde söz sahibi olacak belkide dünyanın kaderini değiştirecek kararların altına imzasını atacak nesilleri yetiştirdiğimizin inancında ve bunun öneminin farkındayız” diye bitiriyor, uzman pedagoglar, Süheyla Taş ve Selma Bayazıt.

Okunması, değerlendirilmesi ve ülkemde de başarılması dileklerimle ve bu iki hanıma saygılarımla.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.