KALTABAN MODASI

Yusuf Koç

Derler ki: “Kalp kazanır, kaltaban gönenir” Yani iş becerme yeteneği bulunmayan kişi, düzenbazın kendisine yutturduğu şeyi kazanç sanır. Oysa işini yürütmüş olan, düzenbazdır, (kalp: Gösterişli, ama işe yaramaz kişi… Kaltaban: Düzenci… Gönenmek: Mutlu olmak) anlamındadır.

                                                                                                                                                                                      

Yine derler ki: “Kanaat gibi devlet olmaz” Yine yani gereksemeleri için çok şey istemeyen, azı yeter bulan ve elindekiyle yetinmesini bilen kişi yokluk nedir bilmez. Sürekli istekte bulunmayan elindekilerle yetinmeyi bilen, hoşgörülü, saygılı kişiler her zaman mutlu olurlar.

 

O nedenle kanatsız kuş uçmaz… Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amaca varamaz. Bir işte başarıya ulaşabilmek için gerekli olan tüm koşulların tam olması gerekir. Eksik malzeme ile yapılan işten hayır gelmez. Ayrıca bu dünyada yalnız yaşamak çok zordur.

 

Temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez. Çünkü herkese karşı bir güven sağlamış veya sağlanmıştır. Dolayısıyla halklın arasında böyle kabul görmüş kişiler ne iş yaparsa yapsın hep başarıyla neticeleneceğinden kimsenin kuşkusu olmaz. Kalaylı bakır küflenmez ki…

 

Bu yüzden şu sözler size tanıdık gelir: “Kalendere, kış geliyor demişler, o da titremeye hazırım diye cevap vermiş… Yaşamanın felsefesine eren kişi, en sevimsiz, dahası rahatsız durumları bile hoş karşılar. Öyle değil midir?

 

Zira bu insanların sağlam kişilikleri, kendisine öncelikle tevazuu öğretmiştir. Davranışlarında bunu aynen sergilemekten çekinmemiştir. Dolayısıyla başkalarının dertleriyle de hemhal olup hamilik etmiştir. Kaltabanlara “durun yahu teker teker gelin” demiştir.

 

Güçlü ile zayıfın, zengin ile fakirin, bir hastalığa, bir sıkıntıya, bir zarara dayanma yetenekleri aynı mıdır? Elbette değildir. Güçlü gücünden bir parçasını yitirerek zayıflar ama zayıf o kadar gücü yitirince ölecek duruma düşer. Neden çünkü kalın incelene kadar ince üzülür.

 

Onun için kabiliyetli çırak ustayı geçer demişler ya… “Bunun ustası falancadır. Bu, ona yetişmez." demeli. Yetenekli çırak, ustasını geçer. Böyle olmasaydı bir dalda ilerleme olmazdı. Zaman içerisinde çırak ustasının her türlü bilgisine sahip olur ve kendi bilgi, beceri ve tecrübesini de ekleyerek başarıyı yakalayabilir.

 

Değilse; kalıbıyla, kıyafetiyle adam, adam olmaz. Gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz. Kıyafetleri güzel, bakımlı insanlar hakkında tanımadan karar vermek doğru değildir. Önemli olan kişinin düşünceleri ve iyi niyetidir.

 

Dış görünüş insanı yanılgıya düşürebilir. Örneklerini az mı yaşadık? Yer kürküm misaline kaldıysa bu ülke, bu zihniyet, bu yaşam tarzı; o zaman yüreğimizi de, aklımızı da teslim etmişizdir ne idüğü belirsiz bilmem nerenin kaltaban modasına…

 

Selam ve muhabbetle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.