KELLELER GİDİYOR

Uğur Özteke

Hadi gözünüz aydın. Bizi yöneten bürokratlar, siyasiler, kısaca makamda koltukta oturanlar ile parayı bilya boncuk gibi oynayanlar.

Bugün yazımızda Konya yok. Her şey güllük gülistanlıkmış gibi düşünelim.

Bugün bizi böyle yapan ve işin de yazımızın da sorumlusu dostumuz, abimiz, hocamız, sosyal, ağzı dualı bilgili dolu dolu günümüzün aydın din görevlisi Ali Bitim hocadır.

Ali Hocam bizi mahcup eder. Bizim kendisini aramamıza fırsat vermeden hatırladıkça arar. Nasihatini eder duasını eder bizi kibarca dualarla hadislerle uyarır.

Vallahi dün sabah da güne erken başladığımızı dahası gün doğmadan bahçeye çıktığımızı köpeklerle kedilerle çiçeklerle böceklerle uğraştığımızı bildiği için de selamla başladı dualarla rivayetlerle hadislerle nefes almadan bizi bir güzel yudu yıkadı.

Ali Hocamın tahminini tutmuştu. Gerçekten sabahın köründe bahçede kedilerle köpeklerle güne çok mutlu başlamıştım. Amma velakin günün ağarması telefonların çalması, notların maillerin gelmesi ile yine kendi gerçek dünyamıza dönüyorduk.

…..

Ali abimin dediklerinden aldığım notları aşağıda paylaşacağım inşallah. Bu notlara ulaşırken rahmetli Hasan Pulur’un da bunlara benzer yazdığı bazı yazılara ulaştım. Onun içinde bugün Konya yok. Dert yok tasa yok. İzninizle anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az diyerek bir şeyler karalayacağız.    

……………

Temel, yanında yavuklusu Fadime, köye gidiyorlar.

Fadime’nin sırtında bir küfe, Temel’in sırtında büyük bir küp, bir elinde değnek, öbür elinde bir tavuk, önünde de keçi...

Yol gelmiş fındıklığa dayanmış.

Fadime itiraz etmiş:

“Ben seninle puradan geçmem!”

“Niye?”

“Bağa bi şe yaparsın.”

Temel lahavle çekmiş:

“Ula Fadime sen deli misun, elim kolum dolu nasıl yaparum?”

Fadime başını sallamış:

“Yaparsun, yaparsun, elindeki o değneği yere çakup keçiyi bağlarsun, küpü de tavuğun üzerine kapadun mu tamamdır!”

Kıssadan hisse...

Aman Fadime gibi etraflı düşünmeden erkeklerin lafına kanmayın...

Hele karşınızdaki Temel ise, üstelik politikacıysa...

Keçiyi de bağlar, tavuğu da kapar, sonrasını Allah muhafaza siz düşünün...

(Rahmetli İ. Gündağ Kayaoğlu’nun “Temel Koleksiyonu”ndan)

Demedi demeyin. Bugün dellenmek istemiyorum.

* * *

Olay Erzurum’da geçer.

Tebriz kapısından aşağı inişte bir kamyonet zorlukla durur. Şoför fırlar, yerden bir taş kapıp tekerleğin önüne koyar, trafik polisi yetişir:

“Burada durulur mu?”

“Aman ağabey zaten zor durmuşum, fren tutmuyor!”

“Ne demek, frensiz araba olur mu, üstelik farlardan biri de kırık!”

“Ağabey, taş sıçradı kırdı!”

“Ulan silecekler nerede?”

“Vallahi mahellede uşaklar çalmış!”

“Ver ehliyet ruhsatını!”

“Ne ruhsatı, ağamın ehliyetini beraber kullanır, bende değil!”

Polisin tepesi atar, çıkarır makbuzunu, 500 lira ceza yazar...

Erzurumlu boynu bükük:

“Ağam 500 lira vermesine verelim de suçumuz ne onu anlayak!”

Kıssadan hissemizi çıkartalım;

Yediğiniz haltları unutur, sonra da “Bu da neyin cezası?” diye sorarsınız.

………………

RİVAYET odur ki;

Abbasi hükümdarı Harun Reşid’in “Cafer” adında bir veziri varmış, vezir itibarlı Bermeki aşiretindenmiş...

Bir gün Harun Reşid ile baş veziri kırda bayırda, bağda bahçede dolaşmaya çıkmışlar.

Bir elma ağacı görmüşler, ama ağaç yüksek, tırmanıp koparmak mümkün değil...

Hikâye bu ya, hükümdar Harun Reşid, baş vezirine “kıyak” yapmış, diz çökmüş, Cafer, hükümdarın omzuna basıp birkaç elma koparmış.

Bahçıvan uzaktan seyrediyormuş, yanlarına gelince Harun Reşid bahçıvanı kutlamış, böyle elmalar yetiştirdiği için de bahçıvanı ödüllendirmek istemiş:

“Dile benden ne dilersen!” demiş.

Bahçıvan ısrarla bir şey istemese de hükümdarın ısrarı karşısında boynunu bükmüş ve ıkına sıkıla:

“Bu baş veziriniz Cafer var ya, ikimiz de aynı aşiretteniz, Bermeki aşiretindeniz. Sizden ricam benim kaydımı bu aşiretten silin.”

Harun Reşid böyle bir istek karşısında şaşırmış.

Israrla bahçıvandan başka güzel şeyler istemesini söylemiş. Ama bahçıvan aynı istekte o kadar ısrar etmiş ki, sonunda Harun Reşid bu isteği kabul etmiş ve bahçıvanın Bermeki aşiretinden olduğuna dair kaydını silivermiş.

Ve bu konuda de bahçıvanın eline fermanını yazmış ve vermiş.

………………

Aradan zaman geçmiş, başvezir Cafer işi azıtmış. Hükümdarın arkasından komplolar kurup kendi aşiretinin hanedanını başa geçirmeye çalışmış...

Durumu anlayan Harun Reşid emretmiş:

“Başta başvezirim Cafer olmak üzere, bu aşiretten kim varsa bulun yakalayın ve oracıkta boynunu vurun!”

Bir süre sonra cellatlar hükümdarın huzuruna gelmişler. Yanlarında da bizim o garip bahçıvan varmış. Cellatlar sormuşlar;

“Efendim, bu da aynı aşiretten ama elinde sizin fermanınız var, aşiretten çıkarmışsınız...”

Harun Reşid bir anda o günü hatırlamış:

“Yahu sen niye bu aşiretten çıkmak istemiştin?”

Bahçıvan önce konuşmak istememiş. Susmuş. Ama Harun Reşid sorusuna cevap için ısrarcı olup bağırınca konuşmuş; 

“Bu Cafer’in iki elma için hükümdarın omzuna bastığını görünce, bu adamın çıkarı için yapmayacağı iş yok, bana da zararı dokunmasın diye, beni bunlardan atın, dedim.” Deyivermiş.

Kıssadan hisse...

…………………..

Ey kendilerini hükümdarın en yakını sananlar, akıllı olmaz iseniz doğru adımlar atmaz iseniz bir gün bakarsınız ki kelle gitmiş...

…………….

Tabii ki bizler sizler eyyamcılar şakşakçılar, dalkavuklar ve iyi niyetli samimi ihlaslı dostlar.

Gün Harun Reşid dönemi değil. İki binli yılların bile sonuna geliyoruz. Milenyum çağı da geride kalmakta dahası x, y, z kuşakları konuşuluyor.

Yani demem o ki bugün de kelleler alınıyor ama hikayede olduğu gibi koparılmıyor.

Dostlar bizi sık sık uyarıyorlar. Böyle giderse bizim kelle de gidebilir diye huylanmaya başladık. Ben aksi ve inatçı adamım illaki yazacağım dersem bu kez çiçek böcek ve fıkra yazacağım.

Bekleyeceğiz göreceğiz.

Mevla’m neylerse güzel eyler diyeceğiz. 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Saygıya lâyık insan kendi kafasıyla düşünen ve düşüncesini haykırmaktan çekinmeyendir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

4 kişilik yazan asansöre 5 kişi bineceğiz diye ısrarla şansımızı zorlamadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (25)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.