Konya mitingleri ve Sivaslı Ali Kemali!

Erol Sunat

İzmir yeni işgal edilmişti. O karışık günlerde Anadolu’nun en hareketli şehriydi Konya. Milli Mücadele için yola çıkan ve örgütlenen, ahalinin milliciler dediği insanlar içinde oldukça önemli bir şehirdi. Onları engellemek isteyenler içinde. Dahası paylaşılamayan bir şehir durumundaydı.

İşte böyle bir ortamda İzmir işgalini telin mitingi yapılacaktı.

Bu arada Gazialemşah ve Çiftemerdiven Mahallesinde yaşayan Rumlar ve Ermeniler ellerinde Yunan Bayrakları olduğu halde sokaklara dökülmüşler, “Zito Venizelos” yani “yaşa Venizelos” diye Yunan Başbakanı lehine bağırıyorlardı.

Onların bu taşkınlıkları, mitingi tertip eden 2. Ordu Komutanı Mersinli Cemal Paşa ve Kolordu Komutanı Mehmet Selahattin Beyin işini kolaylaştırdı.

Kuvayı Milliye Konya Reisi Sivaslı Ali Kemali Efendi şehre hakimdi. Şehrin hem sayılan ve sevilen bir din alimi ve uleması hem de, kalbi vatan ve millet sevgisi için atanların etrafında toplandıkları bir vatanperverdi.

Onun büyük gayretleriyle, binlerce Konyalı Alaeddin Tepesinde toplandı. Konyalı aydınlar, kadınlar yediden yetmişe Konyalılar Anadolu’nun en büyük mitingini tertip ettiler.

Konya’da yapılan İzmir işgalini protesto eden miting, İstanbul ‘daki Ayasofya Mitinginden sonra en büyük mitingdi.

Çok ses getirdi. İstanbul Hükümeti, Damat Ferit Paşa’nın kurduğu Hürriyet ve İtilaf Partisinin Konya Şubesi bu durumdan memnun olmadılar.

Bu miting Millicilerin, İstanbul Hükümetine karşı yaptığı bir gövde gösterisi olduğu kadar, Milli Mücadele için Anadolu’dan yükselen en gür ses olarak yerini aldı.

Konya’da İstanbul Hükümeti ve Milliciler boy ölçüşmüş, İstanbul Hükümeti, mitingi engelleyecek hiçbir şey yapamamıştı.

Ne Vali Cemal Bey, ne İtalyan Garnizonu, nede İngilizlerin başını çektiği engelleme girişimleri.

Sivaslı Ali Kemali Bey ve 2.Ordu Komutanı Mersinli Cemal Paşa Konyalıların vermiş olduğu bu destekten dolayı çok memnundular!

*****

O günleri anlatanlar, Konya’da İstanbul’un ağırlığını kaybetmemesi lazım geldiğini şöyle anlatmışlardı; İstanbul ani bir işgale uğradığında. Devlet merkezinin Konya’ya taşınması düşüncesini bizzat Padişah dile getirdi diye bir görüş ileriye sürülmüştü. Padişaha ve İstanbul’a bağlı olan ahali bu haber duyulduğunda, Selçuklu Başkenti olan Konya’ya bu işin münasip olduğunu düşünmeye başladı.

İzmir’in işgali sonrasında yaşananlar ise kafaları karıştırdı. Anadolu zaten işgal altındaydı, Konya’da dahi Albay De Bisogno komutasında bir İtalyan Garnizonu bulunmaktaydı. İzmir’in işgali bardağı taşıran son damla oldu.

8 Ocak 1920 tarihinde Konya’da Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin önderliğinde bir miting daha yapıldı.

Şerafettin Camii’nde şehitler için okunan Kur’an ve Mevlid’ten sonra 5 bin Türk kadını, Wilson Prensiplerinin harfiyen tatbik edilmediği tespitinden hareketle memleketin kurtarılması ve bağımsız bir Türkiye’nin kurulması için İtilâf Devletlerine yönelik olarak bir beyanname yayınladı.

Bu beyanname, bu konuda Anadolu’da bir ilkti.

Konya kadınları, Moğol istilasına karşı direnen bir gelenekten gelen şehirlerinde, İzmir işgaline karşı çıkarken, Milli Mücadelede var olduklarını, var olacaklarını da ortaya koymuşlardı.

Anadolu Kadınları işgale karşı bir araya gelmişler ve kenetlenmişlerdi. Üstelik bu miting o dönemde kadınların düzenlediği bir miting olarak, uzun süre konuşuldu ve parmakla gösterildi.

*****

İstiklal Mücadelesinde, Orta Anadolu’da sesi en gür çıkan İlçesi tartışmasız Beyşehir oldu. Beyşehir vatansever isimlerin liderliğinde, İzmir işgaline şiddetle karşı çıktı. Beyşehir halkı, Beyşehir ileri gelenleri, Beyşehir basını unutulmayacak çıkışlar yaptılar.

Beyşehir İleri gazetesinin “Wilson Prensipleri Nerede? Hakkın Kuvvete Galebesini İstiyoruz” başlığını attığı 17 Mayıs’ta Beyşehir’den İstanbul’a gönderilen telgrafta; mukaddes vatanın en güzide parçalarından biri olan İzmir Vilâyetinin, Wilson prensiplerine muhalif olarak feci bir şekilde işgal edilmesinin bütün Türk Osmanlılarını üzdüğü, silahsız eli bağlı bir İzmir’in böyle bir mukadderatla karşılaşmasına hiçbir Osmanlı ferdinin rıza gösteremeyeceği, bu elîm hadise karsısında bedenlerinde akan kanlarının son kâtresini bu uğurda dökmeye hazır olunduğu ifade edilmiş. Bu haksız tecavüzü protesto eden yöre halkının, icab ettiği takdirde eli silah tutabilen kadın, çocuk demeden herkesin canlarını feda etmeye hazır olduklarını arz etmişlerdir denmişti.

Beyşehir, Mustafa Kemal Paşa’nın “Türkiye’yi bir ihtilâl düşüncesi ile kurtarmak” fikrinin ilk tohumlarının atıldığı yerlerden biriydi.

Beyşehir’de Belediye Reisi Hamdi gibi bir vatansever, 7. Süvari Alay Kumandanlığını yapan Şehit Albay M. Nazım gibi değerli bir komutan ve Süleyman Sırrı gibi etkin bir Kuvayı Milliyeci vardı.

*****

Konya’da yayınlanan gazetelerde yazılar yazan Mektep Muallimleri içinde, Avrupa görmüş, birkaç lisan bilen, vatan ve hürriyet aşığı isimler Konya Kuvayı Milliye Reisi Sivaslı Ali Kemali’nin etrafındaydılar.

II. Ordu Komutanı Mersinli Cemal Paşa, Mustafa Kemal’e yakınlığıyla bilinen yürekli bir askerdi.

İzmir işgaline karşı, Anadolu’da yapılan en büyük miting Konya’da yapılmıştı.

II. Meşrutiyet dönemi içerisinde, 1907’de Sivaslı Ali Kemalî tarafından açılan İttihat ve Terakki Fırkası Konya şubesi daha sonra Kuvayı Milliye olmuş ve en dikkat çeken bir kuruluş halinde çalışmalarını devam ettiriyordu.

Konya mitingleri ve Sivaslı Ali Kemali’nin çalışmaları çok büyük dikkat çekti. Ali Kemali Efendi hedef tahtasına kondu.

Delibaş İsyanını kaleme alanlara göre; Konya’yı basan isyancılar, ellerindeki listeyle, Konya sokaklarında dolaştılar. Aradıkları isimlerin en başında Sivaslı Ali Kemali vardı. İsyancıların eline o listeyi kim vermişti? Neden vermişti? Niçin vermişti? Bu sorular ve benzerleri cevabı olmayan sorular olarak şehrin sokaklarında yankılandı durdu. Hikayeler, tevatürler ve rivayetler eksik değil!

Gerçek olan ise, Sivaslı Ali Kemali Efendinin, isyancılar tarafından şehit edildiği!

3 Ekim 1920 tarihi Konya için yıllarca sürecek acılı günlerin başlangıcının tarihiydi. Ve o güne, kurşun sesleriyle uyandı Konya.

Delibaş ve adamları Konya’yı bastılar. Konya isyancıların eline geçti. Hedeflerinde olanları yakalayıp Kayıklı Kahve yakınında ki, Abdürrahim Hanına hapsettiler. Bunlardan biri de Sivaslı Ali Kemali Efendiydi.

*****

4 Ekim 1920 sabahında bir kısım mahkûm, isyancılar tarafından Aslanlı Kışlaya doğru yola çıkarıldı. 67 yaşlarında olan Sivaslı Ali Kemali gördüğü işkenceden sonra yolda ruhunu teslim etti.

Anlatılanlara göre isyancılardan Çifte Merdiven Mahalleli Mecik Oğlu Purkar Artin, Ali Kemalî’nin cesedini dakikalarca tekmeledi.

Daha sonra, cenazesi bir araba içerisinde hükümet meydanına getirildi. Cenazeye Kıbrıslı Faik Bey, Belediye Reisi Muhlis Koner, Mehmet Ragıp Atademir ve diğer bazı dostları sahip çıktılar. O gün cenaze namazı kılınarak Üçler Kabristanı’nda toprağa verildi. Kabri, Üçler Mezarlığının Mevlâna Dergâhı karşısındaki kapısının hemen girişinde bekçi kulübesinin yanındadır.

Âşık Abdi, bir destanında hadiseyi şöyle anlatır:

“Üç Teşrin sabahı bir ateş düştü / Neye uğradığını bilmez ahali. / Ol günde şahadet şerbetin içti /

Müderris Sivaslı Ali Kemalî…”

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.