Geçmişi Neolitik Çağ'a kadar uzanan Sille, bu zamana kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir köy. Roma ve Bizans dönemlerinde, Kudüs yolu üzerinde yer aldığı için önemli bir dini merkez haline gelen bu tarihi yerleşim yeri, erken Hristiyanlık dönemi yapılarından biri olan Aya Elenia Kilisesine ev sahipliği yapmış. Sille’nin önemi 1071 yılından sonra Selçuklular’ın Konya’yı ele geçirip, başkent yapmaları ile artmış. Konya’daki Türk hâkimiyeti sonucunda şehirdeki gayrimüslimlerin bir kısmının kent dışına yerleştikleri düşünülüyor.
Türk devletleri döneminde de önemli bir yerleşim yeri olan Sille, Selçuklu döneminde olduğu gibi Osmanlılar devrinde de tarihi ipek ve baharat yolları üzerinde olması nedeniyle günümüze ulaşan camileri, kiliseleri, hamamları, geleneksel evleri, çeşmeleri, köprüleri ve yaşamaya devam eden kültürü ve folklor değerleriyle birlikte Selçuklu Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sayesinde bugün Sille, şehrimizin ve ülkemizin gözde turizm mekanları arasında gösteriliyor.
Sille’de görülmeye değer yapılar arasında; Aya Elenia Kilisesi, Akmanastır, Çay Camii, Subaşı Hamamı, Şeytan Köprüsü, Sille Müzesi, Zaman Müzesi yer alıyor.
AYA ELENİA KİLİSESİ
Anadolu’daki ilk Hıristiyan mabetlerinden Aya Ele hacı olmak için Kudüs’e giderken yolu Konya’dan da geçmiş ve Sille’ye bu kiliseyi yaptırmış. Kilise Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet sayesinde günümüze sağlam bir vaziyette ulaşabilmiş.
Aya Elenia Kilisesi’nin en son restorasyonu Selçuklu Belediyesi tarafından 2009-2013 yılları arasında yapılmış. Restorasyon sırasında kilisenin duvarları, kubbesi, örtüsü, zemini ve avlusu elden geçirilmiş. Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte kilise, Aya Elenia Müzesi olarak ziyarete açılmış. Restorasyon kazıları sırasında çıkan bazı taş eserler ise müzenin avlusunda sergileniyor.
AK MANASTIR
Hagios Khariton, Deyr-i Eflatun (Platon’un Manastırı) gibi adlarla da bilinen Akmanastır da Sille’de bulunuyor. Manastırda önceki yıllarda bulunan kitabeden aktarıldığına göre; 3-4. yüzyıllarda yaşamış ve aslen Konyalı olan Hagios Khariton anısına 8. Yüzyılın sonlarında, açık renkli bir kayanın içi oyularak yapılmış. Manastırın bulunduğu bölgede Hristiyan ve Müslüman gruplar yüzyıllarca bir arada yaşamış, Manastır ise bu iki farklı dini kültürün buluşma ve kaynaşma noktası olmuş. Hatta 12. ve 13.yüzyıllarda Hristiyan olduğu halde Türklere hizmet eden Bizanslıların buraya gömüldüğü biliniyor.
Bir rivayete göre Mevlana, Manastır’daki soğuk su kaynağının bulunduğu ayazmaya girerek burada yedi gün yedi gece geçirmiş. Bir başka rivayette ise yine Mevlana’nın, her sene düzenli olarak bir gün Manastır’a geldiği ve buradaki gününü ibadet ve tefekküfle geçirdiği anlatılıyor. Mevlana’nın gösterdiği ilginin ardından diğer pek çok Müslüman da burayı ziyaret etmeye başlamış. Mübadele sonrası bakım yapacak kimsenin kalmamasından mütevellit harabeye dönen Manastır, sonraki yıllarda bölgenin TSK bünyesine girmesiyle tamamen yok olmaktan kurtulmuş. Bölge günümüzde SİT alanı olarak kabul ediliyor.
SİLLE ÇAY CAMİİ
Sille Çayı’nın kenarında yer aldığı için Çay Camii adıyla anılan yapı Sille’nin merkezinde, Hükümet Caddesi üzerinde bulunuyor. Yapı malzemeleri ve mimari üslubuna göre caminin XIX. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. Eğimli bir arazi üzerinde bulunan cami, bu eğimden faydalanılarak iki katlı olarak yapılmış. Sille taşından inşa edilen cami; harim, son cemaat mahalli ve eski mektep kısımlarından oluşuyor.
Restorasyonlar sırasında büyük oranda yenilenen ahşap mihrabın bazı kısımlarında eski mihraba ait parçalar bulunuyor. Caminin güneydoğu köşesinde yer alan vaaz kürsüsü de ahşaptan yapılmış olup ajur tekniğinde süslemelere sahip. 2013 yılında Selçuklu Belediyesi tarafından restore edilen cami etraflıca elden geçirilmiş. Restorasyon sırasında minber, mihrap ve vaaz kürsüsü daha önce sürülen boyalardan temizlenerek orijinal hâline kavuşturulmuş. Cami günümüzde halen ibadete açık durumda. Ayrıca Sille’de, Karataş Camii, Kurtuluş Camii, Ak Camii, Subaşı Camii, Mezar Yakası Camii, Orta Mahalle Camii olarak 7 cami bulunuyor.
SUBAŞI HAMAMI
Ak Hamam, Aşağı Hamam, Hacı Ali Ağa Hamamı gibi isimlerle de bilinen Sille Subaşı Hamamı, 1884 yılında Hacı Ali Ağa tarafından Konya’nın Selçuklu ilçesinde çifte hamam (simetrik) yapısında inşa ettirilmiş.
Mimari olarak gayet sade bir yapıya sahip olan hamam; doğu kısmı erkeklere batı kısmı ise kadınlara ait olmak üzere iki farklı bölüme sahip. Girişler konusunda farklı olmalarına karşın iki kısım da birbirinin aynısı olacak şekilde dizayn edilmiş.
Sadece moloz taş ve tuğla kullanılarak yapılan Sille Subaşı Hamamı, geleneksel hamam anlayışına uygun şekilde üç ana bölümden oluşuyor; soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık. Soyunmalık bölümü, kıyafet tebdili ve genel anlamda hamam hazırlığı için kullanılmak üzere tasarlanmış, hamam içerisinde en geniş yer burası. Sıcaklık bölümü yıkanılan kısım, soğukluk bölümü ise hamam ortamının sıcaklığına vücudu alıştırmak için oluşturulmuş bir geçiş bölümü. Kişiler çoğunlukla sıcaklık bölümünden bunalıp soluklanmak için bu alana çıktıkları için soğukluk bölümlerinde oturmak için mermer yerler bulunuyor. Subaşı Hamamı’ndaki soğukluk bölümü de bu ihtiyaç düşünülerek oluşturulmuş. Kare bloklar şeklinde tasarlanan soğukluk bölümü, bol ışıklı kubbe ile kapatılarak kişilere rahat bir oturma ortamı sağlanmış.
Subaşı Hamamı geçmiş dönemlerde talihsiz bir yangından dolayı kullanılamaz geldiyse de Selçuklu Belediyesi tarafından 1998 yılında restore edilerek Sille Halk Kültürü Müzesi olarak hizmete açılmış.
ŞEYTAN KÖPRÜSÜ
Su kemeri olarak yapıldıktan sonra iki yamacı birbirine bağlayarak dar ve tehlikeli bir geçit halini alan Şeytan (Gavur) Köprüsü, 16'ncı yüzyılda Osmanlı döneminde yapıldığı biliniyor. Mahalleye gelen suyun vadiden geçmesine imkan sağlamak amacıyla su kemeri olarak inşa edilen yapı, daha sonra iki yamacı birbirine bağlayan bir köprü olarak kullanılmış.
Vadi içinde bulunması, dar ve yüksek oluşu nedeniyle günümüzde kullanılmıyor. Köprünün ürkütücü yapısı nedeniyle "Şeytan Köprüsü" ismini aldığı düşünülüyor.
Köprü, her ne kadar yola yakın merkezi bir konumda olsa da vadi yapısından dolayı turistler tarafından çok bilinmiyor.
SİLLE MÜZESİ
Sille'de günümüze ulaşan tarihi kamu yapılarından bir tanesi olarak anılıyor. 1930'lu yıllarda inşa edilen iki katlı bina uzun bir süre Sille İlkokulu olarak kullanılmış. Bir dönem de belediye binası olarak hizmet vermiş.
1995-1996’lı yıllarda binada Sille Halı Kooperatifi faaliyet göstermiş. Kırma çatısı, cumbaları ve fer pencereleri ile geleneksel Türk evi planında yapılan bina büyük bir konak görünümüne sahip. Sille'nin en görkemli binalarından birisi olan müze, aynı zamanda Sille'deki ilk kiremit çatılı yapılardan birisi.
ZAMAN MÜZESİ
Sille Şapeli olarak da bilinen Zaman Müzesi, Konya Belediyesi tarafından 2012 yılında restorasyonu tamamlanarak turizme kazandırılmış. Türkiye’nin ilk zaman müzesi olma özelliğini taşıyan mekânda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser sergileniyor.
Müzenin ilgi çeken eserleri arasında; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, Osmanlı paşaları tarafından düzenlenen ve genel kullanıma tanzim edilen ruznameler, cep ve masa takvimleri ve resmi dairelerde kullanılan el yazma baskı takvimler yer alıyor. Müzede ayrıca altın ve gümüş köstekli cep saatleri, Türk Hava Kurumu’na ait illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvim, Roma dönemine ait arkeolojik güneş saati örneği ve halen Konya Hacı Hasan Camii şerifi kıble duvarında bulunan Osmanlı dönemi güneş saati reprodüksiyonu gibi birçok kıymetli eser bulunuyor.