Konya Valiliği, Antalya Valiliği ve Konya Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilen Keykubad Göç ve Kervan Yolu, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini doğaseverlerle buluşturuyor. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın fetihlerinden göçerlerin binlerce yıllık izlerine, kervanların ticaret rotalarından Torosların etkileyici manzaralarına kadar pek çok hikayeyi barındıran Konya-Alanya arasındaki 405 kilometrelik yol turizme kazandırılıyor.
ALAEDDİN KEYKUBAD’IN ALANYA ZAFERİNE GİDEN YOL
1221 sonbaharında, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın on binlerce asker, at ve devesiyle Konya’dan Alanya’ya uzanan destansı yolculuğu, bugün Keykubad Fetih Yolu olarak tarih ve doğa tutkunlarının adımlarını bekliyor. Konya Akören’den başlayıp Mavi Boğaz Kanyonu’nun antik koridorlarına, Çarşamba Çayı’nın coşkusunu ve Roma lejyonerlerinin izlerini taşıyan Sarıot Gölü’ne uzanan bu rota, savaş teçhizatı yüklü kervanların geçtiği taş döşeli yollarda zorlu Toros geçitlerini aşmanın heyecanını yaşatıyor.
BİNLERCE YILLIK GÖÇÜN VE İPEK YOLUNUN İZLERİ
Keykubad Yolu, Helenistik dönemden sonra Kilikyalıların, Romalıların ve Selçukluların kullandığı tarihi bir kervan yolu olduğu gibi Yörüklerin, göçerlerin de kullandığı bir yol olduğu için binlerce yıllık tarihin izlerini taşıyor. İpek Yolu’nun Anadolu’daki en canlı damarlarından biri olan yeni güzergah, sadece bir ticaret değil, bilim ve sanatın da taşıyıcısı konumundaydı. Alaeddin Keykubad’ın 1221’te fethettiği Alanya, Çin ipeklerinin ve Hint baharatlarının Avrupa’ya açılan kapısı oldu. Bugün, Selçukluların inşa ettiği kervansaraylar ve taş döşeli yollar, bu kadim mirası yeniden hayata döndürüyor.
KEYKUBAD GÖÇ VE KERVAN YOLU ROTALARI
Tarihle doğanın kucaklaştığı bir serüven: Konya’nın mistik atmosferinde, Mevlana’nın izinde başlayan yolculuk, Kapadokya’yı aratmayan Kilistra Antik Kenti’nin kaya oyma kiliseleri ve sarnıçlarıyla tarihe dokunuyor. Toros Dağları’nın heybetli geçitlerinden, Mavi Boğaz Kanyonu’nun devasa kayalıklarına uzanan rota, Sarıot Gölü’nün yemyeşil yaylalarında nefes aldırıyor. Selçuklu mimarisinin ihtişamını yansıtan Alarahan ve asırlık taş köprüler, kervanların izinde bir zaman yolculuğuna çıkarırken; Aygırdibi Şelalesi’nin coşkusu ve Alara Çayı’nın berrak suları doğanın ritmini duyumsatıyor. Antik Colybrassus’un sır dolu kalıntıları, Bozkır Kaya Kilise’nin gizemi ve Akdeniz’e uzanan Alanya’nın turkuaz sularıyla noktalanan bu yol, yüzlerce yıllık yayla kültürünü Namza’dan Gelesandra’ya taşıyor.
TOROSLAR’IN SAKLI HAZİNELERİ VE ROMA’DAN SELÇUKLU’YA İZLER:
Colybrassus Antik Kenti, "Susuz Ayasofya" lakaplı gizemiyle, Lejyon Pontica’nın askeri izlerini taşıyan tapınakları, Medusa başlı kabartmaları ve 18 basamaklı merdiveniyle tarihin derinliklerine ışık tutuyor. Sultan Alaeddin Keykubad’ın av izlerini sürenler, Bayırkozağacı’ndan Çoğlu Han’a uzanan yolda, Mahmud Seydi’nin fakirler için inşa ettiği zaviye ve türbeyle karşılaşırken, Taşatan Kervan Yolu’nun kadim taşları adeta fısıldıyor. Doğanın şahitliğinde, Malan Vadisi’nden Oğuz Yaylası’na tırmanan rota, Eğrigöl’ün masmavi sükûnetine ulaşırken; İsauria Yolu’nun Halkalıyazı’dan Kalecik Yaylası’na uzanan hattı, İlvat Gölü’nün dinginliğini Fetih Yolu’nun macerasıyla buluşturuyor. Demirkapı Geçidi ise Boğazhan’dan Karaboynuzlar Yaylası’na uzanan patikalarla, Çaşır’ın serin rüzgârlarını Malan’ın doruklarına taşıyor. Her adımda antik medeniyetlerin, Selçuklu mirasının ve yaylaların sonsuz hikâyesi… Keykubad’ın rotaları, zamana meydan okuyan bir keşif çağrısı!