Konya'dan Tuz Gölü Fay hareketine ışık tutan araştırma: Geçerliliğini yitirmiş oldu

Konya'dan Tuz Gölü Fay hareketine ışık tutan araştırma: Geçerliliğini yitirmiş oldu
KTÜN ve uluslararası araştırmacıların ortak çalışması, Tuz Gölü Fayı’nın yanal değil düşey hareket ettiğini ortaya koyarak bölgedeki sismik risk ve kıtasal deformasyon modellerine önemli katkı sağladı.

Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Gülin Gençoğlu Korkmaz’ın baş araştırmacı olarak yer aldığı uluslararası bir çalışma, Tuz Gölü Fayı’nın hareketine ilişkin uzun süredir yanıt bekleyen sorulara ışık tuttu. Konya Teknik Üniversitesi’nin yanı sıra Heidelberg Üniversitesi (Almanya), Curtin Üniversitesi (Avustralya) ve Toronto Üniversitesi’nden (Kanada) araştırmacıların da katkı sunduğu çalışma, fayın yalnızca bölgesel sismik risklerin anlaşılması açısından değil, aynı zamanda küresel kıtasal deformasyon modellerinin geliştirilmesi bakımından da büyük önem taşıyor.

Araştırmada, Tuz Gölü’nün doğusunda yer alan ve yaklaşık 200 kilometre uzunluğundaki Tuz Gölü Fayı’nın Orta Anadolu’daki yer kabuğu hareketlerine etkisi detaylı olarak incelendi. Dr. Gençoğlu Korkmaz, bu keşfin bölgedeki fay dinamikleri ve tektonik süreçlerin daha doğru modellenmesine olanak tanıdığını belirtti.

retim-uyemizden-uluslararasi-is-birligiyle-yeni-jeolojik-kesif-tuz-golu-fayinin-hareketi-03.jpg

Yapılan jeolojik ve jeokronolojik analizler sonucunda, fay boyunca yalnızca dikey yönde hareket gerçekleştiği; yani kabuk bloklarının birbirinden uzaklaştığı ve yanal kaymanın söz konusu olmadığı ortaya konuldu. Hasandağ volkanından kaynaklanan eski lav akıntılarının detaylı incelemesiyle desteklenen bulgulara göre, bu hareketin yılda 0.90 ile 1.23 milimetre arasında gerçekleştiği ve son 151.000 ila 38.800 yıl arasında sürdüğü tespit edildi.

Araştırmacılar, Tuz Gölü Fayı’nın “düşey atımlı normal faylanma” (pure dip-slip) ile hareket ettiğini net biçimde ortaya koyarak, Orta Anadolu’daki doğu-batı yönlü genişleme dinamiklerine katkı sağladığını vurguladı. Daha önce öne sürülen yanal kayma hareketi hipotezleri ise bu çalışma ile geçerliliğini yitirmiş oldu.

Bu önemli keşif, yalnızca Türkiye’deki sismik risklerin daha doğru şekilde değerlendirilmesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda Anadolu levhasının doğuda Arap ve Avrasya levhalarının çarpışması, batıda ise Ege bölgesindeki genişleme hareketleri karşısındaki davranışlarının da daha iyi anlaşılmasına katkı sunuyor.

Araştırmanın sonucu olarak, bu çalışma yalnızca Tuz Gölü çevresindeki jeolojik süreçleri açıklamakla kalmayıp, aynı zamanda yerkürenin derinliklerinden gelen kuvvetlerin günümüzdeki yeryüzü şekillerine nasıl yön verdiğini de gözler önüne seriyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

KONYA Haberleri