‘Konya’mız maalesef ihmal bir şehir’

Emrullah Nergiz

Bu ifadeyi İyi Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş meclis kürsüsünden sarf ediyor. Çevre Bakanımız Murat Kurum’un 19 Haziran’da yaptığı Konya ziyaretini eleştirmek maksadıyla başladığı konuşmasında; Konya Büyükşehir Belediye Başkanının yapacağı işleri, Bakan Kurum yapıyor diye haykırıyor. Bakana Çevre Bakanlığı ile uğraş neden Konya’da bisiklet yoluyla, Millet bahçesiyle uğraşıyorsun diye verip veriştiriyor.

Gerçekten yadsıdım. Biz muhalefet yapın derken bunları kastetmedik Sayın Yokuş! Siz resmen meclis kürsüsünden Bakan Kurum’un Konya’ya pozitif ayrımcılık yaptığını ifşa ettiniz. Bunu da öyle ifade etmişsiniz ki sanki bir suçlu yakalamış edasıyla!

Kendiniz değil miydiniz bana Beyşehir Gölü’nün temizlenme sürecinde Bakan beyle olan diyaloğunuzu anlatan. O zaman bir zafer kazanmış gibiydiniz.

Bakanın Konya’ya ilgisini eleştirip konuşma boyunca Konya’nın 31 ilçesi varken memleketiniz olan Beyşehir’den ve sorunlarından defalarca kez bahsetmek bir garabet oluşturmuyor mu? Evet, eleştirin sorunları söyleyin. Oradaki bazı eleştirilerinize ben de katılıyorum. Ama tüm ülkeye bakanı, Konya için çalışıyor diye şikâyet etmek nedir yahu?

Siz Konya’nın vekili misiniz gerçekten? Konya’ya yapılan ‘takdir hakkı kullanımını’ ifşa ederek elinize ne geçti çok merak ediyorum.

İNŞAAT SEKTÖRÜ YARINI DA DÜŞÜNMELİ

Türkiye’nin lokomotif sektöründe son birkaç yılda işler iyi gitmiyordu. Kur baskısı, değerli emtiaların hep yukarı yönlü hareket etmesi ev sahibi olmak ya da yatırım yapmak isteyenleri sürekli ikilemde bıraktı. Özellikle 2018 Ağustos ayındaki kur kriziyle birlikte maalesef sektördeki birçok oyuncu havlu atmak zorunda kaldı.

Konya özelinde konuşacak olursak 2004-2017 arasında inşaat işlerinin herhangi bir yan koluyla ilgili taşeronların müteahhit olduğu ve 100-200 hatta daha çok daire yapımıyla uğraştıklarına şahit olduk. Arz talep dengesi ölçeğinde orta kesim diye adlandırdığımız halkın birçoğu gerek krediler gerekse öz sermayesi yoluyla bu yıllarda ev sahibi oldu. Ayrıca yatırımcılar bu süreçte tapu sayılarını artırdılar.

2 yıl önceki krizin ardından ülke genelindeki yansıma paralelinde; Konya’da da güçlü müteahhitler dışındaki firmalar oyun dışına çıktı. Son 6 aydaki pandemi süreci de tuz biber ekti meseleye…

Hiç satış yapılmayan, yapımcı firmaların ve arsa sahiplerinin kat karşılığı iş yapmaya yanaşmadığı bir ortamda sadece ham sermaye ile inşaat yapabilmek her firmanın harcı değildi. Zaten koca şehirde bu dönemde hiç durmadan çalışan şantiye sayısı bir elin parmaklarını geçmedi.

İşte tam da böyle bir ortamda pandemi ve kur krizinin yaralarını sarmaya çalışan Türk ekonomisine can suyu olacak şekilde devlet bankaları ev sahibi olmak isteyenlere şartları kolaylaştıran seçenekler sundu. Dikkat edin yatırımcılar belki yine tam olarak sahnede yoklar. Onlar zaten kriz döneminde zora düşenlerin projelerini bir bir topladı. Son yıllarda zaruri ev ihtiyacı olup elindeki birikiminden olmak istemeyenler bir kısım borçlanarak konut aldılar.

İstatistiklere bakacak olursak son aylarda konut satışında patlama yaşandığını görebiliriz. Tapu müdürlüklerindeki yoğunluk bunun en önemli göstergesi…

Burada takıldığımız bir nokta var.  Araç fiyatlarına paralel ev fiyatlarının da kredi oranları açıklandıktan sonra en az %20 -30 oranında artış göstermesi. Ülkede bu derece enflasyon rakamları açıklanmazken 300 bin lira olan 3+1 daire nasıl 360-400 bin lira oldu sorgulamak gerekiyor. Evet, maliyetler her ürün grubunda olduğu gibi arttı. İnşaatçılar belki şimdi o rakamlara yeni daire yapamayacaklar. Ancak uyarmamız gerekiyor. Tüketiciyi bulmuşken örseleyelim anlayışında olanlar üzülerek söylüyorum bugün kazanmış gibi görünse de geleceklerinden oluyorlar.

Sektörün temiz kalması çok önemli. Yıllarca dolandırıcılık hikâyeleri dinledik. Hayatını bir ev almaya adayan, tüm emekli ikramiyesini buraya yatıran insanlar var. Hayatının 10-20 yılında kredi ödemek zorunda kalanlar var. Bu emek ve birikimleri helal olmayan şekilde sömürmek yanlış. Sektördeki çürük yumurtalar temizlenmişken yeniden oluşturmamak gerekiyor.

Bu sektörden ekmek yiyen çok fazla taraf var. Ayakta kalması çok önemli. Ekonominin zor günlerinde dik duran üretimini devam ettiren kuruluşları kuvvetli alkışlıyoruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.