Korona Hepimizi Yalancı Yaptı!

Erol Sunat

Korona için konulan yasakları delmeye kalkmak ölüme davetiye çıkarmak demek! Nedense bunu anlamak istemiyoruz.

Yasakları deldiniz ne oldu? Kimi kandırdınız? Kendinizle birlikte daha kaç insanın hayatını riske attığınızdan haberiniz var mı?

Haberiniz olsa şaşardım!

Çünkü bu cevapları duymak istemiyorsunuz!

İşinize gelmiyor!

Korona hepimizi yalancı yaptı. Yalan söyleyen söyleyene! Yalandan kim ölmüş cümlesi moda!

Mazeretlerimiz yalan!

Rakamlarımız yalan!

Konuştuklarımız yalan!

Yasakları delmek için konuştuğumuz her kelime, kurduğumuz her cümle yalan…

Yapma, etme, denilen ne varsa inadına yapıyoruz çünkü!

Yasaklara karşı zaafımız var. Yasakları delmek gibi önüne geçemediğimiz bir ruh haline sahibiz.

Yasak dediler, bakkala dedim, arkadaşların evinde buluştuk, vurduk okeyin gözüne gözüne diyor anlatan…

Korona bir çoğumuzu yalancılığı da teşvik ediyor haberimiz yok!

Otur evinde!

Keşke oturabilse…

Telefonlar sağ olsun. Mesajlar sesiz ve derinden.. Biz falanca arkadaşın evindeyiz, çık gel diyorlar!

İnsanları tutabilene aşk olsun!

En kolay toplanma hikayesi, aynı site ve apartman içinde olanı.

Aynı sokakta olanları, birkaç sokak ötede olanları ise yalandan kurulu cümlelerle aşıyorlar!

Koronayı evden eve, sokaktan sokağa, siteden siteye yanımızda alıp gidiyoruz.

Giden memnun, götürülen memnun. Birkaç gün sonra bir bakmışsınız site karantinada…

Ne oldu? Bir çay içmeye geldiydik…

Evinizde içseydiniz çayınızı da, böyle olmasaydı diyene de, kırılıyor insanlar!

Kırılmaz komaz olsunlar diyen ablalar, teyzeler haksız mı?

 

*****

Korona bizi neden sevmesin ki, davet var, ikram var, kalabalık hazır!

Böyle şehirlerden neden gitsin ki…

Sonra deniyor ki, yoğun bakım yatakları dolu. Karantinadaki insan sayısı bilinmiyor.

Tevatürler alıp başını gidiyor, rivayetler aramadığınız kadar, dedikodular kol geziyor her tarafta…

Yalanlar, balonlar, fısıltı haberleri, gelsin çaylar, gelsin kahveler, saatler süren sohbetler.

Kafeye göre bedava…Böyle sıcak sohbetleri özlemişiz diyor insanlar.

Korona her birini tasdik ediyor, bende aynen öyle diyerek…

Sonrası, bir oda dolusu covit 19’lu…Testler pozitif…

Ardından karantina…Karantina günlerinde dahi lay lay lom gezmeye çıkan yine biz!

Sıkıldım, bunaldım, attım kendimi dışarı diyoruz!

O halde toplu taşıma araçlarına ve tramvaya defalarca biniyoruz!

Sonra şehir kırılıyor Koronadan!

 

*****

Delikanlı askere gidecek, askere gitmeden önce, ne kadar akraba var teker teker dolaşıyor. Gitmediği, uğramadığı akraba, küsüyor, gönül koyuyor, söylediğini bırakmıyor.

Her gittiği yerde, izzeti ikram bol, ikram ve rağbet fazla…

Bütün aile askere gidecek delikanlının yanı başında…

Korona zevkten dört köşe…

Komşular aynı sitenin içinde hepsi bir aradalar.

Çaylar, pastalar, börekler yapılıyor, iki çift lafın beli kırılıyor.

Sanılıyor ki, kimseye bulaşmayacak!

En fazla dedikodu ne mi?

Koronadan ölen akrabalar, karantinada olanlar, solunum cihazı takılanlar! Karantinada olduğunu saklayanlar, aramayanlar, sormayanlar, çağrılınca gelmeyenler.

Mevzu Korona, anlatılan Korona, tedbir alınmayan yine Korona!

Biz geldik, yedik, içtik, eğlendik hiçbir şey olmadı diye gelmeyenleri korkaklıkla suçlayanlar da bizlerden başkası değil!

Aşı geldi, insanlar aşı vuruldular da haberimiz falan mı yok!

 

*****

Bu arada, akraba ziyaretleri yapan yapana…

Ana-baba çocuklar gelmedi diye kara yaslara bürünüyor. Biz mikrop mu taşıyoruz, kardeşleri geldi o gelmedi diye, neredeyse evladını defterden silecek adam!

Karısı da yükleniyor geline…

Oğlana kalsa gelirdi. Uçar gelirdi benim oğlum. Neymiş, Korona varmış. Varsa var. O gelin yok mu , o gelin. Salgın diyor, etraf kötü diyor, anneni görmeye gideceksen, yalnız git, geri gelme demiş, çocuklarımı riske atamam demiş. Yeminler olsun ben oğluma üzülüyorum, birde torunlarıma…

Aylar oldu. İki adım yerde, hasret bıraktı o gelin hem oğluma, hem torunlarıma…diyen anlayışlar aramadığımız kadar. Hâlâ salgının ölümcül yönünü göremedik, anlayamadık!

Bir başkası yine bam telinden vurduğu düşüncesinde;

Anam -babam çocukları çok özlemişti. Çocuklarda beni durdurmadılar, ne olmuş yani çıktık geldik.

Bi şey olmaz abi? Yeminle benim gibi gelip giden dünya kadar insan var, bir beni mi buldun abi?

Maskemizde var, sosyal mesafeye de tam uyduk!

Öyle değil mi hanım? Ne desin evin hanımı? Bozacının şahidi şıracı!

Kocasına bu çok tehlikeli dememiş, bizden geçtik, ya çocuklara bulaşırsa diye endişe etmemiş. Gidelim deyince, bir değişiklik olur demişler çıkmışlar yola!

Nedense, Korona’nın yapacağı değişiklikler hesaba katılmamış! Kocasının kardeşleri de, gelmişler maile.

Bütün aile çok şükür bir araya geldik demiş babaları!

Yani hep beraber sülale boyu Koronaya davetiye çıkardık demeyi unutmuş!

 

*****

Önümüzde Yılbaşı var! Yaklaşık dört günlük bir zaman! Bu süre tatil olabilir mi? Bu sürede tatil yapılabilir mi?

Yapılmaz amma, tatil yapacağım diyenler için yasakları delmek gibi bir çıkış yolu var!

Korona varsa var! Maskemiz var, mesafemiz var, hijyene de uyduk mu, ben geliyorum tatil diyen diyene… Oysa Korona’nın kimi ne zaman nerede yakalayacağı belli değil.

Büyük şehirlerden memleketine diye, aslında yılbaşı diye yola çıkanlar çoktan hazırlıklara başladılar bile…

Korona için hava hoş! Yola da çıkar! Yolcunun koluna da girer!

Yolcunun yol arkadaşı da olur! Yolda münasebetsizlik yapmaz! Can sıkmaz!

Uslu uslu oturur durur bir köşede, hatta yol boyunca derin bir uyku dahi çekebilir.

Yolculuk biter, yolcular iner…

Korona, onlarla birlikte, ana-baba kapısından, akraba kapısından girer içeri.

Her sarılmada, o da sarılır hoş buldum diyerek!

Beklemeye başlar evlerin kalabalıklaşmasını…

Kızımız gelmiş, oğlumuz gelmiş diye daha akşamına gelmeye başlar hısım-akraba ve komşular!

Korona bu muhabbetlere dalar giderken,  

Bizde Korona ile mücadele edeceğiz diyorduk değil mi?

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.