Kültür değil, gürültü

İbrahim Talha Bayburt

Bir zamanlar sanat, ruha dokunurdu. Bir şarkı dinlediğimizde gözlerimiz dolar, bir şiir okuduğumuzda içimiz titrerdi. Şimdi ise ne dinlediğimizin, ne de izlediğimizin bir anlamı var. Popüler kültür denen bu yıkıcı tsunami, sadece estetik olanı değil, ahlakı, duyguyu, derinliği ve düşünceyi de önüne katıp götürdü. Geriye kalan tek şey: kulak tırmalayan sesler, zekâyla alay eden sözler ve kokuşmuş bir “trend” çukuru.

Her yerde aynı nakarat: “Nasıl viral olurum?”, “Reel kaç beğeni aldı?”, “Bu akımı kaçırma!”

Sanat değil bu. Bu, bir toplumun kendi estetik hafızasını, edebi mirasını ve müzik zevkini linç etmesidir. Bir zamanlar sazla sözle büyüyen bu topraklar, bugün otomatik ses düzenleyicilerle şişirilmiş, içi boş, üç nota arasında sıkışmış ‘şarkıcıklarla’ dolu.

Kelimelerden anlam değil, ses efekti çıkarılıyor. Kliplerde derinlik yok; yarı çıplaklık, yapay gülüşler, plastik hayatlar... Anlamın yerini algı aldı, duygunun yerini dikkat çekme çabası. Bugünün sanatçısı, derdini anlatmak için değil, algoritmaya kurban gitmemek için üretiyor. O da üretmekse tabii.

Televizyon desen; sabah programlarında ahlaksızlık prime-time'da. Magazin kültürü diye pazarlanan şey, kişisel dramların alenen teşhir edilmesinden başka bir şey değil. Ekranlardan taşan rezalet, artık normalleşti. Kimin kiminle ne yaptığı, hangi estetik operasyonu geçirdiği konuşuluyor; kim ne okudu, ne düşündü, ne hissetti sorulmuyor bile.

Ve gençlik... En büyük darbeyi onlar yiyor. Kimseye kızamıyorum. Çünkü gerçek sanatla tanışmadan büyüyen bir kuşak, çürümüş kültürel çöplerin içinde anlam aramaya çalışıyor. Onlara “zevksizsiniz” demek kolay ama asıl soru şu: Bu çocuklara ne sunduk?

Popüler kültür, insan ruhunu değil, tüketim alışkanlıklarını besler. Ve biz, her gün biraz daha “kültürsüzlüğü” yücelten bu zehirli düzeni alkışlıyoruz. Kalitesizliğin prim yaptığı, ucuzluğun sanata dönüştüğü bir dönemde yaşıyoruz. Tıpkı plastik gibi: Parlak ama dayanaksız, renkli ama zararlı.

Bir kültür ölürken biz ne yapıyoruz?

Story atıyoruz.

Beğeni topluyoruz.

Trendlere ayak uyduruyoruz.

Ve her gün biraz daha kendimizden, köklerimizden, inceliklerimizden kopuyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.