Mihr-i Mah: Bir Aşk Hikâyesi

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Aşk nedir, bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor” diyor aşk üstadı Hz. Pir. Bir diğeri ise; 

Aşk Allah’a dönüştür buluşulur mahşerde”,

Sevgi aşkın denizi, yüzenlere heryerde” diyor.

Öyle aşklar vardır ki tarihe, sanata, edebiyata, ruha mal olmuştur. Aşk, bir anda gelir çarpar, yakar, kavurur. Kalıcı aşk mükâfatladır, dünya ve ukba da devam eder. Aslolan da budur ancak aşk insanı inceltir, hassaslaştırır, ezer, büzer ve hatta aşağıda olduğu gibi ürettirir.

İşte onlardan birisi;

Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine basmıştır. İki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihr-ü Mah, Farsça’da "Güneş ve Ay" anlamına gelir.

Mihrimah Sultan’la evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeri ise Mimar Sinan'dır. Padişah kızını Rüstem Paşa'ya verir.

Koca Sinan ellisindedir, evlidir ve de Mihrimah Sultan'a da âşıktır. Derin ve samimi aşkına rağmen sevdiğine kavuşamaz. Kavuşamamıştır ama aşkını olanca ve eşsiz güzelliği ile sanatına yansıtır.

Mimar Sinan Üsküdar'a, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii'nin temelini atar ve 1548'de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki "etekleri yerleri süpüren bir kadının" dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı'da pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul'un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan'a.

Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzelliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler “Mihrimah Sultan'ın topuklarını döven saçlarını” hatırlatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser.

*****
Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar'daki camileri aynı anda görebileceğiniz bir yer seçin. Ve 21 Mart'ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan'ın doğum günüdür.

Göreceğiniz manzaraysa şudur:
Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar'daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah birbirinin eşittir.

Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır.

İşte aşk böyle bir şey olsa gerek. Ne onsuz olabilirsin, ne de onunla rahat kalabilirsin. 

Aşkı tarif mümkün müdür bilemem ama duygular arasındaki yerini ancak şu cümlede bulabiliriz.

Saygıda asalet, sevgide şefkat vardır, 

Hoşgörüde hürmet, susmakta hikmet vardır, 

Dostlukta minnet, aşkta sadakat vardır!  

Aşk, Âşık ve Maşuk’a saygı ile Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.