Mutluluk Tüneli

Selçuk Karaman

İlk kez Finlandiyalı eğitimci dostumdan dinlediğim, yaşanmış bir olayla yazımıza başlamak istiyorum.

Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi” dedi.

Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin.”

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bire çekmecenin köşesinde çocukken annesinin kendisine okuduğu ve katlı halde duran o kağıdı buldu ve alıp açtı.

Kağıtta, “Oğlunuz ‘şaşkın’ (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı.

Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı:

“Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, şaşkın bir çocuktu.”

Kedinin ciğere baktığı gibi hayranlıkla izlediğimiz Avrupa eğitiminde bu gibi sancılı durumlar fazlasıyla yaşanmıştır. Finlandiya gibi ülkeler yaptıkları bu tür yanlışlıklardan kurtulmayı erken başarmışlardır.

Özellikle 12 yaş öncesi bir çocuğun başarısı test çözme yeteneğine ve ful doğru çıkarma becerisine bağlı değildir.

Hayal dünyasını kullanıp kullanmadığını bilmiyorsanız,

Kitap okurken, o anı mimikleriyle ve hareketleriyle yaşayıp yaşamadığını fark edemiyorsanız,

Sağ ve sol beynini aynı anda kullanıp kullanmadığını bilemiyorsanız,

Kendi zeka grubunda kendi yeteneklerini aktif bir şekilde sergileyip sergilemediğine dikkat edemiyorsanız,

Üstün zekalı olup olmadığının farkında olamıyorsanız,

Elinizde olabilecek Edison, Einstein, Pasteur ve onlar gibi bir çok geleceğin bilim adamlarını testlerde başarısız, vasat öğrenci, tembel, hiperaktif, geri zekalı, ramlık  yakıştırmaları adı altında kaybediyor olabilirsiniz

 Tüm yıl boyunca çocukları test, ödev, doğru, yanlış kıskacında hallaç pamuğuna çevirdiniz. Eve hapsedip ödevlere mahkum ettiniz ve “Çok şükür bu seneyi de iyi değerlendirdik. İyi bir alt yapı oluşturduk” dediniz.

Aslında yanıldınız. Beyin ve zeka gelişimlerini olumsuz etkilediniz, psikolojilerinin bozulmasına zemin hazırladınız, hayallerine gem vurdunuz, geleceğin bilim adamlarının önünü kestiniz. Kısaca zarar verdiniz.

Zeka-hafıza gelişimi ve bilim adamı olabilmenin yolunun “Mutluluk ve Özgüven Tünelinden” geçtiğini unuttunuz.

Tatil yaklaşıyor. Buradan anne babalara seslensek acaba sesimiz duyulur mu?

Alın çocuklarınızın elinden test kitaplarını, tablet ve telefonlarını,

Gönderin sokağa,

Düşsünler,

Parçalansın kolları,

Kanasın dizleri,

Eve terli terli gelip, sizden işitsinler biraz azar,

Mutlu olsunlar, kahkaha atsınlar

Özgüvenlerini kazansınlar,

Ara sıra şımarsınlar,

Çünkü,

Hiç bir zaman

Bir daha çocuk olamayacaklar...!

Hayırlı Ramazanlar…

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.