Ne Büyüksün Türkiyem…

İbrahim Yapıcı

Aslında milli maç aralarını hiç sevmiyorum. Daha doğrusu son yıllarda milli takımın gerek saha içi performansındaki sıkıntılar gerekse de oyuncuların prim ve saha dışı olaylarla gündeme gelmesi nedeniyle milli takımımıza karşı (ay yıldızlı milli formaya değil) herkeste olduğu kadar bir kırgınlığımız bir gönülsüzlüğümüz oluşmuştu.

Fakat 2002 ya da 2008 ruhuyla futbol oynanınca ister istemez insanda bir heyecan içinde bir fırtına kopuyor. Prim kavgaları yapan değil sırtındaki formanın hakkını veren, milli bir ruhla içimizde fırtınalar koparan oyuncular görünce de yeniden “milli takıma” kavuştuk.

Hele ki Türkiye’min şu Barış Pınarı Harekatı ile ilgili herkesin hassas olduğu bir zamanda bu maçlar daha heyecanlı oluyor. Cuma günü oynanan maçta o son dakikalarda atılan golle Arnavutluk’u yenmemiz Fransa maçının önemini bir kat daha arttırmıştı. Fransa ile oynanan maçta binlerce Türk taraftar takımımızı desteklemek için Avrupa’nın farklı yerlerinden gelip statta yerlerini almıştı. Maça gelecek olursak ilk yarı rakip sahaya gidemediğimiz Fransa’nın ataklarıyla geçen bir ilk yarı olmuştu. Tamam defans bloğumuz iyiydi ama çok geriye yaslanıp gol yememeye çalışıyorduk. Mert inanılmaz kurtarışlarla Fransızlara set çekiyordu ama en nihayetinde ne kadar çok geriye yaslanırsan eninde sonunda rakipten gol yiyorsun. Yine duran bir toptan gol yedik. Hatırlarsınız bu turnuvada sadece iki gol yedik ve yediğimiz bu iki gol de aynı Fransa maçında yediğimiz gibi duran toptandı. Yoksa başka türlü gol atamayacaktı rakip. Golü yedikten hemen sonra Hakan’ın kullanmış olduğu serbest vuruşta Kaan’ın o güzel kafa vuruşuyla beraberliği yakalamış olduk ve yine asker selamını çaktık. Bu da millilerimizden askerlerimize hediye oldu. Gerçi biraz daha becerikli oynasaydık bu maçı yenip evimize bileti cebimize koymuş, gruptan çıkmayı garantilemiş olarak dönebilirdik. Milli takımımız bu sonuçla Fransa ile birlikte puanını on dokuza yükseltmiş oldu ve ikili averaj üstünlüğümüzü koruyarak büyük bir avantajı elimize geçirdik.

Artık önümüzde iki maç kaldı. Bu iki maçtan alacağımız bir galibiyet ya da İzlanda’yla berabere kaldığımız taktirde Avrupa Şampiyonasına gideceğiz.  İnşallah o günleri de görürüz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.