Nenetsler

Şükran Akgül

Üç üniversite bitirseniz hatta bu üniversitede ” zor şartlarda hayatta kalma” üzerine dersler verilmiş olsa. -30 derecede hayatta kalabilir misiniz? Hem öyle bir başınıza da değil, o soğuk yere ailecek gideceksiniz. Eviniz de yok. Çadırda kalacaksınız ve sürekli yer değiştireceksiniz. Üstelik sayısı binden fazla olan koca bir sürüyü idare edeceksiniz.

Nenetsler diğer bir adıyla Yaruklar bu şartlarda yaşıyor, Kuzey kutup bölgesindeki Yamal yarımadasında. Konar göçer yaşıyorlar. Yerleşik hayatta geyik sürüleri fazla yaşamıyor. Yeni otlaklar bulmak için 1000 km den fazla yol alıyorlar. Yüzlerce yıldır yaşam tarzları hep aynıydı. Ancak Yamal bölgesindeki yapılaşma otlakları yok ediyor. İlk başlarda kimsenin buralara heves ettiği yoktu. Ancak Yamal bölgesinde doğalgaz bulundu. Hem de çok miktarda. Dünya rezevlerinin dörtte biri.

Nenetsler doğalgaz bile kullanmıyor. Odun sobası. 3 metreden uzun sopalarla yüksek bir çadır iskeleti kuruyorlar. Üzerini geyik derisinden yapılmış örtülerle kapatıyorlar. Çadırın tepesi açıkta kalıyor. En altta kalan açıklıkları karla kapatıyorlar. Çadırın ortasına bir soba koyuyorlar. Yemeklerini bu sobanın üstünde pişiriyorlar. En çok et ve patates tüketiyorlar. Eti, balığı çoğunlukla çiğ olarak yiyorlar. Her yemeğin yanında sıcak bir şey içiyorlar.

Yaşamlarına baktım. Hepsi harıl harıl koşturuyor. Yapılacak işlerin hepsi çok hayati. Mesela sobanın hiç sönmemesi lazım, odun toplamaya gidilecek ama çok odun getiremez. Sürekli göçtükleri için en az eşyayla idare etmek zorunda.

Çadıra su taşınacak. Bebek yaştakilerin bile ellerinde şişelerle suya gittiklerini görürsünüz. Herkes görevini bilir ve yapar. Göçerlerde sorumluluk duygusu taşıyan, çalışkan çocuklar yetişiyor. Çünkü sürekli nasıl hayatta kalacağına dair fikir üretmek zorunda. Hiç sorun yaşamayan çocukların, sorunlu yetişkinler olduğu bir gerçek.

İşler bitince hemen iğne iplik alıp dikişe başlıyorlar. Elleriyle işledikleri deriyi elleriyle dikiyorlar. Başlık, gocuk, çizme, eldiven. Hepsi geyik derisinden. Bunları üstüne almadan çadırın dışına çıkmak mümkün değil. Uyuyacaklarında bu gocukları uyku tulumu gibi kullanıyorlar. Yorgan, battaniye gibi şeyleri yük etmiyorlar.

Bu insanların çok zeki olduklarını düşünüyorum. Elinizdeki kısıtlı eşyayla şartların çok çetin olduğu bir yerde hayatta kalmaya çalışıyorsanız sürekli çözüm odaklı düşünmek zorundasınız.

Elektrik bağlantısı da yok. Aydınlatmayı jeneratörlerle yapıyorlar. Motorlu kızakları da var. Bu ikisi haricinde medeniyete dair bir şey görmedim. Göç edeceklerinde çadırlarını katlayıp ahşap kızaklarda taşıyorlar. Kızakları geyikler çekiyor. Öte yandan :

_”Böyle zor, gidip şehre yerleşelim”, demiyorlar. Yaşam tarzlarını değiştirmeyi hiç istemiyorlar.

Stalin döneminde baskı, zulüm, katliamlar görmüşler. Devlet çocuklarını zorla alıp yatılı okullara götürmüş. Okullarını tamamlayan çocuklar şehre yerleşmişler. İşe girmiş, para kazanmış ancak alkol, kumar, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklara yakalanmış, psikolojik hastalıklarla uğraşmışlar.

Rusya’daki Gazparow şirketinin 1990 larda başlattığı Yamal Megaprojesi Nenetsler’in yaşam kaynağı olan ren geyiklerinin meralarını yok ediyor. Dünyayı saran enerji krizi Nenetslerin sonu olabilir.

Nenetsler yerleşik hayata geçtiğinde göçerliğe dair pek çok kadim bilgi yok olup gidecek. Çocuklar bu bilgiyi kitaplardan öğrenmiyor, yaşayarak öğreniyordu. Hiçbir eğitim almayan Nenetsler’in çocuk eğitiminde ne kadar başarılı oldukları ortada. Çocuğu denetlemekle özgür bırakmak arasındaki dengeyi çok güzel koruyorlar. Tek gördükleri bembeyaz bir sonsuzluk. İnternet olmadığı için modern dünyanın tuzaklarından da uzaklar. Yamal yarımadasının tunduraları medeniyetten uzak kalmayı avantaja dönüştürmüş. Yönleri ve hedefleri belli. Sulak ve otlak alanlara yol alıp hayatta kalmaya çalışacaklar. Bazen fırtına çıkıyor. Çöldeki kum fırtınaları gibi. Fırtınada çadırlar dağılıyor. Hemen vaziyet alıyorlar. Çocuklara bebeklere sarılıp fırtınanın estiği tarafa dönüyorlar, fırtınanın geçmesini bekliyorlar.

Düşünsenize göçerlerde bir hanım kız moda ile tanışır, üstündeki geyik derisinden gocuğa bakar:

_ “Yok, olmadı, kombinime uymadı” dermiş. Gerçekçi sorunlara odaklanmak modern dünyada çok kolay değil.

Allaha emanet olun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.