O Zaman Boş Verelim Ne Olacaksa Olsun!

Emrullah Nergiz

Bayram bitti. Tüm uyarılara rağmen birçoğumuz ziyaretler yaptı, yaşlılarla görüştü, maskesiz mesafesiz ortamlara da girdi.

Birileri düğüne gitmiş aman ya Rabbi, nerdeyse tüm sülale korona kapmış. Birileri taziyeye gitmiş aynı şekilde hastalık bulaşmayan kalmamış.

Bırakın merkezi sağı solu, kenar mahalleler bile vahim halde.

Listede başlarda çıkıyor diye sadece Konya’nın sıkıntılı olduğunu zannetmeyin. Dünya’nın ve Türkiye’nin büyük bölümünde korona kendini hiç olmadığı kadar hissettiriyor.

İkinci dalga hayalleri kuranlar için bir cümle alıntılayayım, ‘Ne ikinci dalgası tsunami geliyor tsunami…’

‘Dijital Dünya’ emellerine ulaşana kadar korona bitmeyecek. Yaşlılarımızın çoğunu, gençlerimizden de zayıf olanları bizden alıp kültürel erozyonu tamamlayana kadar bu musibet bitmeyecek.

Musibet ile nasihat arasındaki ilişkiyi bilirsiniz. Sanki atalar bugünleri görerek söylemişler.

Gün geçmiyor ki sağdan soldan bir ölüm haberi almayalım. Sosyal medyayı açıyorum, neredeyse her açtığımda yeni birinin ölüm haberini görüyorum.

Her açtığımda insanların sağa sola attıkları maske çöplerini görüyorum. Mesafesiz oturuşları, maskesiz pozları görüyorum.

Uyarı uyarı uyarı…

Nereye kadar arkadaş diyebilirsiniz? İpin ucu çoktan kaçtı. Başına korana musibeti gelenler ‘yandım Allah’ diye haykırıyor. Gelmeyenler ise şu aşamada ikiye ayrılmış; birinci kısım ‘ne olacaksa olsun’ modunu koruyor. Bunlar tamamen salıvermiş durumda. Ne sosyal mesafe ne maske ne de hijyen var.

Allah ne verdiyse, ‘kaderimizde ne varsa çekeriz’ciler!

İkinci gruptakiler ise pimpirikli hallerinden ödün vermiyorlar. Daha hastalık gelmeden hasta olmuş gibiler.

Bu işin bir ortası yok mu Allah aşkına…

Ele verir talkını, kendi yutar salkımı derler ya hani. Hiç öyle zannetmeyin. Neyi görüyorsak onu yazıyoruz. Kendimiz de azami ölçüde kurallara riayet etmeye gayret gösteriyoruz.

Bir grubun yaptığı gibi ‘boş verelim ne olacaksa olsun’ dersek kayıplarımız şimdikine göre daha da artacak.

Her şey kendimizde bitiyor. Hastaneler de bir yere kadar. Dünya’da salgın var. Hiçbir sağlık merkezi 100 yılda bir yaşanacak salgına göre dizayn edilmez. Her gün sağlıkçıları eleştirerek nereye varılacak? Ayağımıza sıkmanın âlemi var mı Allah aşkına?

ŞEHİR HASTANESİ ÇARE OLUR MU?

Şu gün açılacak, bugün açılacak diye toto oynayanlar tutturamamış olsa da, sonunda Karatay Şehir Hastanesi’nin bir bölümü hasta kabulüne başlıyor. Meram Eğitim Araştırma Hastanesi’nin tam olarak taşınmasıyla birlikte hizmet verilen alanlar genişleyecek. Malum, hastanelerde yatakların önceden rezerve edildiği bir dönemden geçiyoruz.

1250 yatak kapasitesi ile Anadolu’ya hizmet verecek olan Şehir Hastanesi, Konya’da pandeminin pik yaptığı dönemde açılıyor. Yeni açılan yerlerde kurumsallık oturana kadar bazı aksaklıklar olacaktır. Biran önce pandemi hastanesi ilan edilmesi durumunda şehrimizde sağlık alanında bir rahatlama olacağı kesin. Şu zor dönemde böylesi devasa bir alanı hizmete açmak kolay iş değil. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

BU GİDİŞLE OKULLARIN AÇILMASI HAYAL

Eğitim camiası herkese göre biraz daha fazla diken üstünde. Hiç takip etmedikleri kadar gündemi ve haberleri izliyorlar. Yeni bir şey var mı, Sağlık veya Eğitim Bakanı yeni bir şey söyledi mi tweet attı mı? Hayatlarının merkezinde bunlar var.

Okullarla ilgili 31 Ağustos’ta açılacak açıklaması yapılmış olsa da biliyoruz ki bu ortamda hiç kimse buna cesaret edemez. Okulların açılması demek Türkiye’de koronaya yakalanmamış kimse kalmasın demekle eş değer bir cümle halinde. Ha istenen buysa orasını bilemem!

Büyük şirketleri takip edin. Google 2020 yılının sonuna kadar birçok çalışanını evden çalışma modeline geçirmişti. Yakın zamanda bir açıklama daha yaparak bu süreyi 30 Haziran 2021’e kadar uzattıklarını açıkladılar.

YÖK’ün üniversitelere ‘planlarınızı online eğitim üzerine yoğunlaştırın’ mealindeki yazısını da aklımızın bir köşesinde tutarsak bu süreçte okulların açılması hayal… Açılmasını istemediğimizden bu cümleleri kurmuyorum. Maalesef şartlar bunu gerektiriyor. Sağlık her şeyden daha önemli…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.