ÖKSÜZ ÇOCUK “ÇEVRE”

Namık Ceyhan

Hani vardır ya kimsesiz, öksüz ve yetim çocukları bayramlarda sevindirilir, işte tam da öyle oldu. Başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Sayın Binali Yıldırım olmak üzere pek çok kişi ve kurum ve kuruluş 5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle yayınladıkları mesajlarla çevrecileri ve çevreyi sevindirdiler. Allah razı olsun. Gönlümüz bu söylemlerin eyleme dönüşmesinden yanadır.

Cumhurbaşkanımız Sayın  Recep Tayyip Erdoğan'ın Dünya Çevre Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada şöyle diyor: "Günümüzde tüm insanlığın ortak amacı, biyolojik çeşitliliğin korunduğu, kaynakların sürdürülebilir kullanımının benimsendiği, açlık ve yoksulluğun en aza indirildiği, çevreyle dost, çevre kirliliğinin önlendiği daha yeşil ve daha yaşanabilir bir dünyaya ulaşmaktır.

Bu ortak amaç çerçevesinde yürütülen çalışmalara ve tüm ülkelerin bu konudaki hassasiyetlerine rağmen, ne yazık ki çevre sorunları küresel ısınma, susuzluk, çölleşme, biyolojik çeşitlilikte azalma ve bazı canlı türlerinin yok olması gibi boyutlarıyla küresel bir tehdit olarak etkisini her geçen gün artırmaktadır.

Uluslararası anlaşmalar çerçevesindeki sorumluluklarının bilincinde olarak, tüm insanlığı etkileyen çevre sorunları konusunda yürütülen çalışmaların takipçisi olan ülkemiz, ekonomi, enerji, şehirleşme ve daha birçok alanda çevrenin korunmasını ön plana çıkaran politikalar yürütmektedir.

Sayın Başbakanımız Binali YILDIRIM’da “Biz çevreyi, yani tabiatı, Allah’ın eseri ve emaneti olarak görüyoruz. Bütün insanların ortak alanı olan çevreyi muhafaza etmek, kamu yöneticileri başta olmak üzere herkesin azami özen göstermesi gereken bir alandır. Ak Parti Hükümetleri çevreye gösterdiği duyarlılığı, bu alanda hizmet veren Çevre Bakanlığını şehircilikle birleştirerek göstermiştir. ”Önce insan önce hayat” diyen hükümetimizin birinci önceliği bütün yaratılmışların hukukunu korumaktır.” Diyor.

Bu duygu ve düşüncelere kim İnşaAllah demez ki;

Keşke Çevre Bakanlığı bağımsız sadece çevre olarak devam edebilseydi. Ak Parti ilk kurulduğunda bakanlık sayısını azaltmak için yaptığı düzenlemeyle Çevre ve Orman Bakanlıklarını birleştirdi. Çevre ve orman birbirini tamamlayan iki emanet bu uyum içinde başarıyla devam edildi.

Ancak ne olduysa 2011 de ayırdılar. Çevre ile Bayındırlık Bakanlıkları birleştirilerek Çevre ve Şehircilik oldu. Çevre Bakanlığı korumacı bir bakanlık,  Bayındırlık ise yatırımcı bir bakanlık, şimdi yatırımcı bir bakanlığının hâkim olduğu bir yerde korumanın esamesi okunur mu?

Maalesef Çevre Bakanlığı 1991 de ilk kurulduğu günlerdeki konumundan gittikçe uzaklaşıldı ve adeta öksüz çocuk konumuna düşürüldü. Hâlbuki Çevre dünyada yükselen bir değer. Avrupa Birliği’nin ise vazgeçilmezi çevre konularıdır. Bizim hem inancımız hem de yasalarımız çevre korumayı emrediyor ama söylemlerle eylemler farklı. O nedenle verilen mesajların gerçekleşmesi için Çevre Bakanlığı tek başına yoluna devam etmelidir demeye devam edeceğim.

Yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet ÖZHASEKİ Çevre Günü için düzenlenen bazı tesislerin açılışı töreninde yaptığı konuşmada “Çevre dünyanın gündeminde önemli bir yer tutuyorsa bunun sebebi insanoğlunun emanet şuurundan uzaklaşmış olması ile izah edilebilir. Bizim inanç değerlerimize göre  “emanet” hayatın tümünü kuşatan bir kavramdır. Zaman, mekân, eşya, ömür, beden ve çevre bize emanettir. Bizler tabiatın dilinden konuşan bir medeniyetin mensuplarıyız. Yeryüzünde gençlerini fidana benzeten başka bir millete rastlamazsınız”

Evet bu noktada kutsal vatan toprağını korumak ve ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırmak uğruna her gün kaç fidanı toprağa verdiğimiz aklıma düştü. Allah rahmet eylesin mekânları cennet olsun. Gönlümüz ağaç fidanlarını toprağa dikmekten yana, genç fidanlarımızı toprağa vermekten değil.

Dünya’daki son elli yılın gelişmelerine bakarsak insanoğlu hiçte istemediği bir dünyayı inşa ediyor. Doğal dünya ile ilgili bilgilerimiz, bu dünyayı kullanma bilgeliğimizden çok daha hızlı gelişmiştir.

Bunun sonucunda insanlar, ormanlarını yok eder, dağlarını düzler, ırmaklarını kirletir, düzlüklerini asfalt ve betonla kaplar, havasını kirletir, iklimini değiştirir, bindiği dalı keser hale gelmiştir.

Yazımızı yine Sayın Cumhurbaşkanımızın temennisiyle tamamlayalım “  Dünya Çevre Günü'nün çevre sorunları konusundaki toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni ediyor, gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için tüm vatandaşlarımızı duyarlı olmaya çağırıyor, en kalbi duygularımla selamlıyorum." Kalın sağlıcakla.

ÇEVRE SÖZÜ: Bu dünya bize atalarımızın birer mirası değil çocuklarımızın emanetidir. Emaneti gerçek sahiplerine bozulmadan ve kirletmeden teslim edelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.