Pir (Mevlana) ve Hintli Mürit (M. İkbal)

Prof. Dr. Erkan Türkmen

Hintli Mürit (İkbal)

Gören gözden kan ırmağı akıyor

Mevcut ilimden din feryat edip üzülüyor

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

İlmi bedene yüklersen, yılan olur

Gönle geçirirsen, dost olur


Hintli Mürit (İkbal)

Ey dertli âşıkların imamı

Senin yüce sözlerin aklımda

 

İçi kuru, teli kuru, derisi kuru

O halde dostun sesi nereden geliyor?
 

Bu devir harpın sesine hayran ama iç huzuru yok

Sebatsız, inançsız ve mutluktan eseri yok

 

Bu sırın ne olduğunu ne bilsin

Dost nedir, dostun sesi nedir? Ne bilsin?

 

Ah! Avrupa parlıyor ve ışıldıyor

Nameleri onu toprağa çekmektedir


 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Her kes doğru işitmeye kadir değildir

İncir de her kuşun yemi değildir

 

 


Hintli Mürit (İkbal)

Ben batı, doğunun tüm ilimlerini okudum

Ama ruhumda hala dert ve hüzün hâkimdir

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Ehil olmayanın eli seni hasta eder

Bize gel ki seni iyileştirelim


 

Hintli Mürit (İkbal)

Ey, gönlümü açan bakışlara sahibi

Cihat emrinin sırrını bana aç

 


Anadolulu Pir (Mevlana)


 

Allah’ın çizdiğini yine Allah’ın emriyle sil

Dostun camını yine dostun taşıyla kır

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Batılılar, doğuluların gözlerini kamaştırmakta

Cennet hurilerinden daha hoştur batılı huriler

 

Anadolulu Pir (Mevlana)


 

Görünüşte gümüş parlak ve yeni görünebilir

Yine de eller ve elbiseler ondan siyahlaşır

 


Hintli Mürit (İkbal)

Ah okullu delikanlıların kanı sıcaktır

Batılı (İngiliz’in) sihirbazın sihrine kapılmıştır

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Kanatları gelişmemiş bir kuş uçamaya başlayınca

Yırtıcı kedinin lokması her an yırtıcı olur

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Vatan ve dinin savaşı ne zamana dek sürecek?

Beden ruhtan daha mı değerlidir?

 


Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Sahte altın para geceleyin gerçek parayla yan yana yata bilir

Ama gerçek altın sabahı bekler

 

 

 

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Pirim! İnsanın sırrını bana açıkla

Toprak tanesini aya, güneşe çevir

 



Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Görünüşte sivrisinek insanı perişan edebilir

Ama batında insan yedi âlemi sarabilir

 


Hintli Mürit (İkbal)

 

Toz bile senin nurunla parlak göz olur

İnsanın amacı bilgi midir yoksa sadece görmek midir?

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)


 

İnsan görmekten ibarettir gerisi deridir

Aslında görmek ancak dostu (Allah’ı) görmektir

 

 

 

Hintli Mürit (İkbal)
 

Doğu senin sözlerinle dirilmiştir

Öyleyse milletler hangi dertten ölmektedir?

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Daha önce ölen tüm uluslar

Taşı od sanarak ölmüşlerdir

 


Hintli Mürit (İkbal)
 

Şimdi Müslümanlarda o renk o koku kalmadı

Neden onun kanı soğudu gitti?

 


Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Allah adamın gönlü incinmedikçe

Hiç bir milleti Allah rüsva etmedi

 

 

 

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Gerçi bedenin varlık çarşısı sıkıcıdır

O zaman hangi alış veriş insanın yararınadır?

 

Anadolulu Pir (Mevlana)


 

Uyanıklığı sat, hayranlığı satın al

Uyanıklık şüphe doludur, hayranlık ise görmeyi sağlar

 

 

Hintli Mürit (İkbal)


 

Benim solukdaşlarım sultanların dostudurlar

Ben ise örtüsüz ve şapkasız bir garibim

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Gönlü aydın olanın kölesi olmak

Sultanların başına taç olmaktan daha iyidir

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Ey dergâhta haslar arasında mest olanlara katılan

Ben cebir ve kaderin meselelerini anlamdım

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Şahinlerin kanatları Sultana götürür

Karganın kanatları ise mezarlığa götürür

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

 

Peygamber (s.a.v)’ın amacı nedir?

Padişahların işi mi? Yoksa rahiplik mi?

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Bizim dinimizin inceliği savaş ve görkemliktir

İsa’nın dinde ise mağaralar ve dağlar vardır

 


Hintli Mürit (İkbal)

 

Bu su ve çamur (beden) nasıl kontrol edilebilir?

Göğsümdeki bu gönül nasıl uyanabilir?

 

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Teslim ol ve at gibi yeryüzünde yürü

Omuzlarında taşınan cenaze gibi olma

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

İnanç sırrını insan idrak edemiyor

Kıyameti nasıl inansın ki?

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

Kendin kıyamet ol da kıyameti gör

Her şeyi görmenin kuralı budur

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Benlik göklerde yol bulur

Benlik ayı ve güneşi bile avlar

 

Huzurda olmayan, kendi varlığını güvenen ve ışıksız olan kimse

Kendi avların elinde param parça olmuştur

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

.

Avlanmaya laik olan ise sadece aşktır

Ama o da kimsenin tuzağa girmez ki!

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Sen âlemin özünü iyi bilirsin

Söyle bir milletin hayatı nasıl sağlamlaşabilir?

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 


Tane olursan kuşlar seni alır yer

Gonca olursan çocuklar seni alır ezer

 

Taneleri sakla ve baştan aşağı dam gibi ol

Goncalarını sakla ve dam otları gibi gizli ol

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Sen diyorsun ki git gönlünü ara

Gönlü iste ve bunun için savaş, çabala

 

Benim gönlümün istekleri benim göğsümdedir

Benim özüm benim aynamdadır

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Sen “bende gönül var” diyorsun

Gönül göklerin yüksekliklerinde olur alçak yerlerde bulunmaz

 

Sen gönlünü, gönül sandın

Gönül sahiplerinin gönlünü terk ettin

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Benim düşüncelerimin yüksekliği göğe değiyor

Ben ise yerde rezil, perişan ve ağlamaktayım

 

Dünya işlerine boğulup duruyorum ben

Bu yolda tekmeler, tokatlar yemekteyim ben

 

Neden dünya işleri bana göre değil?

Dini bilenler neden dünyayı bilmezler

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Göklerde yürüyenlere yerde yürümek zor gelmez

 


Hintli Mürit (İkbal)

 

Kamil olan ilim ve hikmetin sırrı nedir? Söyle

Dertlerle, yaralar ve yanıklıklar nasıl elde edilir? Söyle

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)


 

İlim ve hikmet helal ekmekten elde edilir

Aşk ve cezbe helal ekmekten doğar

Hintli Mürit (İkbal)

 

Bu dünyanın isteği insanlara karışmak ve buluşmaktır

Nameler ise ancak ayrılıkta doğar

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)

 

 

Ayrılık dosttan değil, yabancılardan gerekir

Kışın örtülmek gerekir baharda değil

 

 

Hintli Mürit (İkbal)

 

Hindistan’da ne nur kaldı ne de ayrılık ıstırabı

Gönül dostları bu ülkede kötü günlere teslim oldular.

 

 

Anadolulu Pir (Mevlana)


 

Mertlerin işi ışık ve sıcaklıktır

Alçakların işi ise hileler ve utanmazlıktır.
 

 

   Muhammed İkbal (9 Kasım 1877 – 21 Nisan 1938),Bal-i Cebril (Cebrail’in Kanatları) adlı eserinde Hz. Mevlana’ya Anadolu’nun piri Pir-i Rumi (پیر رومی  ) şeklinde ve kendini ise Hintli Mürit Murid- Hindi(مرید هندی  ) hitap ederek bir diyalog yaratır. Bu diyalogda Hindistan Müslümanlarının halini dile getirir. İkbal felsefeci, şair ve siyaset adamı olarak Hint, Yunan, Roma ve İslam felsefesini incelemiş ve doktorasını bu konuda Ludwig MaximilianUniversity, Munich’da (1908) tamamlamıştı ama aradığı bilgiler Hz. Mevlana’nın eserlerinde bulabilmiştir. İkbal 1905’da İngiltere’den hukuk fakültesini bitirmişti. FriedrichHommel’indeneteminde“The Development of Metaphysics in Persia” (İran’da Metafiziğinin Gelişimi) adlı doktora tezini bitirmiş fakat bir türlü gönül huzuruna kavuşamamıştır. Hindistan’a döndükten sonra Mevlana’yı okuyunca aradığını bulmuştur. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.