POPÜLER TARİH VE BEĞ

Mustafa Balkan

Koyunoğlu Kütüphanesi’nin başlattığı İkindi Sohbetleri, sırf Konya kültürü ve tarihi ile sosyal hayatını ön planda tutması dolayısıyla diğer sohbetlerden bir ayrıcalığı var.

Koyunoğlu Kütüphanesi ve Müzesi Müdürü Hasan Yaşar’la, geçen hafta biraz sohbet ettim. Güzel haberler de aldım. Rahmetli Mehmet Emin Eminoğlu Hoca’mın kendisi tarafından kaleme alınan biyografisi dâhil, yazdığı makaleleriyle birlikte Eminoğlu hakkında şimdiye kadar yazılan yazılardan seçmeler yapılarak bir kitap hazırlığı yapıldığını Sevgili Hasan Müdürümüzden öğrendim.

İnanın hem kendi adıma hem Mehmet Hoca’ma yapılacak ahde vefa adına çok sevindim.

Sevindiğim ikinci haber ise, Koyunoğlu Kütüphanesi’nde siyah beyaz filmlerin çekilerek agrandizörle tabedildiği bir karanlık odanın faaliyete geçmesi de nostaljik açıdan hoş olmuş.  Siyah film bulmakta da zorlanılmamış. 1986’lı yıllarda Konya Postası’nda muhabir olarak görev yaparken hem filmleri yıkar, kurutur ve agrandizörde tab ettikten sonra Nazar Klişeci’ye yetiştirirdik. O dönemler siyah-beyaz fotoğrafın yeri bambaşkaydı...

Sanırım renklerin anası olduğundan dolayı siyah beyaz fotoğrafların bir asaleti vardı!..

 

***

Sohbet koyulaşmışken Hüseyin Muşmal hocamız içeriye girdi.

Yeni “Profesör” olduğu için önce hocamızı “hayırlı olsun” diyerek tebrik ettim. Bundan sonraki çalışmalarının artarak devam edeceği ümidimi yeniledim. Konya ve Beyşehir tarihine hizmetlerinin artarak devamını diledim.

Osmanlı tarihi üzerine çalışmalarıyla tanıdığım ve çalışmalarını yakından takip ettiğim Hüseyin Hoca’yı, Selçuklu’ya kadar uzanarak BEĞ, SULTAN ve SYYİD adlı üç adet birbirini takip eden romanlarla kamuoyu, yakından tanıma fırsatını da böylece yakalamış oldu.  Beyşehir’in kuruluşunu Eşrefoğlu Beğ ile anlatan ve Sultan’la zirveye çıkaram Muşmal Hoca, Seyyid romanıyla da Seyyid-i Harun Veli hazretlerinin kurduğu Seydişehir’in kuruluşunu anlatıyor. Beğ romanını imzalayıp bendenize takdim ettiler. Ayrıca Koyunoğlu Kütüphanesi, bu romanı ücretsiz olarak hocamızı dinlemeye gelen Bişnevcilere hediye etti.

 

***

Tarih önemli bir ilim dalı olmasına rağmen nedense, bizim gençlerimiz hep “sayısal”cı olmaya yönlendirildiler.

Bunun son derece tehlikeli olduğunu söylemeliyim. Eğitimcilerimiz, Müslüman Türk gençliğini edebiyata, tarihe, sosyal ve psikolojiye de yönlendirmeleri gerekiyor. Bu saha boş bırakılmamalı.

Geçmişini bilmeyenin geleceğini tayin etme şansı hiç yoktur. Eğer bir milleti anlamak ve o millet hakkında bir kanaata sahip olmak istiyorsak onların en az 150 yıllık geçmişlerini bilmemiz gerekiyor.

Türkiye’nin 1908-1960 yılları arasındaki popüler tarih geçmişine girecek olursam sayfalar yetmez. Ama günümüzde çocuklarımıza ve gençliğe tarihi sevdirmek de popüler tarih ve popüler tarih dizileriyle mümkün oluyor. Çünkü insanımız tarih kitaplarını okumuyor.

Yâ ne okuyor?

Günümüzde moda haline gelen popüler tarih romanlarını okuyor ve Diriliş Ertuğrul ile Osmanlı’nın zirve dönemi olan Kanuni’yi Harem’den hiç dışarıya çıkarmayan Muhteşem Yüzyıl gibi yalan yanlış uydurma şeylerle dolu dizileri seyrediyor.

Tarihçi Hüseyin Muşmal, sohbetin sonlarına doğru tarihi eserlerimizi kendi ellerimizle nasıl yok ettiğimizi, yabancıların Konya ve Beyşehir’e kadar gelip oradaki muhteşem tarihi eserleri envanterini çıkartırıp yurt dışına nasıl kaçırdıklarını da örnekleriyle dile getirdi. Bunlar arasında Beyhekim Mescidi’nin mihrabını da saydı.

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Beyşehir’in, Horasan’dan kalkıp gelen Seyfeddin Süleyman’ın babası Eşref Beğ tarafından nasıl kurulduğunu, kurgu şeklinde yazılmış BEĞ romanını okuduğunuz zaman öğreniyorsunuz.

Üç romanı birden ve arka arkaya okursanız daha makbule geçer diye düşünüyorum.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.