ŞEB-İ ARUS’UN SAMİMİYETSİZLERİ…

Uğur Özteke

Bir Şeb-i Arus’u bir Hazreti Mevlana’yı anma etkinleri haftasını daha geride bıraktık. Kim ne derse desin, (buna ben de dahil) ne kader eksik yüksek bulursak bulalım Hazreti Pir, Konya’yı aydınlatmaya devam ediyor.

Hafta boyunca şehir çok farklı misafirlerini ağırladı. Kimi esnafımız mutlu kimi ise hâlâ beklentilerini karşılayamadıklarını söylese de binler Konya’ya geldi.

Bu yıl farklı olarak bir şey daha fark ettim.

Özellikle tur otobüsleri ile törenler için gelenler başta Sille olmak üzere Kelebekler Vadisi ve Meram’a da daha gidiyorlar burada restoranlara  ve kafelere uğrayıp gezilecek yerleri de görüyorlardı. Tur otobüslerini buralarda görmek gelecekte bu şehrin turizmi adına gerçekten de önemliydi.

Bugün asıl Şeb-i Arus törenleri ile ilgili birkaç üzüntümüzü dile getirmek istiyorum.

Çok açık söylüyorum Hazreti Pir’in düğün gecesi dediği aslında ölüm ama Cenab-ı Allah’a kavuşma olarak gördüğü bu kadar derin bir gecenin özünden kopup kısa da olsa konuşmalarla siyasi mesajlarla o atmosferi bozduğuna inandığım için genelde Şeb-i Arus törenlerine gitmiyordum.

Ama her ne hikmetse bizim hatunun bu yıl ki inadı ve illa ki “Şeb-i Arus” diye tutturması ile biz de o gece orada idik.

Şimdi izninizle gece ile ilgili birkaç küçük notumu sizlerle paylaşmak istiyorum.

  1. O gece gördüm ki siyasilerden çok bizim insanımız gecenin ruhundan uzak. Sayın Cumhurbaşkanımız her yıl olduğu gibi bu yıl da gelerek Hazrete ve Konya’ya olan sevgisini gösterdi. Cumhurbaşkanımızın programı yoğundu ki bu sefer eşleri hanımefendi yanlarında yoktu.
  2. Salona beraberindekilerle giren Cumhurbaşkanımıza salonu dolduranlar büyük ilgi ve candan ev sahipliği göstererek kendisini ayakta alkışladılar.
  3. Cumhurbaşkanımız yanındakilere talimat vererek hemen programa geçilmesini istedi. Bu durumu Vali Canbolat’a iletti. Vali Bey de gerekli talimatı verdi.
  4. Cumhurbaşkanımız yorgundu. Ama her zamanki gibi son derece dikkatli idi. Sıra kendi konuşmasına gelince kadar tüm salonu tavanından tutun da yazılara kadar tek tek inceledi. Çok sayıda hatta dikkat çekici dahası üzücü boş koltuklara sürekli baktı.
  5. Vali Bey’in eşi Cumhurbaşkanı Erdoğan koltuğuna oturur oturmaz yanına giderek “hoş geldiniz” dedi.
  6. A protokole ilk gelen isim Tahir Akyürek Başkanı’n eşi idi. Programda belirtilen saatten epey bir süre geç başlayınca hanımefendi uzun süre tek başına bekledi.
  7. A protokolde programa Davutoğlu, Numan Kurtulmuş, Tahir Akyürek, Yakup Canbolat ve Hasan Angı eşleri ile gelmişlerdi.
  8. Programı nedeni ile Cumhurbaşkanımız konuşmasını yapar yapmaz yerine bile geçmeden salondan ayrıldı.
  9. İşte bu ana kadar salonunun boşluğuna üzülmüştüm. Bu andaki görüntüden sonra üzüntüm öfkeye dönüşüverdi. Çünkü yine belli bir kesim ne acıdır ki Cumhurbaşkanımızın salondan ayrılması ile koltuklarından süratle kalkarak hatta aile boyu salonu terk ederek o manevi ortamda çok çirkin görüntülerin ve garip seslerin gürültünün çıkmasına neden oldular.
  10. Yakın zamana kadar Mevlana’yı anma törenleri ile ilgili bilet ya da davetiye bulma sıkıntısı olur ve bu özellikle de kavgaya dönüşür bunlar da biz basına yansırdı. Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar ve ekibi başta da tabi ki Valimiz Sayın Canbolat’ın titizliği ile bu yıl yine hiçbir sıkıntı olmadı. Biletlerin bir kısmının Belediyelere ve Ak Parti il ve ilçe teşkilatlarına gönderildiğini yine duymuştuk. Şimdi bunlara inansak da inanmasak da Şeb-i Arus’ta yaşadıklarımız ister istemez bu söylentilerin gerçekçiliği yönünde gözümüzün önüne geliyordu. Çünkü aileleriyle birlikte törene katılan büyük bir kısım, Sayın Cumhurbaşkanımızın salondan ayrılması ile gürültü ile koltuklarını terk ediyorlardı. Günahlarını almayalım ama yoksu bu insanlar törenleri değil de sadece Sayın Cumhurbaşkanımızı görmek için mi gelmişlerdi?

Hatta hatta huşu içerisinde konuşmalar yapılırken Sayın Cumhurbaşkanımız bile büyük bir sükunet içinde oturup konuşmaları dinlerken sürekli ıslık çalarak, bağırarak rabia işaretleri yaparak kendilerini göstermek isteyenler yaptıkları hareketler ile bu törenlerin ve gecenin anlamına gölge düşürdüklerinin farkında değil miydiler? Bu gruplar öylesine ısrarcı davranmışlardı ki Sayın Cumhurbaşkanımız bile artık oturduğu yerde dikkat çekmeyecek bir şekilde rabia işareti yapmak zorunda kalıyordu.

Hani samimi olacaktık. Hazreti Pir bir sözünde şöyle demiyor muydu “Aslında farkındayım hayatımdaki sahte varlıkların, istesem bir anda temizlemesini de bilirim. Ama bunca sahteliğin, benim samimiyetime ihtiyacı var.”….

Allah sizi inandırsın o anlarda Cumhurbaşkanı’nın gözlerinde sanki bu sözleri okuyordum.

 …………….

Bu konu ile ilgili artık bir şeyler yazmak istemiyorum. Yalnız 2002 Kasım’ından bu yana her yerde her zaman söylediğim dahası iddia ettiğim “Bu şehirde ve bu şehirde yaşayan bizlerde her türlü zenginlik var. Tek bir eksik var o da samimiyetsizlik” cümlelerim sanki bizi bir kez daha doğruluyordu.

Sonuç; Başta Konya Valiliğine, Büyükşehir Belediyesine, Kültür Müdürlüğüne, Konya Emniyetine olmak üzere tüm görevlilere ve tüm güzel insanlarımıza bir yılı daha ayıp ya da üzücü bir olay yaşanmadan tamamlandığı için teşekkür ederiz. 

Yetkililerden ise tek ricam var. Bilet ya da davetiyeyi alıp da gelmeyenlerin tespit edilip gelecek yıl bu insanlara davetiye verilmemesi. Çünkü böylesine önemli bir gecede boş koltuklar çok çirkindi ve Sayın Cumhurbaşkanı da bu durumu anlayamamıştı.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Fakirlik, büyüklüğün yüzünü örten bir peçedir. Cazibe ise büyük acıların yüzünü örten bir peçe.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bazı iş yeri sahipleri “kapatıyoruz”, “zararına satış”, “büyük indirim” gibi duyurularla insanları kandırmaktan vazgeçtikleri zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (20)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.