Seçimde BEKA SORUNUNU Dikkate Alalım

Oktay Mermer

Oldukça sıkıntılı, yönetilmesi zor bir dönemden geçtiğimiz muhakkak.

Son yıllarda ülkemizin ciddi problemlerle karşı karşıya olduğu, hatta sorunlarımızın “beka” derecesinde önemli olduğu şüphe götürmez bir gerçek.

Peki, sorunlarımızın “beka” derecesinde önemli olması, Türkiye’nin gerçek anlamda bir “beka sorunu” olduğunu gösterir mi?

Varlığını sürdürmek, devamlılık, süreklilik, kalıcı olmak” anlamına gelen beka kavramı, devletin varlığı ile doğrudan alakalı, devletin sınırları üzerinde oluşan.

Ya da oluşturulan tehdit algılamaları ve egemenliğin hassas çizgilerini anlatmak için kullanılan bir terimdir.

MHP Lideri Bahçeli, “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” sloganıyla partisinin belediye başkan adaylarını tanıttığı toplantıda şöyle demişti:

“Unutmayınız ki devlet bekadır, vatan bekadır, bayrak bekadır, Türklük bekadır, Türkçe bekadır.

31 Mart bir beka seçimidir.

51 ilimizdeki il genel meclislerine daha fazla girelim, daha çok yer alalım arzusundayız.

Ancak önümüzdeki seçimde bizim için beka her şeyin önünde ve üstündedir.

Beka yoksa belediye taş yığını, beton yıkıntısıdır. Beka yoksa ne yapalım belediyeyi, ne yapalım siyaseti?

Zillet korosu hep bir ağızdan soruyor 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin bekayla ne ilgisi varmış?

Hem belediye hem de beka diyor, tarihi ittifakımızı koruyoruz.

İlle de bir tercih yapacak olsak on bin defa beka diyeceğimi de herkesin bilmesini istiyorum.” (24 Ocak 2019)

Sayın Bahçeli, katıldığı İl Başkanları Ortak Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklama ile “31 Mart seçimlerinin bir beka seçimi olduğu” iddiasını yinelemişti.

Yerel seçimler iktidara talip siyasal partiler için bir sonraki seçimde iktidara gelebilmek, iktidar partisinin de iktidarını devam ettirebilmesi için hayati öneme sahiptir.

Kritiktir yani.

Yerel yönetimler, sosyal devlet anlayışının politikalarının uygulanmasında önemli sorumluluklar üstlenmektedir.

Yani, belediye seçimlerini kazanan siyasal partiler ister iktidarda olsun ister muhalefette vatandaşa direkt ve yakından temas kurma, dokunma imkanına sahip olurlar.

Dolayısıyla, 31 Mart seçimlerinde kurulacak sandıklarda ülkenin beka sorunu gören vatandaş da haklıdır.

31 Mart seçimlerinde aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halktan “güvenoyu” sınavına girmektedir.

Tüm dünyada hissedilen ekonomik durgunluğu, sadece Türkiye’ye has ve AK Parti’nin suçu gibi göstererek milleti kandırmak isteyenler, kanserin geri gelmesini istemektedir.

Zira bu ülkeden emecekleri kan eskisinden çok daha fazladır.

Aday olmayıp Cumhurbaşkanlığı sorumluluğunu almak istemediğini ispat eden.

Ülke için elini taşın altına koymayanlar, lafa gelince “PYD bize saldırmaz” deyip.

 “İstiklâl göklerdedir” sözünü unutup “Ulusal Uzay Ajansı”na itiraz edenler.

 “Tiyatro” ve “kontrollü darbe” dedikleri 15 Temmuz’da atılan kanserli hücrelerin güdümünde oldukları için, son bir hamle için her türlü fitne, fesat, yalan dolan ve iftira ile saldırmaktadır.

Yeni Zelanda’da Cuma namazı sırasında camiye yapılan saldırıdan İslamiyeti sorumlu tutacak kadar akıl sağlığını yitirmiş durumdadırlar.

Kısacası: Mesele belediye başkanlığı değil, anlamadınız mı?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.