SENARİSTLER ÇILDIRMIŞ

Muzaffer Kırmacı

Rahatsızlığım nedeniyle uzun zamandan beri yazamadım. Henüz tam da iyileşmiş sayılmam. Bu süre içinde sürekli evde olduğum için televizyonla çok fazla içli – dışlı oldum.

Görsel medyanın toplum üzerindeki etkisini çok daha iyi anladım. Gerek diziler, gerek reklamlar, gerekse tartışma ve yarışma programları ile bir toplumun içi nasıl boşaltılır, nasıl kültürel değerlerinden yoksun bırakılır bunları gördüm.

Ulusal kanallardaki diziler dikkatimi çekti;

Hemen tüm kanallardaki dizilerin ana konusu mafya özentisi tipler ve silahlar. İnsanların bir sinek kadar bile değeri yok. Her fırsatta insanların birbirini öldürmesi o kadar normalmiş gibi yansıtılıyor ki seyirciye. Zaman içinde toplum bunu ya umursamaz hale geliyor, ya da özenti duymaya başlıyor. Kişiliği tam oturmamış, kültürel olgunluğa sahip olmayan gençlerin o dizilerdeki bazı tipleri kendilerine “rol model” seçtiklerini görüyoruz. Onlar gibi giyiniyorlar, onlar gibi konuşuyorlar, onlar gibi tespih sallıyorlar. Sonra da dönüp diyoruz ki; Biz nerede yanlış yaptık?

Konusu aşk olan dizilerde bile bu kadar silah kullanılıyorsa, insanlar sinek gibi eziliyorsa,  bu dizilerin senaristleri ya aşkı hiç tanımamışlar, ya çıldırmışlar, ya da (taammüden) bu toplumun sosyal temelini sarsmak istiyorlar.

Toplumun bir kesimi bu dizilere özenti duyabilir mi, evet duyabilir. Nitekim toplumdaki aklın firar ettiği alametleri de görüyoruz. İnsanlar “yol ver” diye korna çaldığı için bile öldürülüyor. “Neden yan baktın" diye hemen silahlar çekiliyor.

Televizyonlar “reyting" uğruna her naneyi yiyor. Yarışma programlarında bile insanların nasıl tahammülsüz olduklarını üzülerek görüyoruz. Yapımcılar “ne kadar çok kavga, o kadar izlenme” diyerek bu horoz dövüşünden çok ama çok mutlu oluyorlar. Artık şuna inanmaya başladım. Tarafların kavga etmelerini teşvik bile ediyorlar. Şimdi sorarım size; Bu kadar yemek programına gerek var mı? Var ya da yok. Yemek programında bu kadar kavga neden? Tam bir horoz dövüşü. Garip olan diğer konu da insanımızın bu saçmalıkları seyrederek prim vermesi.

Şimdi desek ki toplumu olumsuz etkileyen bu tür programlara devlet el atmalıdır! Malum çevreler hemen çemkirmeye başlar. Ama olan topluma oluyor. Dizi ve program yapımcıları sorumluluk duygusu ile hareket etmelidir. İsmini yazarak reklamını yapmak istemediğim yabancı menşeli bir gazlı içeceğin Ramazan gösterimini çok beğendim. Adamlar işini biliyor Allah için. Adamlar tam da anasını boyayıp babasına satıyor. Her karesi mesaj yüklü.

Dış görünüş itibariyle “Bunlar oruç tutmaz” diye düşündüğümüz kişiler apartman sakinleri ile birlikte iftar açıyor. “Bunlar bu içeceği içmez" diye düşündüğümüz sakallı-türbanlı çift kasa ile o içeceği getiriyor komşulara dağıtıyor. Kafalarda oluşturulmak istenen algı çok mükemmel.

Netice itibariyle silahla yaptıramayacağınız şeyleri reklamla algıyla pek ala yaptırabilirsiniz.

Alıcılarınız hep açık olsun. Algılara yenik düşmeyin.

     

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.