SEVGİLİYE MEKTUP…

Rivahi Kalay

Bu mektup sana ulaşır mı, bilmiyorum, cesaretim de yok aslında… Cesaret edemezsem hayatım boyunca kendimi suçlayacağım, ‘KORKAK’ diye, cesaret edersem de bütün hayallerim suya düşecek belki…

Dışarıda kar soğuğu… Yüreğim sensizliğin ayazında, umurumda mı ki hava. Yürüyorum soğuğa rağmen. Toprak demir, yerler buz… Üzerine basmaya korkuyor insan…

Ellerim üşüdü, varlığına muhtaç yüreğim kadar olmasa da… Nedense günlerdir ısıtamıyorum ellerimi… Yüreğimi… Hayalinle ısınmanın tiryakisi olmamalıyım desem de… Isınıyorum. Uzun zamandır olduğu gibi yine yalnızdım… Gidiyorum senli kalabalıklardan, sensiz karanlıklara…

Nereden bilirdim ki bu vuslat, başka bir hasrete kapı açarmış. Her şeye rağmen öyle bıkmamışım ki yaşamdan, ‘Güneşi aramaktan… Ne çok hüzün acıya karıştı, ne çok zaman kaybettim… Yıldızlarla ne çok avundum… Yalancı ışıklarla… Nihayet buldum güneşi, ışık kaynağımı derken… Ben heyecanlı, iyimser oluveriyorum bir anda. Sever mi ki diye düşünürken zihnimin eyyamsız gerçeklerinde… İlk konuşmamız hayal gibiydi. Tam olarak ne söylediğini de hatırlamıyorum. O an sen konuştun dünya durdu… Ne sözcük hatırlıyorum, ne benim ne dediğimi… İşte o gün bugündür bu kalp senin için de atıyor, sen farkında olmasan da…

Ben sendeki ışığa vuruldum… Bulutlara… Kara bulutlara inat… O ışık doluyor penceremden… Sana senden bile yakın olabilecekken mesafeler aramızda… Hep severdim ‘aşk’ hakkında okumayı… sana kapıldığımdan beri daha bir fazla verdim, kendimi kitaplara… AŞK… inandığım, bulmakta zorlandığım değerdi. Sıradan duyguların boşluğuna kaptırmışım kendimi… Yemek yemek ve çalışmaktan ibaret sanıyordum hayat… Değilmiş… Yaşamak için ‘AŞK’ da lazımmış… Sayende anladım…

Hep sen varsın süslenen hayallerde… Hayallerin gerçeğe dönüşmemesi ihtimalini düşünmeden hiç hayal etmek… Sana ilk vurulduğum anı anlatsam. Gözlerinin gözlerime değdiği o ilk AN’ ki bu;

Bütün aşk hikayelerinin en unutulmaz ve heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk baktığı an’dır şüphesiz. Hep böyle anlatılır. Daha doğrusu, O’nun yüzünü ilk gördüğü vakit… Kalpte ateşin yükselmesi… Aklın ve sabrın ateşe düşmesi, o ilk bakış ile başlar…

Benimle konuştuğun ve sesini duyup, gözlerine baktığım ilk An!!!... kıvılcımı çakan ve geri dönüşü olmayan bir yola girdiğim eşsiz bir An’dı… Sen konuşuyordun ama ben aptal aptal yüzüne bakıyordum sadece… O günden sonra, son güne kadar seni her gördüğümde kalbim daha hızlı atar oldu… Bu kalbi o hale sokacak başka ne olabilir ‘AŞK’ dışında…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.