Sultan Selim Câmiî ve Külliyesi -2

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Sultan Selim Külliyesi’nde bulunan imaret, iki medrese ve hamamlar Vali Kemâl Hâdimli döneminde 1950’li yılarda Konya Belediyesi tarafından yıktırıldığını, tarihçi ve ilim adamı Uzluk tarafından yerel gazetelerde açıkladı.

 

 

CAMİİ DEPREMDEN ETKİLENDİ

Cami son yıllarda bir kaç kez onarım geçirmiştir. İçindeki kalem işi süslemeler de bu onarımlar sırasında yenilenmiştir. Son depremde bir hayli etkilenen camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından zemin güçlendirme çalışması yapılmıştır. Ramazan-ı Şerîf münasebetiyle geçici olarak ibadete açılarak Enderun usulü teravih namazlarının kılındığı caminin, iç kısmında mihrabın üstü ile yan taraflarındaki pencere bölümlerinde gözle görülür çatlakların oluştuğu müşahade edilmiştir.

3-4 seneden beri devam eden restorasyon ve onarım çalışmalarından dolayı cami ibadete kapalıdır.

 

SULTAN SELİM İMARETİ

Caminin kuzeyinde yer alan imaret belgelerde İmâret-i Cedîd, Tabhâne, Tabhâne Hanı, Kurşunlu Han, Kervansaray, Sultan Selim İmareti olarak geçmektedir. Vakfiyesine göre imaret mutfak, tabhâne, kiler, buğday ambarı, odunluk, fırın, ahırdan oluşuyor, ayrıca tamir keşiflerindeki bilgilere göre bir şadırvanla iki çeşme bulunuyordu. Mutfağı kurşunla kaplı iki kubbe örtüyordu. Şadırvan caminin batısında klasik bir Osmanlı şadırvanıydı. İmaret sık sık onarılarak ayakta tutulmaya çalışılmış, XX. yüzyılın başlarında işlevlerini kaybettiği için yıkıma tarkedilmişş 1965’ten sonra yıkılarak yerine park yapılmıştır.

Sultan selim Medresesi: III. Murad tarafından muhtemelen 992’de (1584) Mevlânâ Dergâhı’nın kuzeybatısındaki derviş hücreleriyle birlikte inşa ettirilmiştir. Medrese kaynaklarda Medrese-i Celâliyye, Türbe-i Mevlânâ Medresesi, Sultan Veled Medresesi, Velediye Medresesi olarak da geçmektedir. Mevlânâ Dergâhı’ndaki derviş hücrelerine benzetilerek yapılan kubbeli ve kâgir hücrelerin üzeri kurşunla örtülüydü. 1888’de bir kısmı yıktırılarak yerine mektep yaptırılmış, diğer bölümler 1951’de ortadan kaldırılmıştır.

 

MUVAKKİTHÂNE

Caminin kuzeybatı, Yûsuf Ağa Kütüphanesi’nin kuzey bitişiğinde bulunan muvakkithânenin kitâbesinden Sultan Abdülaziz tarafından 1873’te inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. İnşaat bittikten hemen sonra buraya padişah tarafından iki adet saat gönderilmiştir. 1951’de yıktırılmadan önce üç adet saat bulunuyordu. Girişi kuzey yönündeydi. Yusuf Ağa Kütüphanesi gibi kesme taştan yapılmış üzeri sakıflı küçük bir binaydı.

 

YUSUF AĞA MEDRESESİ

Kütüphane Medresesi olarak da bilinen yapı Yûsuf Ağa tarafından 1212’de (1797) caminin güney bitişiğindeki bahçede yaptırılmıştır. Bir avlu çevresinde dizilmiş, kerpiçten ve düz damlı on hücre ile bir büyük dershaneden meydana geliyordu. Mimarî bir özelliği bulunmayan medrese bitişiğindeki türbe hamamı ve muvakkithâne ile birlikte 1950’lerde yıktırılmıştır.

 

YUSUF AĞA KÜTÜPHANESİ

Yusuf Ağa Kütüphanesi, Selimiye Camii’nin batı duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Kitabesinden ve vakfiyesinden anlaşıldığına göre, III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan’ın Kethüdası Yusuf Ağa tarafından 1795 yılında yaptırılmıştır. Kütüphanenin asıl giriş kapısı Selimiye Camii’nin iç kısmında güney batıdadır. Ancak bugün giriş dışarıya alınmış olup, batı cephedeki pencerelerden biri kapı haline getirilmiştir. Kesme taştan, kare planlı olarak yapılan kütüphanenin üzeri kubbeyle örtülüdür. Kubbenin dört köşesinde kubbecikler mevcuttur.

 

Kaynakça:

Yusuf küçükdağ, İslâm Ansiklopedisi, s. 516-517.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.