Sürekli Sahada Olanlara Aşı Sırası Ne Zaman Gelecek?

Emrullah Nergiz

Koronavirüs aşılarında umut veren gelişmeler görüyoruz. Erciyes Üniversitesi’nin 2. Faz çalışmalarının Sağlık Bakanlığı’na teslim edilen raporlarında %100 antikor oluşumunun sağlanmış olması harika bir haber.

Türkiye’nin üstüne düştüğü an yapamayacağı bir iş yok. Yeter ki paçadan asılanlar olmasın.

Bunun yanı sıra Sayın Fahrettin Koca’nın açıklaması üzerine toplam 270 milyon doz yani nüfusun 3 katından fazla Covid aşısına sahip olacağız.

Kendi aşılarımız da yetişirse zaten bu işi çözmeye yaklaştık demektir.

BioNTech aşısının tek doz yapıldıktan sonra ikinci dozun 12 hafta sonraya alınması netleşti gibi. Böyle olursa kısa vadede 50 milyondan fazla Türk vatandaşı aşılanmış olacak.

Bunlar güzel haberler.

Lakin özellikle belirtmem gereken bir şey var. Aşılama önceliğinde bir şeyler ters gidiyor. Doğrudur herkes öncelikli olmak istiyor. Lakin sezon kapanırken evden çıkarmadığımız öğretmenlerin tamamını aşılamak tartışılıyor. Bunun yanında yine evden çıkmayan guruplarla ilgili öncelik tartışmaları var.

Üretim tedarik ve bunların ulaşımı hususunda sürekli sahada olanlar yani yaşam akışımızı ayakta tutanlarla ilgili bir şeyler yapmak gerekmiyor mu? Bu insanları öncelik grubuna dâhil edip aşılamak gerekmez mi?

Bugün markete gidince elimizin altında olan her şeyi rahatça alabiliyoruz. Bunların üretiminin durduğunu bir düşünür müsünüz neler olur?

Bakın pazartesi günü pandemiden kaynaklı olarak üretimi durma noktasına gelen inşaat malzemelerindeki rekor artışı konu alan bir özel haber yaptık. Aynı şeyler diğer ürünlerde de o şekilde görülürse vay halimize…

ÇİLEK DENİNCE AKLA HEMEN ONUN ADI GELİR

Bu yıl çileğin kilogram fiyatını hiç aşağılarda göremedik. Türkiye’de 15-20 TL bareminde olan çilek fiyatları ortalama kilosu 5 dolardan ihraç ediliyormuş.

Çiftçimiz üreticimiz kazansın daha fazla eksin diksin yeter mantığındayız. Neticede bereketli topraklarda yaşıyoruz. Her ne kadar suyumuz az olsa da çiftçilerimiz spesifik ürünlere yoğunlaşarak daha fazla kazanç sağlayabilirler.

Bunun için gerekli olan geleneksel ekimden vazgeçerek daha bilimsel tekniklere geçmek olmalı.

En güzel örneğini Konya’mızın güzel ilçesi Hüyük’te görebiliyoruz. Çilek denince aklımıza ilk Hüyük geliyor.

Takip ettiniz mi bilmem, geçtiğimiz günlerde ‘HÜYÜK ÇİLEĞİ’nin Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan Coğrafi İşaret Tescil Belgesi aldığını haberleştirmiştik.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı özellikle pandemi süreciyle birlikte yoğun bir şekilde taşra ilçelerde tarımsal ürünler ile ilgilenirken gözlemledik. Kimi zaman Güneysınır’da lavanta dikerken, Altınekin’de buğday hasat ederken kimi zaman da Hüyük’te çilek yatırımlarına destek olurken…

Tarımsal üretim ve gıda geleceğimiz.

Hüyük demişken ilçenin çalışkan Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem’i anmadan geçemeyiz.

Kuşkusuz ‘Hüyük Çileği’nin bu şekilde markalaşmasında onun katkısı büyük. Başkan Çiğdem’in son dönemde Hüyük’ün Beyşehir gölüne bakan tarafında yoğun ve güzel çalışmalar içinde olduğunun bilgisini aldım. Sonsuz Şükran Köyüne benzer ‘huzurlu’ bir projenin önemli ayağı tamamlanmış… Biz ucunu kanatmış olalım. Yakında tüm şehir duyacaktır…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.