TAASSUP

Muzaffer Kırmacı

İnsanların, bir takımın taraftarı olması hususunda “neden, niçin” aranmaz. Mantıklı bir izaha ihtiyacı da yoktur.

      Ancak; yaşadığı şehrin takımı ile Milli Takım istisna. Çünkü her ikisinde de millî duygular ve sahiplenme ön plandadır.

      Ama bir siyasi partinin taraftarı olmak için “akıl ve mantık" olmazsa olmazdır. Hani derler ya; “takım tutar gibi parti tutulmaz” diye. Aynen öyle.

      Parti taraftarı olmak konusunda, her bireyin kendisine özgü ve kendisine göre mantıklı bir izahı vardır mutlaka. Birinin “mantıklı gerekçesi” ötekine “mantıksız" gelse de bu böyledir.

      Ama vatandaş diyorsa ki “biz yedi göbek .....  partiliyiz" o zaman burada bir terslik vardır. Dedenizin verdiği kararı sorgulamadan, aklınıza danışmadan, günün şartlarına uyup uymadığının muhasebesini yapmadan takılıp gidiyorsanız, ciddi bir şekilde taassubun girdabına girmişsiniz demektir.

      Peki nedir taassup?

      Taassup dendiğinde ne anlamalıyız?

      Taassup, Doğru veya yanlışlığına bakılmaksızın, bir düşüncenin  savunuculuğunu yapmak. Mensubu olduğu din, mezhep ya da partiyi her halükârda desteklemek. Doğruluğu araştırılmadan karşıt düşünceye saygısızlık etmek, bir düşünceye bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başkasını düşünmemek. Ayrıca, kendi yandaşlarına ister haklı isterse haksız olsunlar mutlak destek vermek, onların tarafını tutmak demektir.

      Taassup içinde olanlara da mutaassıp diyoruz.

      Bu tanımlamalardan yola çıkarak çevremize bakacak olursak “kör taassup” içinde olan çok miktarda “siyasi mutaassıp” insanların var olduğunu görürüz.

      Hadi yetki makamında bulunanları anladık diyelim.  Taraftarların da onlardan kalır yanı yok. İlaç için bir tanesi de çıkıp sorgulama yapmıyor.

      Türkiye “yerli otomobili" tanıttı ya. Gerçek yüzler bir kere daha arz-ı endam eyledi. Bu adamlar otomobile de karşılar. İHA'ya/SİHA’ya da karşılar. Köprüye, hızlı trene, hastaneye karşılar. Hava limanına, Kanal İstanbul'a karşılar. Operasyonlara, Doğu Akdeniz'de olmamıza karşılar. Bir de (sözüm ona) iktidara talipler.

      Bu malum zihniyet, Türkiye'yi muhalefetsiz bırakarak çok büyük bir kötülük yapmaktadır. Ülkemizin idaresine talip olan bir zümrenin bu kadar bağnaz, bu kadar öngörüden yoksun olması büyük bir şanssızlık. Aynı zamanda zararı kendilerine de dokunmaktadır. Aklı başında olan vatandaşlarımız destek vermeyerek, iktidara hasret bırakmaktadır.

      Bu gidişle balık kavağa çıksa bile bu zihniyete iktidar haram.

      “İsteyene ölüm de şifadır" diyor atalarımız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.