Tahir Başkan büyük siyasetçi vesselam…

Uğur Özteke

İzninizle bugün de biraz siyaset yapalım ve inşallah yarından itibaren sizlerden gelenlerle bize ulaşanlarla ve kendi gördüklerimizle kendi yerel konularımıza dönelim.

…….

Malum Pazartesi sabahı AK Parti’nin genişletilmiş şehir toplantısı ile çok mutlu olmuş. Belli bir noktaya kadar da bu toplantıdan çok büyük zevk almıştım. Ancak bir yere kadar. Yani kendi kandırılmamı kabul ediyordum. Hatta büyüklerimizin dediği gibi siyasetçilerin beni kandırmasından da zevk alıyorum.

Ne var ki okurlarımıza karşı bu masallardan dolayı biz mahcup olduğumuz zaman inanın kendimden utanıyorum, dahası kendimden iğreniyorum. Gazeteciliğin ne hale geldiğini da kendimce iyi biliyorum.

Mesela epey oldu. Akşam eve gittim eşim işlerini bitirmiş geldi, oturdu. Getirdiğim gazeteye dergilerimize bakıyor. Ama gel gelelim benim yazılarımı okumuyor. Epey oldu baktım benim yazımın olduğu sayfanın altındaki habere şöyle bir göz attı ama bizim köşeyi es geçti. Takıldım, “Hatun çok ayıp ya. İnsan merak eder bir okur, bizimki bugün ne yazmış der?”…

Aldığım cevap hâlâ kulaklarımda;

“Kim bilir yine kime yağcılık yaptın. Sana anlatsam bizim okulda yaşadıklarımızı yazabilir misin? Neyi okuyacağım ki?”….

……….

Vallahi mesela okulda öğretmenlerin, yöneticilerin ne çektiklerini yazamam. Öğretmenler, müdürler tembel ve yaramaz öğrencilerin ve velilerinin elinde kukla olmuş durumda. Adres verip nokta nokta bunları yazarım.

Pardon yazarım da yazamam.

Amma geçtiğimiz hafta bu işi üstü kapalı şekilde Milli Eğitim Bakan Yardımcımız çok sevdiğim ve saydığım üstelik de inandığım insan Sayın Orhan Erdem’e bire bir aktardım.

Dahası üç hafta önce uçakta rast geldiğim Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı Bey eğer koltuğa oturur oturmaz uyumasa idi, bu durumu kendisine de anlatacaktım.

…………

Daldan dala konmayalım kendi konumuza dönelim.

Bu gazetecilik çerçevesinde AK Parti’nin toplantısı bizim bilgilenmemiz açısından gerçekten dört dörtlük oldu. 

Siyasilerimizin iyi niyetini, gayretlerini, çalışmalarını ve çabalarını gördük. Allah razı olsun. Ne var ki “yeterlilik” konusunda karamsar kaldık.

Mesela toplantı ile ilgili yazımıza partinin içinde sevilen sayılan, kessen de “Recep Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu” diyen bir abimiz sabah saat 7’de şöyle bir yorum yapıyordu. “Abi yüreğine sağlık bugün yazın 10 numara. Konya, Konyam bahtı kara Konyam. İstanbul’da 3 yılda biten proje 13 yılda Konya’da bitmez. Niye mii? Onu sende bende çoooook iyi biliyoruz ki bu güzel memleket de çooook ……….. var. Abi özür ben fazla konuşmayayım. Saygılar sevgiler selamlar.”

………….

Sonra mesela orada Musa Başkan’ın sırasında yan yana omuz omuza oturan bir büyüğüm aradı. “Yazıp yazamadıklarımızı konuştuk !!!”

Yüzde yüz haklı idi. Yazamam ki.

Ama şunları yazarım ve her yerde de sonuna kadar savunurum.

Bu toplantıda Tahir Başkan’ı bir kez daha takdir ettik. Kim ne derse desin, kim ne sorarsa sorsun, başkan sade vatandaşın anladığı dilden sorunlara çözüm öneriyordu.

Doğruyu söylüyor muydu?

Vallahi de billahi de doğruyu söylüyordu.

Bakın mesela şehir içi trafik sorununda tramvayların yenilenmesine. Tramvay hatlarının genişletilmesine ve de tramvay seferlerinin yeni vagonlarla arttırılmasına rağmen, belediye otobüslerinin yüzde doksanının modernize edilip son model otobüslerin seferlerine konmasına rağmen, hatta bu seferlerin yoğunluğa bakılmadan her isteyenin sokağından geçirilmesine, her isteyenin evinin dükkanının önüne durak konmasına rağmen Konyalının toplu taşımayı tercih etmediğini söylüyordu Tahir Başkan.

Hadi şimdi yalan deyin.

Her evde bir değil en az iki üç araba var mı? Var.

Herkes evden tek tek çıkar mı? Çıkar

Hanginiz otobüse tramvaya binersiniz?

Hangimiz eşimize, kızımıza, anamıza, gelinimize “Belediye otobüsüne bin git” dersiniz.

Bunun en açık örneğini havaalanında yaşamadık mı?

Özkafa’nın kafasını yedik. Havaalanına otobüs koy diye. Başkan koydu kimse binmedi. Seferler iptal edildi.

Şimdi HAVAŞ var.

HAVAŞ belki sadece Konya’da zarar ediyordur.

Nedeni çok basit biz Havaş’a filan binmeyiz. Araba gelecek bizi alacak. Ya da araba bizi havaalanına götürecek. 

Ben Konyalı dostlarımı çok seviyorum yaaa.

Mesela inşaatçılardan öğrendim. En çok satılan daireler üç artı birlermiş. Ve de bu daireler ne kadar lüks olursa o kadar çabuk satılıyormuş.

Helal olsun size.

3 ay önce resmi dairede çalışan bir dostum ev almıştı. Hanımı öğretmen. 6 yaşlarında da bir kızı var. Sohbet esnasında lüzumsuzluğumdan sordum “Abi kaça oldu?”

Cevap “400’ü buldu Uğur abi”…

“Yapma yaaa abi. Kaç oda?”

“4 artı 1 abi.”…

Gerisini yazmama gerek var mı?

Bizim ki hem büyük olacak hem de lüks olacak.

Biz yaşamayı seviyoruz yaaa.

Tahir Başkan da çözmüş bizi.

Ne var bunda kızacak?…

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı, ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Atlıhan’ın arkasındaki yolda tatlı su çeşmesinde otomobil yıkamadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.