TAHİR YÜKSEK Mİ ve MUSTAFA ŞAHİN Mİ DİYENLERE

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Selçuk Üniversitesi Rektörlük seçimi ile ilgili vaktimiz giderek daralıyor. Üniversitemizin gelecek 4 yılını ve sonraki yılları etkileyecek bu seçimi sıradan bir olay olarak görülmemelidir. Bu seçim uzun yıllardır yoğun sıkıntılar, ayrışmalar, özellikle de öğrenciler arasında rakip kamplaşmalar yaşamış Üniversitemizin huzuru ve geleceğe yönelik atılımları açısından oldukça önemlidir. Selçuk Üniversitesi tarihinde ilk defa huzura, bilime ve sevgiye yelken açan bir süreç yakalamış görülüyor ve bu süreç iyi değerlendirilmelidir.

Şunu da kuvvetle isteyerek yazıyorum bundan sonrası için yeni yönetim akademik, idari kadro ve öğrencilerimiz için ahlaksızlığa varmayan özel hayat, vatan hainliğine varmayan ideolojik düşünce farklılığı kişinin kendi tercihi olmalıdır. Kimse buna karışmamalı; insan tabanlı sevgi-saygı-muhabbet ortaklığı; idari tabanda yardımlaşma ve akademik zeminde de bilimsel yarışa dayanan bir “HEDEF”e götürmelidir.

Neden olmasın, ülkemiz genel seçim ile istikrar vadeden bir ortamdan Konyalı bir Başbakan çıkarmış, her kesimden insanımız kadar üniversitemiz bilimsel ve sosyal alt yapımıza ve özel hayatımıza müspet etkide bulunacak değerleri isteme fırsatını yakalamıştır. Olmaz demeyelim. Görüntü, düşünce, köken, anlayış, siyasi ve sosyal yapımız, muhafazakâr veya seküler de olsa düşünce farklılığımıza rağmen ortak paydamız VATAN, İSTİKRAR, HUZUR, KALKINMA ve özellikle de özlük haklarının tesisi ise “NEDEN OLMASIN?”  

Bu arada halen Mustafa ve Tahir Hocalar arasında tercihte bocalayan akademisyenleri bilgi kirliliğine götüren bazı arkadaşların çirkin çabaları ve özellikle Tahir Hoca’yı karalama veya etkisizleştirme gayretleri devam ediyor. Ne yazık ki bu tür karartmalar her iki adayın yakın ve etkin dostlarından geliyor. Kimin tarafında yer aldığımı açıklamama rağmen meslektaşlarım “bu işin sonu ne olur” diye bana da soruyor.

Öte yandan her iki adayın dostları veya dost görünenler arasında halen kişisel kaprislerini ajite duygularla yansıtanlar “Başbakanımızın tercihini Tahir Hoca’dan yana kullanmadı” gibi haberler yaymaya devam ediyor. Açıkça ve net olarak söylüyorum ki, rektörlüğe getirilme “bir atamadır”. Kabul edelim veya etmeyelim Devlet bakanını, valisini, müsteşarını, genel müdürünü atıyorsa, rektörünü de atar. Rektörlük de bunlar gibi idari bir makamdır. Ha rektörler ilminize, özel hayatınıza, kişisel tercihinize, kılık-kıyafetinize karışıyor, özlük haklarınızdan mahrum ediyorsa, işte o zaman hep beraber karşı çıkalım. 

Konu açılmışken, Başbakanımızın rektör adayı olabilecek 5 hocayla görüşmesinden “ORTAK BİR ADAY BELİRLEYİN BEN UYARIM” teklifi çok istismar ediliyor. Konunun doğru anlaşılması bilgi kirliliğinin bertaraf edilmesi ve Başbakanımızın yıpratılmaması için konuyu olduğu gibi ele alıyorum.  Mustafa Şahin, Selman Türker, Hüseyin Kara, Ali Akmaz ve Tahir Yüksek çağrılıyor (Tahir Hoca, Mustafa Şahin ile yeniden karşı karşıya gelmek istemediği için bu görüşmeye kadar “O çekilmeden ben aday olmam” diyordu. Bunlardan sadece Selman Türker adaylığını açıkladı, Ali Akmaz aday olamıyordu, Hüseyin Kara ise adaylığını hiç açıklamamıştı. Başbakanımızın Tahir Hocayı tercih etmesi sonrası Selman Türker nezaket göstererek Tahir Yüksek lehine adaylıktan çekildi, ancak Mustafa Şahin çekilmedi ve adaylığa devam ediyor. 

Bu arada Ali Akmaz ve bendeniz Tahir Yüksek devrede değil iken Mustafa Şahin lehine tercihimizi belirledik ancak Tahir Hoca devreye sokulunca stratejik incelik gereği Tahir Hoca adına tercih ortaya koyduk ancak ben Tahir Hoca ile birlikte Mustafa Şahin’in adaylığa devam etmesini de defalarca yazdım.

Bu gelişmeler sonrası Mustafa Şahin ve Hüseyin Kara herkesin huzurunda çıksınlar “BAŞBAKANIMIZIN TAHİR HOCA İLE İLGİLİ GÖRÜŞÜNÜ AÇIKÇA BELİRSİNLER” ve bu bilgi kirliliği sona ersin derim. Kaldı ki, Başbakanımızın aday tercihi olmasaydı dahi, aynı görüşten en az iki adayla seçime girmesi doğru olurdu. Bu minvalde bir akademisyenin bir adayı nezaket kuralları içinde desteklemesi takdirle karşılanmalıdır.

Başbakanımızın tercihi üzerine menfi propaganda yapanların iyi niyetli olduğunu söyleyemem. Bu konuda art niyetlilerin Mustafa Bey’e yüksek oy çıkarma çabalarının O’nu çok sevdikleri için mi yoksa Başbakan’a ders verme üzerine kurulu bir senaryodan mı kaynaklanıyor, soralım. Söylenenlere göre PARALELCİLER ile birlikte eski tüfek bazı statükocu aktörlerin bu tezgâhta etkin olduklarıdır.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (13)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.