Tam donanımlı bir nesil yavaş yavaş geliyor

Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda kendisi de hafız olan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Hafız ortaokulları ve liselerinde çok cevval çocukların yetiştiğini ifade eden Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, “Elhamdülillah şimdi hafız ortaokulları, liseler açıldı. Çok üst düzey çocuklar hem hafız oluyor hem de en iyi üniversiteleri kazanıyorlar. Tam donanımlı bir nesil yavaş yavaş geliyor” dedi.

Allah’ın 99 isminin arasında da yer alan ‘hafız’ kelimesi İslam alemi için büyük bir önem arz eder. Ezberlemek, zihinde tutmak, muhafaza etmek, saklamak, korumak anlamındaki "h-f-z" kökünden türeyen hâfız, ezberleyen, zihninde tutan, saklayan, koruyan demektir. Peygamber Efendimiz (SAV)’in çeşitli hadislerinde kendilerinden güzel sözlerle bahsettiği hafızlar Ramazan ayı programları çerçevesinde gazetemize konuşarak hafızlığı anlatmaya devam ediyorlar. Her gün bir hafızımıza yer verdiğimiz sayfamızda kendisi de hafız olan Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş ile söyleşimiz şu şekilde:

Ne zaman, hangi kurumda, hangi hocaların rahle-i tedrisinde geçerek hafız oldunuz?

Meram Yeniyol’da Havzan Mahallesi’nde oturuyorduk. Havzan Kur’an Kursu’na 5 dakikalık bir mesafedeydik. Aslen Bozkırlıyız. Bozkır’ın Sorkun Köyü’ndeniz. Adını aldığım rahmetli Mustafa dedem kendi köyünde de Kur’an kursu ve cami yaptırmış yıllarca o köylerde çokça da hafız yetiştirmiş. İlk torunu olan benim de elimi tutup rahmetli İsmail Ketenci Hoca’ma teslim etti. O zamanlar zorunlu eğitim 5 seneydi. İlkokuldan sonra başka bir eğitim alacaksanız onu yapabiliyordunuz.12’li yaşlar çok kendinizin karar verebileceği bir yaş değil. Büyükler nereye götürüyorsa oraya gidiyordunuz. Allah ondan razı olsun dedemiz de bizi İsmail Ketenci Hoca’ma ‘eti de kemiği de senin’ diyerek teslim etti. İsmail Hoca’mda Türkiye’de en çok hafız yetiştirmiş bir hocam. Mekanı cennet olsun.

Kur’an-ı Kerim’i ezberlemek zor olsa gerek. Bunun farklı metotları mı var, siz nasıl ezberlediniz?

İlk başta yüzünden okumaya başladım. Daha sonra kısa surelerden ezberlemeye başlanır daha sonrasında 2-3 sayfalık sureler ezberlenir. Ezberleme yeteneğiniz geliştikçe hafızlığa geçiş yaparsınız. Tecvid ile beraber 8-9 ay bu sürer. Daha sonra da rutin bilinen her cüzün 20’nci sayfasından başlayarak o hafız olma usulü ile hafız olunur. 3 senede bitti. Hafız olmanın kendisi ne kadar zorsa belki ondan 100 kat daha zor olan hafızlığı korumak ve hafız kalmak.

Hafızlık eğitimi aldığınız süreç ve hafız kimliğine sahip olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Hafız olmak güzel bir şey. İnsanlar sizi seviyor. Hürmet ediyor. Konya’dasınız bir de. Konya farklı bir memleket. İslam’ı güzel yaşayan, daha fazla yaşayan bir memleket. Bu manada daha tutucu. Kur’an kursları, camiler de çoktur. Ramazan bile Konya’da daha farklıdır. Hal böyle olunca hafız olduğunda 13-14 yaşında bile insanlar size saygı gösteriyor, hürmet ediyor. Onun güzelliğini çocukken yaşıyorsunuz. Daha sonra eğer bunu koruyabilirseniz, hayatınıza da yansıttıysanız aynı şekilde devam edip gidiyor. Zaman geçtikçe üzerinize daha farklı kimlikler yükleniyor. Bitirdiğiniz lise üniversite gibi. Mesele ben imam hatipliyim. Aynı zamanda Mülkiyeliyim. Onların hepsinin üzerinde ayrı bir şeyi vardır ama hafızlığın misyonu çok daha farklı. O bir koruma kalkanı oluşturuyor. Her ne iş yaparsanız yapın daha az hata yapmak zorundasınız. Onu korumak zorundasınız. İnsanlardan hafızlık müessesine ve diğer hafızlara sizden dolayı laf gelmemesini sağlamak zorundasınız. Bunlar kendinize çeki düzen vermenizi bir kat daha fazla sağlıyor. Eğer imam hatip mezunu iseniz olumlu yaptıklarınız olumlu, olumsuzluklar ise olumsuz olarak okuduğunuz müesseseye mal ediliyor. Bu nedenle yaptığınız her şeyi 2 kere 3 kere düşünüyorsunuz. Bu da aslında görevinizi yaparken başarılı olmanızı biraz daha kolaylaştırıyor. Hata yapmamak için daha çok çaba sarf ediyorsunuz.

13-14 yaşlarında hafızlık eğitimi alırken hocamız tarafından ekmek alışımızdan, otobüse binişimize kadar, yürüyüşümüze kadar tembihlenirdik.

Hafızlık eğitimi aldığınız sürece ilişkin hatırınızda kalan anınız var mı, bizimle paylaşabilir misiz?

Ramazan’da öyle ve ikindi vakitlerinde hafızlar veya hoca mukabele okur. Cemaatte önüne Kur’an’ı Kerim’i açar takip eder. Hem hafızlık döneminde, hem de imam hatip döneminde çokça mukabele okuduk. İlk bisikletimi de böyle almıştım. Mukabele okuyan hafızlara cemaat Ramazan’ın son cumasında bir miktar harçlık toplar. Bu bir hediyedir. Hafıza bir harçlık oluşur. Dağ bisikleti daha yeni çıkmıştı o zamanlar. İlk dağ bisikletimi öyle almıştım. Hafız olmanın çok güzelliklerini yaşadık. Hafız olmak başka bir şeydir. Konya’da hafız olmak başka bir şeydir. Ya imam olunur yada müezzin olunur. Ramazan ayı boyunca takip edersiniz. Ramazan’ı vatandaştan biraz daha farklı yaşarsınız.

Sizin döneminizdeki hafızlık eğitimi ile şuan ki eğitimin arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

Kur’an kursları, hocalar eskisi gibi değil. Allah hepsinden razı olsun ama dönem, yıllar ve konjonktür değiştikçe eğitimin şekli de değişti. Değişmeyen tek şey hafız olma usulü. O halen aynı şekilde devam ediyor. Eskiden top oynarken görülen bir çocuğun kulağı çekilip, topu kesilen bir dönemden Kur’an kursunun bahçesine halı sahalar, basket sahaları yapılan bir döneme geldik. Çocuklarla öyle ilgileniliyor ki şimdi. Öğrencilerin oyuna da spora da ihtiyacı olduğu, sadece ezber ve dini eğitim verilerek olmayacağı anlaşıldı. Zamanın da yapılanlar yanlış mıydı. Yok değildi. Sadece dönem değişiyor. O dönemin çocukları o yapılanları kaldırıyordu. Şimdi kursların bahçeleri değişti. Yemekleri bile değişti. Biz top oynadığımızda hocalarımız en iyi azarlanırdık. Elhamdülillah şimdi hafız ortaokulları, liseler açıldı. Çocuk hem okulunu okuyabiliyor hem de hafız olabiliyor. Hayatının belirli bir kısmını sadece hafızlığa ayırmamış oluyor. Ayıranlar için de bu iş kesinlikle kayıp değildir. 3 yıl hafızlığa gittim bir sene de liseden sonra daha iyi bir üniversiteye gitmek için mezuna kaldım. Toplam 4 sene. Kesinlikle çok güzel kararlardı ve asla kayıp değildi. Geleceğimi kazanmak için yaptığım yatırımdı. Mülkiyeyi kazandım. Geleceğimi onun üzerine kurdum. Bir de bu işin bir de öbür dünyası var ve biz Müslümanlar orası için yaşayanlardanız.

Günümüz hafızlık eğitimi için neler söylemek istersiniz?

28 Şubat sürecinde de hafızlık çok yara aldı. O dönemde Konya’nın tümünde sadece bir yılda 20-25 hafız zor çıkar hale gelmişti. Normal şartlarda sadece benim okuduğum sınıfta her yıl 25 hafız çıkardı. 28 Şubat anne ve babaları korkuttu. Herkesi korkuttu. 8 yıllık zorunlu eğitim de hafızlık eğitiminin önünü kesti. Eğitim iyidir evet ama çırak da yetişmeli, kalfada yetişmeli. Farklı alanlarda da eğitimini yada mesleğini tamamlamış insanlara ihtiyacımız var. Şuan baktığımız zaman sadece hafızlık için söylemiyorum 8 yıllık kesintisiz eğitim birçok şeye engel oldu. Yoksa eğitimin iyiliğini veya kötülüğünü tartışacak değiliz. Eğitim hayatın boyunca bitmez. Bizler de her gün yeni şeyler öğreniyoruz. Eğitimini alıyoruz. 28 Şubat döneminde yapılan 8 yıllık kesintisiz eğitim döneminin arkasında yatan şey bazı müesseselerin önüne ket vurmaktı. Ama çok sürmedi elhamdülillah ve kendileri ile beraber o süreçte yok oldular gittiler. Şimdi çok şükür Kur’an kurslarımız dolu. Hafız ortaokulları ve liseler de buna katkı sağladı. Allah sayılarını artırsın. Şimdi ne cevval çocuklar yetişiyor oralarda. Çok üst düzey çocuklar hem hafız oluyor hem en iyi üniversiteleri kazanıyorlar. Tam donanımlı bir nesil yavaş yavaş geliyor. Yarın devam edecek… ( Mehmet Günnar )

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

KONYA Haberleri