Tam olarak ne istiyorsunuz?

Sadık Büyüksakarya

Geçen gün çok güzel bir ifadeye denk geldim:

‘Yoğun duygular suyu bulandırır ve gerçeği berrak şekilde görmeyi engeller. Bir sonuca varmadan önce, suyun durulmasını bekle. En iyi kararlar, duygular durulup zihin sakinleştiğinde alınır.’

İfade tertemiz.

Ehline denk gelmediği vakit zayi oluyor tabi.

Neden böyle dedim?

Malumunuz şundan ötürü.

‘Terörsüz Türkiye’ kapsamında PKK silah bıraktı.

Merkez-çevre ilişkisindeki göbek Süleymaniye kabul edilip milyonların gözü önünde mevzu bahis niyetin ucu kanadı. Çevre coğrafyalara da dalga dalga yayılacak bu hareket.

Ülkenin iliğini kemirip geleceğini çalan terör belası artık son bulacak Allah’ın izniyle, niyazımız budur.

Niyetimizde noksan yok fakat bizden bildiklerimizin ‘tu kaka’ minvalindeki ifadeleri bu ülkenin birliğine ve bütünlüğüne ziyadesiyle zarar veriyor.

41 yıllık irinin kökü kurusun, evlere ateş düşmesin, ocaklar sönmesin ve dahi evlatlar boynu bükük büyümesin niyetiyle atılan bu adıma şiddetle hor bakmak zorunda mıyız?

10 binlerce vatan evladı can vermiş. Anadan, babadan, varlıktan hatta ve hatta yokluktan vazgeçilmiş.

Mübarek ay yıldızlı bayrağımız şereflice dalgalansın niyetiyle yola revan olup arkasına dahi bakmamış alnından öpülesi yiğitler.

Ömrü vefa eden her Türk’ün böyle düşünüp hareket edeceğini adımız gibi biliyoruz. İçimizde aksi tavrı teşkil edecek ufacık bir çıkıntı dahi yok.

Lakin neden böyle davranıyoruz?

Neymiş efendim bu bir siyasi ittifakmış!

AK Parti, MHP ve DEM Parti seçim stratejisi dahilinde hummalı bir çalışmanın içerisindeymiş!

Bu sürece yabancı kalan ve hiçbir malumatı olmayan bir insan içinde bulunduğumuz durumu şöyle bir okumak istese bu ilerleyişin siyasi değil de süreç ittifakı olduğunu rahatlıkla görebilir.

Geçmişten günümüze terör belasının maddi ve manevi faturasını eline alan her insan bu sürecin siyasi bir şov olmadığını akıl edebilir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin yıllar içindeki çehreye dayalı ve sosyolojiyi önceleyen değişimini herhangi biri neyin ne olduğu noktasında rahatlıkla anlayabilir.

Öyle zannediyorum…

İstanbul’u yağmalayıp şehrin altını üstüne getiren İmamoğlu eşiyle birlikte meydanlarda zafer işareti yaparken ve ‘Selahattin Demirtaş’a özgürlük’ naraları atarken siyasi ittifak hiç akıllara geldi mi acaba merak ediyorum?

‘İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş, İzmir’de Tunç Soyer bizim desteğimizle başkan seçilebildi’ diyen DEM Parti yetkililerine hararetli hararetli çıkışabildiler mi acaba CHP’li menfaat seviciler!

Cevap bekliyorum?

Devlet, neyin ne zaman nasıl uygulanacağını elbette bilecek akla ve ferasete sahiptir.

Siyasi ve askeri kronolojiyi okuma noktasında herhangi bir acziyetimizin olduğunu da düşünmüyorum üstelik.

Bölgede yaşanan olayları ve sivri söylemleri de göz önünde bulundurursak alınan kararlar müspet manada son derece anlamlıdır da diyebiliriz.

Bundan böyle bize düşen bir elin parmakları ve tarağın dişlileri gibi olmaktır.

Milat sayabileceğimiz bu süreci başka türlü yaldızlı hale getirebilmemiz mümkün değil kanaatindeyim.

CHP’NİN EYLÜL’Ü!

İthal baklavalar, bavul dolusu paralar ve bantçı korumalar derken bıçak kemiğe dayandı gibi.

Kemal Kılıçdaroğlu dört gözle 15 Eylül’ü bekliyor.

Ak koyun kara koyun belli oldu ama biz yine de sağlamasını yapalım diyor Bay Kemal.

Öyle zannediyorum yeni açılıma bomba gibi hazırlanıyor. İşi başından aşkın olmalı ki şimdiye kadar kelam kesmedi süreçle ilgili.

Zannımca birazda düşünceli.

Mevzu bahis sürecin somut bir hal alacağını hiç beklemiyordu diye düşünüyorum.

Öyledir…

Bazen çetrefilli düşünceler karşılık bulmaz.

Kemal Bey’in yerinde olsam yeni açılımın argümanlarını daha radikal bir çerçeveye oturturdum.

Zira bu fırsat bir daha ele geçmez Kemal Bey!

Selâmetle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.