Tarihî Mâbedlerimiz (18) 1. Bölüm

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Şerafeddîn Câmii ve Türbesi

  • Osmanlı döneminin abidevî eserlerinden olan Şerafeddîn Câmiî, yıktırılan eski türbesine kavuşmanın sevincini yaşarken şimdi sıra; İrfânîye Medresesi ile mezarların bulunduğu yere yapılan tuvalet ayıbının ortadan kaldırılmasına geldi. 

Konya’nın Karatay İlçesi, Şerefşirin Mahallesi sınırları içerisinde kalan tarihî Mahkeme Hamamı’nın güneyinde, Mevlâna Caddesi üzerinde Şerafeddin Parkı’ndadır.

Caminin ilk inşası XII. yüzyıla tarihlendirilirken son inşa tarihi; hicrî 1046 / miladî 1636’dır. Engelliler için giriş kapısının da bulunduğu Şerafeddin Camii, ziyarete sabah saat 08.30 (Pazar günü saat 09.00)’dan itibaren yatsı namazına kadar açık tutulmaktadır.

Kuzeydeki cümle kapısından içeriye girdiğinizde, zengin bir tezyinat göze çarpar. Mihrap ve minber ise mermerdendir. Şerafeddin Camii merkezi planlı yapılardan olup, ortada harimi örten bir ana kubbe ile güneyinde bir yarım kubbe ve dört köşesindeki birer küçük kubbe ile kapatılmış, kıble tarafındaki mihrap çıkıntısının üstü de ayrıca bir yarım kubbe ile örtülmüştür. Güneyden aynı adla söylenen bir türbeye bitişik durumdadır. Doğudaki talî kapının yanından minaresi yükselmektedir. Konya’daki Osmanlı Döneminin en büyük ve abidevî eserlerinden olan Şerafeddin Camii’nin yapım tarihi ile ilgili farklı düşünceler bulunmakta, inşa tarihi Selçuklulara kadar götürülmektedir. Bunun gerekçelerinden biri olarak caminin duvarlarına rastgele olarak serpiştirilen Selçuklu dönemine ait çok sayıdaki çini parçalarının gösterilmesidir. Diğer taraftan caminin 11-20 Şaban 1046 / 8-17 Şubat 1637 tarihli vakfiyesi bulunmakta ve burada “Konya’da vaki Şerafeddin Hazretleri türbe-i mezbureleri ittisalinde inşa buyurmuş oldukları Şerafeddin Camii dimekle maruf Camii Şerifin...” diye devam eden ibarelere dayanılarak bu zâtın XIII. yüzyılda yaşamış olan Şeyh Şerafeddîn olduğu ve caminin güneyindeki türbede medfun bulunduğu, caminin de ilk bânisi olduğu ifade edilmektedir.

Caminin kuzeydeki cümle kapısında iki ayrı kitabe yer almaktadır. Üstteki dış çerçeve nişinin kemer içine alınlığına celi olarak yazılmış, kapı kemerinin üstündeki alt kitabede ise sülüs yazı kullanılmıştır. Bu kitabeye göre cami 1299/1881 yılında Konya eşrafının ve hayırseverlerin yardımlarıyla tamir edilmiş, yazıları da Konyalı ünlü hattat Hamdizâde Mahbub ibn Mustafa Rüşdi tarafından kaleme alınmıştır. Aynı şekilde caminin iç duvarlarıyla diğer alanlara yazılan yazılarla kubbe, tromp vb.. gibi örtü elemanlarına uygulanan sıva üzerine kalem işi süslemelerin de bu hattat tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yazılarla kalem işi süslemeler 1980 yılında Manisa’da ikâmet eden Buharalı bir usta (Mustafa Özbek) tarafından başarısız olarak yenilenmiş olup cami, minare tasvirleri gibi bazı detaylar yok edilmiştir. Caminin doğudaki tek şerefeli minaresi 1876’dan sonra yapılmıştır.

 

KİTABEDEKİ HADİS VE ÂYETLER

Şerafeddîn Câmii’nin kilitli olan doğu kapısının üzerinde bulunan Arapça kitabenin sol ve sağ taraflarında şu hadis ve ayet yazılıdır:

“Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurdular ki; Mü’minler ölmezler. Sadece bir evden diğerine göçerler. Dünya geçici evdir. Ahiret ise ebedî evdir.”

“Cenâb-ı Hakk buyuruyor ki; Yeryüzünde bulunan her canlı fânidir. Yalnız azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı, bakîdir (Rahmân / 26-27).”

 

İRFANİYE MEDRESESİ

Şerafeddîn Câmii ile ilgili araştırma yaparken eski resimlerinin birinde, caminin kıble tarafında dinamit kullanılarak ortadan kaldırılan türbenin önünde görülen mezar taşlarından burasının mezarlık, mâbedin solunda, şimdiki tuvaletlerin bulunduğu yerde dâhil Mahkeme Hamamı bitişiğinden itibaren Vakıf İşhanı’nın bulunduğu yere kadar İrfânîye (Furkanî) Medresesi’nin bulunduğu kaydediliyor. 

Arabacı’ya göre, “İrfaniye Medresesi, Konya Müftüsü olduğu dönemlerde 1810-1822 yılları arasında Hadim’li olan Hacı Ahmed Efendi tarafından yaptırılmıştır.

İrfaniye Medresesi’nin 1848’de 30 odası vardır. Dershânesi çok büyüktür. Devrinde, Konya’daki mevcut medreselerin oda ve öğrenci sayısı yönünden en büyüğüdür. On iki yıl Konya Müftülüğü yapan Hacı Ahmed Efendi’nin iki bin kadar talebe yetiştirdiği söylenmektedir. İrfaniye Medresesi’nde 1914’te 86 talebe okumaktadır.”

Devamı var.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.