Tarımda Planlı Üretim Dönemi-1

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Ne hikmetse her bakan atandığı andan itibaren tarımı kurtarma adına bir proje patlatıyor. Yumaklı Bakanımız da Tarımda Planlı Üretim Projesini başlatarak, üretim planlaması projesini açıkladı. Projeyi açıklarken, tüm dünyada yeni normal algısının değiştiğini ve tarıma da dünyadaki gelişmelerden farklı bir perspektiften bakılamayacağının altını çizerek “İklim değişikliği, göçler, savaşlar, nüfus artışı hayatımızın tam göbeğinde. Bunları erteleyemeyiz de ıskalayamayız da” diyerek bir umut ışığı yaktı.

Türkiye’nin gıda arz güvenliğini sağlamak için stratejik ürünlerde; bitkisel, hayvansal ve su ürünleri başlıklarında üretimi artırmak için verimli, kaliteli, sürdürülebilir bir üretim ve kayıtlılığı sağlayacak “planlı üretim” programını Eylül 2024’te 81 ilde topyekûn hayata geçecekmiş. Bu giriş bölümü sayılır.

Planlı Üretim Dönemi adına çalışılacak konuların bir kısmı ana, bir kısmı ise tali konular olarak ele alındığı gibi, içinde yapılabilecek ve ne yapılacağı belli olmayan konular da vardır, diyebiliriz.

Hububat ve yağlı tohumlar, et ve süt ürünleri ve su ürünleri stratejik ürün kapsamında ele alınırken; stratejik olmasa da Türkiye çapında sürükleyici bir ürün çıkarsa o da stratejik ürün grubuna dâhil edebilirmiş. Burada karbonhidrat (Nişasta-şeker) ve pamuk stratejik ürünler değil mi, diye soralım. Bunu, iklim ve yağışın müsait olduğu yerlerde, yüksek gelir getirebilen pamuk, zeytin, şeker pancarı, patatesi, sahillerde ve jeotermal sahalarında sera ürünleri, ana konular olarak ele alınmayacak mı?

Türkiye’de tarımsal üretim yelpazesinin çok geniş olduğu gerçeğiyle, “mevzuat çıkarıp hemen ‘planlı üretime geçiyorum’ demek kolay olmuyor diyen bakanımız doğru söylüyor. Zira çiftçi nezdinde bunun uygulanmasının, teknik olduğu kadar, sosyolojik ve psikolojik sebepleri var. Ayrıca Üretici, üretimi uzun vadeli planlarla yayma yerine, çoğunlukla üretim yılına ait getirisini hesap eden bir anlayışa sahip. Tedbir için “stratejik ürünlerden başlayarak bunların nerede, ne kadar üretileceğini planlamak, cesaretlendirecek ya da yönlendirecek mekanizmaları devreye almak” doğru duruyor.

Üretimin üretici nezdinde planlanmamasının, temel sebeplerinden biri hatta en önemlisi çoğunlukla tarımın getirisinden memnun olmamasıdır. Bunun için de (elbette sulu ya da yağışı yeterli alanlarda) her yılı ayrı bir üretim yılı görerek, hatta münavebe dahi yapmayarak bir senede en yüksek geliri almak istiyor. Bunu son yıllarda bazı pancar ve mısır üretim alanlarında uygulanması ile çokça gördük. Psikolojik sebeplerine bir örnek ise toplulaştırma uygulamalarına karşı çıkılmasında, sebebinin de “atalarımın hatıraları var” şeklinde açıklayarak defalarca yaşadık.

Tarımsal destek programlarının planlı üretimi destekleyecek şekilde yapılandırıldığı, desteklerin de temel, yönlendirici, verimlilik ve diğer olarak 4 ana başlıkta olacakmış. Bu karar açıklanmaya muhtaç. Üretim planlaması yapılırken su ve sulama kaynakları dâhil, destekler; bölgede önceden belirlenen kıstaslar dâhilinde, belirlenen kat sayılara göre verilecek olması, doğru ve kayda değer bir karardır.

Tarımsal desteklerdeki gibi hayvancılık ve hayvansal üretim desteklerinin de kaideleri olduğu kaydedilerek “özellikle hastalıklardan doğan ekonomik kayıpları engelleyip verimliliği artırılmak” istenmesi önemli, ancak tarımın ayağa kalkması için temel bir karar değildir, tartışılır.

Türkiye’de hastalıktan ari işletme sayısını çoğaltmak için destek paketlerini artırılması yönünde “yeni destek paketinin buna yönelen işletmelere öncelik ve yüksek puanda destek verilmesi” yanında aile işletmeciliğini özendirilmesi ve de kadın işletmecilere pozitif ayrımcılık yapılması da olumludur. Ancak şehrin cazibesi ve rahat yaşama hırsı, bu gidişle ne aile, ne de kadını köyde bırakmayacak gibi geliyor. Yapılması gereken öncelikle kırsala şehrin konforu getirilmeli, aile işletmeciliği belirli bölgelerde güçlendirilerek özendirilmeli; tarım geniş alanlarda “büyük işletmeler” halinde yapılmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.