Tarımsal Sulama Paraları Nereye Gitti?

Uğur Özteke

Tarımdan anlamayız, sulamadan hiç anlamayız, bunun alt yapısından hiç mi hiç anlamayız. Amma eğer Büyükşehir Belediyesi bir hafta içerisinde Özel İdare’den kendisine devredilen dahası kucağında bulduğu Tarımsal Sulama ve Altyapı Daire Başkanlığı’nın müteahhitlere olan borcunu ödemez ise birçok müteahhidin beyaz bayrak çekeceğini dolayısıyla yüzlerce binlerce işçinin de perişan olacağını görüyoruz.

Bizim bu iddiamız öyle kulaktan dolma, ya da kelli felli ensesi kalın bir müteahhidin gazına gelerek yazdığımız bir şey değil.

İki gün önce cumartesi günü ikindi saatlerinde dev bir fabrikada idik. İşyerinden içeriye girdik patronu sorduk. Görevli önce kem küm etmek istedi. Ama biz patronunun bizi beklediğini söyleyince şifreyi girerek bizi fabrikanın içine aldı. Dibi zor görülen tesisin bir kenarında arkası dönük bir işçi kendi kendine çalışıyordu. Yanına yaklaştıkça bilgisayarlı tezgâhın başında çalışanın fabrikanın patronu olduğunu gördük. Şok olduk. Sanayide genelde cumartesi günü öğlen iş paydostur. Burada da böyle olmuştu. Ama patron Vietnam’dan aldığı işi yetiştirmek için çalışıyordu. Bizi görünce işi bırakmak istedi. Razı olmadık. Çayı ayakta makinenin başında yudumladık.

Genç iş adamı çok üzgün dahası dertli idi. İl Özel İdaresi’nin Büyükşehir’e nasıl plansız ve düzensiz devredildiğini bize bir başka açıdan anlatıyordu. Bu devir işlemi gerçekleşmeden 118 milyon TL Ankara’ya geri gönderilmiş. Buradaki Tarımsal Sulama ve Alt yapı Daire Başkanlığı’ndan alacağı alan müteahhitler şimdi belediyenin kapısını aşındırıyorlarmış. Ama orada da para yokmuş. Bu iş adamının dediğine göre paralar bir hafta içerisinde ödenmezse pek çok yatırımcı üretici çok güç durumda kalacakmış.

….

Çıkarken düşünüyordum. Paranla, emeğinde, alın terinle milyonluk yatırımlarla riske gireceksin. Dünyayı dolaşıp iş alacaksın. Yapacaksın. Ama kendi verdiğin paranı dahi devletten alamayacaksın. Bu patronun halini görünce, “Şükürler olsun işçiyim. Ne alacak ne verecek düşüncesi var. Amaleyiz ama bir ay çalışırız. Ay başı geldi mi de paramızı alırız” değil mi?    

DOLMUŞÇULAR İÇİN

KANUN KURAL YOK MU?

Bir iş adamımız, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarındaki aktiviteleri ile sık sık kamuoyunun önüne çıkan dostumuz Cuma günü çıldırmış vaziyette bize şöyle bir mesaj gönderiyordu;

“Abi günaydın. Senden ricam şu, dolmuşçuları Allah rızası için bir yaz. Bunlar nasıl insanlar? Bunlara kural kanun yok mu? O dolmuşun içinde senin benim ailem, çoluğum çocuğumuz var. Forma kadar yavaş yavaş tın tın gidiyorlar. Yol bile vermiyorlar. Sonra dakikası doluyor ve o direksiyondaki sakin adam Azrail oluyor. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun. Abi sana yalvarıyorum şu dolmuşçuları bir yaz. Bunların hepsinin başına bir polis mi vermek lazım?

….

Vallahi gözlerimle görmesen de bu dostumuzun ne demek istediğini ne yaşadığını gözümüz kapalı biliyoruz. Benim de dolmuş şoförlüğü yapan arkadaşım var. Ona resmen, “Oğlum sen nasıl bir adamsın? Millet sana sövüyor. Direksiyonda seni tanıyamıyorum” diye söylüyorum. O da yaptığını biliyor ama yok saatlik durağa yetişme bahanesi, yok ekmek parası, yok arabanın borcu…

Hiçbir şey yapmayın. Her sabah Büyükşehir Belediyesi’nin karşısında PTT’nin önünde dolmuşçuların ne yaptığına bakın sonra da kafanıza kurşunu sıkıverin kurtulun.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ağır yongayı rüzgar savurmaz.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Direksiyonda burnumuzu oynamadığımız zaman ADAM oluruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.